Psiko-Sosyal Analiz - Psiko-Sosyal Analiz Nedir - Evlilik Danışmanlığı - Evlilik Programları Ne Kadar Doğru
Son zamanlarda moda olan izdivaç programları yediden yetmişe herkesin gözünde ve dilinde.RTÜK ün yaptığı araştırmada,izdivaç programları izlemelerde ilk sırada yer alırken aynı şekilde en çok şikâyette ise yine bu programlar ile ilgili olmaktadır.
Toplumumuzda evlilik, hem kurum olarak hem de şekil olarak ciddiye alınan dini,sosyal ve duygusal bir sistemdir.. Programlarda ilişki uzmanı olarak görev alıp olayı yerinde görme fırsatım oldu.Bu vasıta ile bilgi edinip fikir edinmem kolaylaştı.
Programların şekli ve içeriği ve reytingleri ile fazlalığı gözleri bu programlara yöneltti.programın içeriği özellikle birer eleştiri nedeni olmaktadır. Özellikle evliliğin şekli itibariyle,sadece görünüşe ve sayısal vasıflara ( maaş, yaş,boy ev,araba..) bakılarak adımları atılması ve sonucun kısa sürede ortaya konulması gereği, programlar hakkında olumsuz bakış açıları oluşmasına neden oluşturur.
Bu programlar aynı zamanda ülkemizde : yalnızlığın boyutlarını, insanların evliliğe bakış açısını ,hangi vasıfların talep gördüğünü,bu konuda yara almış kişilerin psikolojik yapıları gibi pek çok konuda bilgi sahibi olunmasını sağlamıştır.konu ile ilgili analizden önce uyguladığın anketin sonuçlarını da paylaşmak istiyorum.
1. Evlilik programları vasıtasıyla gerçekleşen evlilikleri güvenilir buluyor musunuz?
10. Bu programlar ile olumlu veya olumsuz eleştirinizi paylaşır mısınız ?
*Topluma yanlış örnek olmaktadır.
*Olumlu anlamda tanışma fırsatı sağlamaktadır
*Şov amaçlı olup,mahremiyet ve çelişkiyi büyük bir başarı gibi ortaya koyup reyting amaçlanmaktadır.
*alt yapısı yok..aday olanlara ve talip olanlara eğitim( ilişki,eş seçimi kişisel yeterlilik vs alanda) verilmiyor.
Görüldüğü üzere rast gele örnekleme ile yapılan anket sonucunda ,anketi cevaplayanların genel olarak evlilik programlarına olumsuz baktığı,bu programları faydalı bulmadıkları,kesinlikle bu tip programlara çıkmayı düşünmediklerini belirtmişlerdir.
Analiz & Yorum
Seyirci kaynana-kayınbaba- görümcedir: bu programlar modern görücülük sistemidir. Çünkü siz tarafsınız. Adayı ya da talibi tutuyorsunuz. Onay veriyorsunuz. Yakıştırıyorsunuz. Eğer bu programları izliyorsanız,o evliliğin farkında olmadan bir parçasısınız. Ayrıca programlarda yapılan evliliklerde, tv izleyicilerinden bile hediye takı geldiği görülür. İzleyici,kendini o kadar kaptırır ki, kendini adayın yada taliplinin yakını sanır. "Seyirciden 1 tam altın" dercesine bir sahneye şahit oluruz.
Eş seçimi : programlarda, eş seçimi ile ilgili bilgilendirmeler yapılmalıdır. Seçim ve öneri konusunda boyu boyuna ilkesinden vazgeçilmeli, daha bilimsel bakışa geçilmeli, uyum ve bezerlik konusu ele alınmalıdır.( konu ile ilgili Habertürk gazetesindeki yazımı okuyabilirsiniz Bu nedenle adayların ve taliplerin bir ön eğitimden geçirilmesi gerekir. Toplumun bu programlara bu kadar olumsuz bakması, biraz da güven sorununun göstergesidir.
Alt yapı: programlarda öncelikle eğlence yerine, amacına yönelik bir eğitim veya öğreticilik hedef olmalıdır. Programdaki uzmanların, ilişki, eş seçimi, kriterler konusunda daha aktif olması gerekir. Seyircilerden 60 yaşındaki teyze 5 dakika yorum yaparken uzmana 1 dakika verilmemelidir. Eğitici yönlere ağırlık verilirse programa olan güven artar. Sonuçta bu programların kalkması mümkün gibi görünmüyor ise, daha sağlıklı olması sağlanmalıdır. Çünkü programların bir benzeri ve daha güvensiz hali internet üzerinden (chat) ile yapılmaktadır.İnternetten tanışmak ile evlilik programında tanışmak arasındaki fark açısından internette baskı yok. Daha rahatsınız. Ama internette kandırma-kandırılmak daha mümkün.
Tanışma şekli: şekil olarak bir beğenme ile başlayan süreçten bahsedebiliriz. " şekil başlatır öz sürdürür" bakış açısının uygulanmasından çok sadece şekil ile yapılan değerlendirmelerden dolayı süreç sağlıklı işlememektedir. Ülkemizde, hiçbir zaman diliminde insanlar bu kadar birbirine güvensizlik duymamışlardı.Buna rağmen, oldu-bitti evliliklerin olması veya topluma öyle oluyormuş gibi yansıtılması bir dejenerenin göstergesidir. Bu nedenle tv deki tanışmalarda sürecin uzun tutulması ve sürecin nasıl işleneceği de belirtilmelidir. Ayrıca , tanışma ve evliliklerin devamı hakkında da bilgiler verilmeli, program sayesinde tanışanlardan ayrılanlar-boşananlar olursa bunlarda neden-sonuç şeklinde yansıtılmalıdır.
Mahremiyet: ülkemizde mahremiyetin deşifresine karşı özel bir merak var. İlişki mahremdir. Bu programların bu kadar izlenmesinin altında da bu durum mevcuttur. Ayrıca, seyircinin kendini hakem- onay merkezi gibi görmesi de heyecan yaratıp izlenme oranını artırmaktadır.
Adayların ve taliplerin özel hayatları, izleyiciler önünde malzeme olmamalıdır. Kendi hayatına yön veremeyen birkaç kişinin birilerine orada hayat dersi vermesi sadece kendini gösterme ve kanıtlama girişimidir. Samimi değildir.
Programların kazançları: bu programlar, tarafları bir araya getirerek seconder kazanç sağlıyorlar. Yani reklam, reyting vs. gibi. Fakat bu tanıştırmanın daha gizli olması sağlanabilir.
Adayların-taliplerin psikolojisi: düşünün ki, bir bayan 1 ay boyunca o programa katılıp evlenemeden mahallesine geri dönüyor. Mahallenin o bayana bakış açısını empati kurarak tespit edelim. Sanki istenmeyen, çirkin, değersiz bakış açısı ile yaklaşılmasını hissedecektir. Ayrıca aday, bunu kendi kendine de yöneltecektir. Ayrıca, adayların günlerce programda kalmalarına bağlı olarak, kendilerine gelen talipleri de geri çevirmelerini sağlamaktadır. Koltuğu kaptırmamak, devamlı kamera karşısında olmak adına hep geri çevirebilir. Hatta" inşallah talibim çıkmaz da daha fazla kalırım" bakış açısına sahip adaylar ile programlarda karşılaştığımı belirtmek isterim. Ayrıca taliplerin ise orada sadece dış görünüşleri ağırlıklı olarak değerlendirilmeleri ve canlı yayında reddedilmeleri tam bir travmadır.
Hemen Karar almak. Bu programlarda gerek format ve gerekse toplumun beklentisi hemen tarafların karar alması yönündedir. Taraflar görüştürüldükten sonra sunucu ve izleyiciler , yeni heyecanlı sürecin(söz, nişan ve evlilik) aşamalarını izlemek için iletişimin ilişkiye dönüşmesini talep ederler. Ayrıca izleyicilerin çoğunluğu ise flört dönemini yaşayamamış ya da sosyal baskı nedeniyle çok kısa yaşamış(tadı damağında kalmış) yaşı olgun, hatta yaşlı bir izleyici kitlesinden oluşmaktadır. Bu nedenle tanışma süresinin uzatılmaması görüşü seyircinin ortak fikridir. Sunucun ve izleyicilerin bu müdahaleleri ile kişiler spontane olarak ilişkiyi yaşayamamakta, süreci bile kendi dışında ve beklentilere uygun yaşamak zorunda kalmaktadırlar.
Kısa sürede kararların alınması , toplumun dokusunu bozmakta, insanlara yanlış örnek oluşturmaktadır. Ülkemizde süreç; tanışma-flört- isteme-sözlenme-nişan-düğün olarak sürerken ve süre en az 1 yıl iken bu programlar oldu-bitti şeklini yansıtıp bunu normalize etme sürecini yaşatıyorlar. Ayrıca programlara da var olan güvensiz tutum, kişilerin de birbirine bakışını etkilemektedir. Orada tanışmanın ilişkiye olan güveni ne kadar etkilediği ayrı bir araştırma konusudur.
ü Dikkat çeken bir diğer nokta kamera önü ve kamera arkasının zaman zaman uymamasıdır.Arkada şöyle konuşmuştuk otelde böyle demişti..Bu bir samimiyetsizlik göstergesidir.Aynı zamanda kendisi için ilişki değil, seyircinin veya sunucunun isteğine göre davranmanın göstergesidir.
ü Bir sonraki talip beğenildiğinde bir öncekinin düştüğü durumunda içler açıcı ve onur kırıcı olduğu bilinmelidir. Bu durumu düzeltmek veya oluşmasına engel olacak yeterliliğe sahip yapımcı ve sunucunun olmalıdır..
ü Kişilerin hayatlarına hiç tanımadıkları başka insanların karışması ,ilişki hakkında yada karakter uyumları hakkında kendisini hiç tanımayan eğitimi ne olduğu belli olmayan insanların karışması olayın trajikomik yönüdür.
ü .Evlilik denilen kutsal kurumun yapay sıradan gösterilmesi ve eğlence malzemesi olması üzüntü vericidir.
ü Bunun yanı sıra bu programlar ,Türk halkının aç olduğu bir alanında ortaya çıkmasına yardımcı olmuştur.
Anketten:
(anket 96 kişiye rast gele örnekleme üzerinde uygulanmıştır. İlk pilot grupta gelen tüm sonuçların benzer olması nedeniyle sonucu değiştirmeyeceği düşünülerek, sayıyı arttırma yoluna gidilmemiştir. Anketler bire bir doldurarak ya da Internet üzerinden doldurup gönderilerek toplanıp, analiz edilmiştir)
Ankette de görüldüğü üzere,
Ø İzleyenlerin çoğu, programı keyifli ama sağlıksız buluyor.
Ø İzleme oranının yüksekliği, izleyen kesim ile de alakalıdır. Genelde bu programların akşam izlenme reytingleri daha düşüktür.
Ø Özel hayatın özentili ve ilgi çekici olması az gelişmiş ülkelerin tipik göstergesidir.
Ø Eğer, gerekli alt yapı sağlanırsa, imkânı ve fırsatı olmayanlar için bu programlar birer köprü görevi görmektedir.
Ø Gerekli alt yapı sağlanırsa adaylar ve taliplere nasıl davranmaları, neye göre eş seçiminde bulunmaları konusunda danışmanlık yapılırsa " nerede tanıştığın değil, kiminle tanıştığın " sözünü rahatça söyleyebiliriz.
Ø Toplumun bu programlara güveninin sağlanması için, programlarda uzmanları bulundurmaları, adaylara, evlilik ve tanışma öncesi eğitim verilmeli, içgörü, farkındalık, kendilik değeri ve uyum konularında bazı eğitimler verilmelidir.
Ø Bu programlara çıkmayı, ayıp ve küçük düşürücü olarak görenler , programa çıkmayı bir acizlik olarak yorumlayabilmektedirler. Fakat tv karşısında kısmetini aramak ile internette aramak arasında sadece gizlilik vardır. Aslında evlilik programları ,internete kıyasla daha gerçekçi ve daha reeldir. Ve güvenilirdir. Fakat yine de süreç şu an için her ikisinde de sağlıksızdır.
Ø Evlilik programlarında esas eleştirilerden biri de,adayın gün içinde birden çok kişi ile tanıştırılmasıdır. Bu durum izleyenler açısından alıcısını bekleyen meta gibi görünmekte ve ahlaki yapıya uygun bir olmayan bir görüntü çizmektedir.
Ø Evlilik programları,ülkemizdeki karşı cinsi tanıma, iletişim kurma, kendini ifade etme konularındaki eksikliği ve açlığı ortaya koymuştur.
Ø İnsanlara ; tanışma, kendini ifade etme,karşı cinse açılma ve karşı cinsi yüceltmeme gibi düşünsel ve davranışsal beceriler kazandırılmış olunsa bu programların ortadan kalkması kaçınılmaz olabilir.
Sonuç olarak yapılan kısa anket ile gözlemlerimiz sonucunda, evlilik programlarına şuan için güvensizliğin hakim olduğu, tanıştırma amacı dışında eğlence ve gündüz programına hitap ettiği söylenebilir.
Desteklerinden dolayı tüm katılımcılara teşekkür ederim