İkizdere, Rize iline bağlı bir ilçedir. Çamlık Deresi ile Cimil Deresinin birleştiği yerde kurulan İkizdere, adını bu derelerden almıştır. Toplam nüfusu 8.400 olup, 1.823'ü ilçe merkezinde, 6.577'si köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağına bağlı 25, Güneyce bucağına bağlı 2 köyü vardır. Yüzölçümü 898 km² olup, nüfus yoğunluğu 9'dur. Nüfus piramidi sırasıyla;
Türk
Rum
Laz
Hemşin
Asimile olmuş Laz aileler Merkez yakını köylerde yaşamaktadırlar.Hemşinliler ise dağ köylerinde yaşamaktadırlar
Laz kökenli ailelerin yaşadığı köylerden bazıları ; Rüzgârlı (Miz'e) , Ayvalık Köyü (Kap'se) , Gürdere (Etxone) , Meşeköy (P'et'rani)
Köylerde yaşayan Laz kökenli ailelerin asimilasyonunun başladığı tarih, göçmen olarak geldikleri tarihle aynıdır.Ancak ne zaman ve neden geldikleri bilinmemektedir. Kullandıkları kelimelerin çoğu diğer köy halkından farklıdır.Parpali , Xarati , Raxna , Çxiroba , Paponi , Limbo3'a (ve ya Limxana) , T'ik'ina , Ğorma , Laxeri gibi kelimeleri ilçede yanlız köylerdeki halk kullanır.Nüfuslarını az olmasına karşın Hemşinlilerden daha fazladırlar.
Hemşinliler ise Yüksek köylerde, İspir ilçe sınırları ardına kadar uzanan bölgede yaşarlar.Yaşayış tarzları diğer halklardan farklı olup, onlarla pek fazla iletişimde bulunmaz ve kendi içlerinde kız alıp verirler.
İkizdere ilçesinin güneybatısında bulunan ve Ballıköy yaylası olarak ta bilinen Anzer yaylasında çok sayıda endemik türde çiçek yetişmektedir. Bu yaylada Anzer balı üretimi yapılmaktadır.
İlçe toprakları dağlıktır. Dağlar dar vadilerle parçalanmış olup yüksek kesimlerinde yaylalar bulunur. Başlıca akarsuyu İkizdere'dir. İkizdere üzerinde elektrik üretmek gayesiyle bir baraj kurulmuştur. Dağlar zengin ormanlarla kaplıdır.
İlçe topraklarını İkizdere sulamaktadır. Rize Dağlarından kaynaklanan Çamlık ve Cimil Dereleri ile Karadere'nin birleşmesinden oluşan İkizdere, kuzeye doğru akar ve ilçe sınırları dışına çıkar. Dağların doruklarında buzyalakları ve buzul gölleri vardır. Ünlü pop sanatçısı Tarkan aslen buralıdır.
(Not) Resimlerin hepsi bana ait değil bası resimler görsellerden alınma
Ünye, Doğu Karadeniz Bölgesi'ninen gelişmiş ilçelerindendir, Ordu
iline bağlı bir ilçedir. Doğusunda Fatsa, batısında Terme, güneyinde Kumru,ilçeleriyle komşudur. Kuzey sınırını Karadeniz çizer.
Ünye sahil şeridinde Fatsa ve Terme ilçelerine, içerde Akkuş, İkizce ve Çaybaşı ilçeleriyle komşudur.1970 yılındanbu güne il olmayı bekliyor
.
Ama gönlümüzde ap ayrı bir güzellik iklimidir ÜNYE.Coğrafi konum olarak ordu merkez ilçeye 63 km samsun merkez ilçeye 90 km mesafededir.Nazif kadınları, erkeklerin celallendiğinde erkan-ı orduları
yıktığı nurdan güllerin açtığı bir hamdü senadır ÜNYE.Mehmetciklerin nigarı,aşkın ve sevdanın kale burcudur,ebrar insanların yurdu erişilmezdir ÜNYE...
İklim
İlçede tipik bir Karadeniz iklimi gözükmektedir.
Ekonomi
İlçe ekonomisi temel olarak tarıma dayanmaktadır. Gerçekten özellikle fındık tarımı ilçe ekonomisinin can damarını oluşturmaktadır. Gerek fındık tarımı ile uğraşan aileler, gerek fındık ticareti ile uğraşan ticarethaneler ve gerekse de fındık kırma tesisleri ekonominin can damarını
oluşturmaktadır. İlçe yerleşkesinin büyük kısmını fındık bahçeleri
kaplamaktadır. Fındık dışındaki ürünler ekonomik hayatta büyük bir yer kaplamayan, ailelerin genelde kendi ihtiyaçları için yetiştirdikleri ya da köylülerin pazarda sattıkları ürünlerdir. Ünye hurması, mısır, pancar diye bilinen kara lahana da yetiştirilmekte, son yıllarda iklimin elverişliliği nedeniyle kivi üretimi artmaktadır.
Tarım dışında ilçenin en büyük sanayi kuruluşu Ünye Çimento Fabrikasıdır. Ünye limanı beklenen canlılığa bir türlü kavuşamamıştır.Fakat içerisinde kurulan Ünye Tersanesi sayesinde gemi onarım ve yapım çalışmalarıyla daha aktif bir rol üstlenmiştir. Ünye un fabrikası ÜNSAN ortaçaplı bir un fabrikasıdır. Son yıllarda teksitil
atölyeleri sayısında bir canlanma gözükmektedir. Esnaf işletmeleri tarımdan sonraki en önemli geçim kaynağıdır. Gerçekten esnafların şehrin siyasi hayatına da yön vermekte olduğu gözlenmektedir.
Sosyal Yaşam
Ekonominin can damarı olan fındık sosyal yaşamı da belirlemektedir. Fındığın hasat zamanı olan temmuz sonu ve ağustos aylarında ilçenin boşaldığı, insanların köylere gittikleri gözlenmektedir. Hasat mevsiminden önce ise Ünye en canlı dönemini yaşamaktadır. Son yıllarda açılan Ünye İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi ile Meslek Yüksekokulunun etkisiyle sosyal yaşamın hareketliliği dikkat çekmektedir
Rize'ye bağlı Çamlıhemşin deyince akla gelen ilk şey, Ayder Yaylası. Yaylaya Çamlıhemşin içinden geçerek ulaşıyorsunuz. Ayder Yaylası'na çıkarken dünyanın korumada öncelikli 200 ekolojik
Aydar yaylası
bölgesinden biri olan Fırtına Vadisi'nden geçiliyor. Çamlıhemşin'e 19 kilometre uzaklıkta ve 1358 metre rakımlı Ayder'de 2 bin yatak kapasitesine sahip 25 otel ve pansiyon var. Suları 260 metre
Fırtına Vadisi'
derinlikten çıkan, sıcaklığı 50 dereceye ulaşan Ayder kaplıcalarını da unutmayalım. Burada trekking yapmak için çok uygun alanlar bulunuyor. Ayder'de her temmuzda boğa güreşleri yapılıyor.
BORÇKA
Bir doğa harikası
Artvin'in Borçka ilçesi, doğa açısından çok zengin. 27 km. uzaktaki Karagöl, 19. yüzyıl başında bugünkü Aralık Yaylası'nın yakınlarındaki bir tepenin, heyelan sonucu derenin önünü kapatmasıyla oluştu. Yaşlı ağaçlarla çevrili bölgede vaşak, boz ayı, çengel boynuzlu dağ keçisi, dağ tavuğu ve yırtıcı kuşlar yaşıyor. Gölde sandalla gezmek her zaman bir zevk. Karagöl'de Orman Misafirhanesi var ayrıca çadır da kurulabilir. Camili Havzası (Macahel), Borçka'ya 50 kilometre mesafede, Dünya Bankası ve Küresel Çevre Fonu tarafından tehdit altındaki 25 bölgeden biri. Dünya Doğayı Koruma Vakfı (WWF) tarafından da izleniyor. Burada projeler yürüten (örneğin Macahel balı) TEMA Vakfı'nın bir misafirhanesi var.
AMASRA
Tekne turu çok güzel
Bartın'ın 17 km. kuzeyindeki Amasra, kuzeye doğru uzanan bir yarımada. Doğusundaki koya Büyük Liman, batısındakine Küçük Liman deniyor. Burası yazın haftasonları popüler bir nefes alma yeri. Kumsallar, balıkçı lokantaları, Çekiciler Çarşısı daima tıklım tıklım. Bir çok pansiyon ve otel var ama ev pansiyonculuğu da çok yaygın. Romalılar döneminden kalan Amasra Kalesi, Cenova Şatosu, Roma dönemine ait Kuşkayası Yol Anıtı görmeye değer. Sahilden denize girebileceğiniz gibi günlük tekne turlarıyla yarımadanın keyfini çıkarmanız da mümkün.
AKÇAKOCA
Ev pansiyonculuğunda
Düzce'ye bağlı Akçakoca, Karadeniz'in batı ucunda. Yeşil bitki örtüsü, 35 km. uzunluğundaki kumsal, hem ilçe merkezindeki hem köylerdeki temiz plajlar, akarsular, tarihi evler, kale ve mağaralar sayesinde tanınmış bir turizm adresi. Turizm mevsimi kısa sürdüğü ve turistik altyapıya izin vermediği için gelenler çadır ve karavanlarda konaklıyor. Ayrıca belki Türkiye'deki en iyi ev pansiyonculuğu burada yapılıyor. Kapasitesi 1500 civarında. Ceneviz Kalesi, Sarıyayla Şelalesi, Melenağzı Köyü ve plajı, Çayağzı ve Akkaya plajları gidilmesi gereken yerlerden.
ÇAYKARA
Botanik turların adresi
Trabzon'a 99, Çaykara'ya 19 kilometre uzakta, deniz seviyesinden 1090 metre yüksekte bulunan Uzungöl, Türkiye'nin en güzel yerlerinden biri. Vadinin iki yanındaki yamaçlardan düşen kayaların Haldızen Deresi'nin önünü kapatmasıyla oluşmuş. Burada trekking, kuş gözlemi, botanik amaçlı turlar düzenleniyor. Dağlarda ayı, kurt, yaban keçisi, tilki, kafkas dağ horozu yaşıyor. Çam ve ladin ormanları muhteşem. Ahşap otel ve bungalovlar 1900 yatak kapasiteli. Uzungöl'den güneye doğru Haldızen Yaylası ve Soğanlı dağlarına devam edince 3 bin metre yüksekte karşınıza buzul gölleri çıkıyor: Balık, Aygır, Kara, Sarı, Pirömer, Buzlu, Koyun, Dipsiz, Hatalan, Sırri ve Kazıklı gölleri buzul sularıyla besleniyor.
MAÇKA
Sumela Manastırı
yeter
Trabzon'un Maçka ilçesi, Altındere köyündeki Sumela Manastırı'yla meşhur. Altındere vadisine hakim Karadağ'ın eteklerinde sarp bir kayalık üzerine kurulu bu manastıra Meryem Ana Manastırı da deniyor. Denizden bin 239, Altındere Vadisi'nden 300 metre yükseklikte. Rivayete göre, Bizans İmparatoru I. Theodosius
zamanında (375-395) Atina'dan gelen Barnabas ve Sophronios isimli iki rahip tarafından kurulmuş. Manastırın 18. yüzyılda bir çok bölümü yenilenmiş, bazı duvarlar fresklerle süslenmiş. 19. yüzyılda büyük binalar ilave edilmiş. 6 katlı manastır 72 odadan oluşuyor. Ne yazık ki freskler yer yer sökülerek alınmış. Sumela Manastırı'na 2 kilometrelik dik bir patikadan sonra 600 metrelik inişli çıkışlı bir dağ yolundan ulaşılıyor.
TİREBOLU
Üç burunlu şehir
Giresun'un 45 kilometre doğusundaki Tirebolu, M. Ö. 7. yüzyılda Miletoslular tarafından kurulmuş. İsmi "üç şehir" anlamındaki Tripolis'ten geliyor. Bu adı, yanyana bulunan üç buruna veya Sen-Jan, Bedreme ve Andoz isimli üç kaleye bağlayanlar da var. Sen-Jan kalesi Tirebolu'nun merkezinde denize doğru uzanan yarımadada. Denizdeki bir kaya üzerine kurulan kale, 13. yüzyıldan kalma. Tarihi çeşmeler ve 120-130 yıllık konakların tarihi dokuyu hissettirdiği Tirebolu'da Yeniköy Camii, Çarşı Cami ve belediye hamamı, kıyıya yakın küçük bir adacığın üzerindeki taş ekmek fırını da görülmeye değer. Tirebolu'da koy ve plajlar da çok güzel. İlçenin batı girişindeki plaj kumuyla ünlü. Tirebolu'nun yaylalarında trekking ve Harşit Çayı'nda kano rafting yapılıyor.
SAFRANBOLU
Konaklarıyla ayakta
Eski evleriyle ünlü Safranbolu, Kastamonu'ya bağlı. 18. ve 19. yüzyıldan kalma Türk evleri mimarisi, işçiliği, aksesuarlarıyla turistlerin ilgi odağı. Restore edilen konakların bir kısmı otel, bir kısmı da restoran ya da kafe. Konakların kapıları, kapı tokmakları bir müzeye ait parçalarmış hissini uyandırıyor. Arasta Çarşısı belki biraz fazla turistik ama meydandaki kafede oturmak çok keyifli. Safranbolu lokumunu tatmayı ve Cinci Hanı dolaşmayı ihmal etmeyin. Hıdırlık Tepesi'ne çıktığınızda muhteşem bir manzarayla karşılaşacaksınız. Mutfak kültürü de önemli: Safranlı pilavı, cevizli yaprak helvasını tadın. Safranbolu'ya gitmişken Eflani, Yörük Köyü, Ovacık'ı ve bastonlarıyla meşhur Devrek'i de ziyaret edebilirsiniz.
Karadeniz Bölgesi Görülecek Yerler
Karadeniz Bölgesi Tatil Yerleri
Karadeniz'de Gezilecek Yerler
Yazın Ege ve Akdeniz sahilleri tıklım tıklım doluyor ama hem ılıman iklimi hem eşsiz doğasıyla Karadeniz sahillerini tercih edenler de hiç az değil.
Şu anda Karadeniz'in tam sezonu. Yemyeşil yaylalar da, denize girilen plajlar da en güzel zamanını yaşıyor. Yolu Karadeniz kıyılarına düşenler için Karadeniz'in görülmesi gereken en güzel 10 kasabasını sizler için
Derelerde gezin
İstanbul'un Karadeniz kıyısındaki ikinci durağı olan Ağva her mevsimde popüler. İzmit'in Çat Tepesi'nden gelen Göksu ve Yeşilçay derelerinin Karadeniz'e döküldüğü deltada yer alıyor. Çam ormanlarıyla kaplı. Deniz bisikletiyle derelerde dolaşabilir, tekne gezisine çıkabilir, kanoya binebilirsiniz. Sadece yürümek de bir zevk. Balık tutmayı sevenler için ideal. Beldedeki lokantalarda taze balık eksik olmuyor ama kendi avladığınızı pişirtebilirsiniz. Buna uygun kendin pişir-kendin ye türü lokantalar var. İstanbul'a 1,5 saat uzaklıkta Ağva'da nehir kıyısında konaklayabileceğiniz onlarca seçeneğiniz bulunuyor.
ŞİLE
Mağara ve şelaleleri keşfedin
Şile, İstanbul'a bağlı bir ilçe. Öteden beri İstanbullular için bir hafta sonu adresi. Deli denizi, şelaleleri, mağaraları ve dünyanın ikinci büyük deniz feneriyle ünlü. Fener, Kırım Savaşı sırasında, Karadeniz'den İstanbul'a girecek gemilerin yollarını bulabilmeleri için yapılmış. Şile'ye İstanbul'dan günübirlik gidilebileceği gibi, konaklama için de sayısız alternatif var. İlçenin görülmeye değer doğal güzelliklerinin başında Onbir Göller Vadisi geliyor. Sofular Mağarası, Meşrutiyet Mağarası, Karabeyli İnleri, Değirmençayırı Şelalesi, Şile Kalesi, Heciz Kalesi, Sarıkavak Kalesi ve Ağlayan Kaya mutlaka görülmesi gereken yerler.
ÇAMLIHEMŞİN
Yaylaların en ünlüsü
Rize'ye bağlı Çamlıhemşin deyince akla gelen ilk şey, Ayder Yaylası. Yaylaya Çamlıhemşin içinden geçerek ulaşıyorsunuz. Ayder Yaylası'na çıkarken dünyanın korumada öncelikli 200 ekolojik bölgesinden biri olan Fırtına Vadisi'nden geçiliyor. Çamlıhemşin'e 19 kilometre uzaklıkta ve 1358 metre rakımlı Ayder'de 2 bin yatak kapasitesine sahip 25 otel ve pansiyon var. Suları 260 metre derinlikten çıkan, sıcaklığı 50 dereceye ulaşan Ayder kaplıcalarını da unutmayalım. Burada trekking yapmak için çok uygun alanlar bulunuyor. Ayder'de her temmuzda boğa güreşleri yapılıyor.
BORÇKA
Bir doğa harikası
Artvin'in Borçka ilçesi, doğa açısından çok zengin. 27 km. uzaktaki Karagöl, 19. yüzyıl başında bugünkü Aralık Yaylası'nın yakınlarındaki bir tepenin, heyelan sonucu derenin önünü kapatmasıyla oluştu. Yaşlı ağaçlarla çevrili bölgede vaşak, boz ayı, çengel boynuzlu dağ keçisi, dağ tavuğu ve yırtıcı kuşlar yaşıyor. Gölde sandalla gezmek her zaman bir zevk. Karagöl'de Orman Misafirhanesi var ayrıca çadır da kurulabilir. Camili Havzası (Macahel), Borçka'ya 50 kilometre mesafede, Dünya Bankası ve Küresel Çevre Fonu tarafından tehdit altındaki 25 bölgeden biri. Dünya Doğayı Koruma Vakfı (WWF) tarafından da izleniyor. Burada projeler yürüten (örneğin Macahel balı) TEMA Vakfı'nın bir misafirhanesi var.
AMASRA
Tekne turu çok güzel
Bartın'ın 17 km. kuzeyindeki Amasra, kuzeye doğru uzanan bir yarımada. Doğusundaki koya Büyük Liman, batısındakine Küçük Liman deniyor. Burası yazın haftasonları popüler bir nefes alma yeri. Kumsallar, balıkçı lokantaları, Çekiciler Çarşısı daima tıklım tıklım. Bir çok pansiyon ve otel var ama ev pansiyonculuğu da çok yaygın. Romalılar döneminden kalan Amasra Kalesi, Cenova Şatosu, Roma dönemine ait Kuşkayası Yol Anıtı görmeye değer. Sahilden denize girebileceğiniz gibi günlük tekne turlarıyla yarımadanın keyfini çıkarmanız da mümkün.
AKÇAKOCA
Ev pansiyonculuğunda
Düzce'ye bağlı Akçakoca, Karadeniz'in batı ucunda. Yeşil bitki örtüsü, 35 km. uzunluğundaki kumsal, hem ilçe merkezindeki hem köylerdeki temiz plajlar, akarsular, tarihi evler, kale ve mağaralar sayesinde tanınmış bir turizm adresi. Turizm mevsimi kısa sürdüğü ve turistik altyapıya izin vermediği için gelenler çadır ve karavanlarda konaklıyor. Ayrıca belki Türkiye'deki en iyi ev pansiyonculuğu burada yapılıyor. Kapasitesi 1500 civarında. Ceneviz Kalesi, Sarıyayla Şelalesi, Melenağzı Köyü ve plajı, Çayağzı ve Akkaya plajları gidilmesi gereken yerlerden.
ÇAYKARA
Botanik turların adresi
Trabzon'a 99, Çaykara'ya 19 kilometre uzakta, deniz seviyesinden 1090 metre yüksekte bulunan Uzungöl, Türkiye'nin en güzel yerlerinden biri. Vadinin iki yanındaki yamaçlardan düşen kayaların Haldızen Deresi'nin önünü kapatmasıyla oluşmuş. Burada trekking, kuş gözlemi, botanik amaçlı turlar düzenleniyor. Dağlarda ayı, kurt, yaban keçisi, tilki, kafkas dağ horozu yaşıyor. Çam ve ladin ormanları muhteşem. Ahşap otel ve bungalovlar 1900 yatak kapasiteli. Uzungöl'den güneye doğru Haldızen Yaylası ve Soğanlı dağlarına devam edince 3 bin metre yüksekte karşınıza buzul gölleri çıkıyor: Balık, Aygır, Kara, Sarı, Pirömer, Buzlu, Koyun, Dipsiz, Hatalan, Sırri ve Kazıklı gölleri buzul sularıyla besleniyor.
MAÇKA
Sumela Manastırı yeter
Trabzon'un Maçka ilçesi, Altındere köyündeki Sumela Manastırı'yla meşhur. Altındere vadisine hakim Karadağ'ın eteklerinde sarp bir kayalık üzerine kurulu bu manastıra Meryem Ana Manastırı da deniyor. Denizden bin 239, Altındere Vadisi'nden 300 metre yükseklikte. Rivayete göre, Bizans İmparatoru I. Theodosius zamanında (375-395) Atina'dan gelen Barnabas ve Sophronios isimli iki rahip tarafından kurulmuş. Manastırın 18. yüzyılda bir çok bölümü yenilenmiş, bazı duvarlar fresklerle süslenmiş. 19. yüzyılda büyük binalar ilave edilmiş. 6 katlı manastır 72 odadan oluşuyor. Ne yazık ki freskler yer yer sökülerek alınmış. Sumela Manastırı'na 2 kilometrelik dik bir patikadan sonra 600 metrelik inişli çıkışlı bir dağ yolundan ulaşılıyor.
TİREBOLU
Üç burunlu şehir
Giresun'un 45 kilometre doğusundaki Tirebolu, M. Ö. 7. yüzyılda Miletoslular tarafından kurulmuş. İsmi "üç şehir" anlamındaki Tripolis'ten geliyor. Bu adı, yanyana bulunan üç buruna veya Sen-Jan, Bedreme ve Andoz isimli üç kaleye bağlayanlar da var. Sen-Jan kalesi Tirebolu'nun merkezinde denize doğru uzanan yarımadada. Denizdeki bir kaya üzerine kurulan kale, 13. yüzyıldan kalma. Tarihi çeşmeler ve 120-130 yıllık konakların tarihi dokuyu hissettirdiği Tirebolu'da Yeniköy Camii, Çarşı Cami ve belediye hamamı, kıyıya yakın küçük bir adacığın üzerindeki taş ekmek fırını da görülmeye değer. Tirebolu'da koy ve plajlar da çok güzel. İlçenin batı girişindeki plaj kumuyla ünlü. Tirebolu'nun yaylalarında trekking ve Harşit Çayı'nda kano rafting yapılıyor.
SAFRANBOLU
Konaklarıyla ayakta
Eski evleriyle ünlü Safranbolu, Kastamonu'ya bağlı. 18. ve 19. yüzyıldan kalma Türk evleri mimarisi, işçiliği, aksesuarlarıyla turistlerin ilgi odağı. Restore edilen konakların bir kısmı otel, bir kısmı da restoran ya da kafe. Konakların kapıları, kapı tokmakları bir müzeye ait parçalarmış hissini uyandırıyor. Arasta Çarşısı belki biraz fazla turistik ama meydandaki kafede oturmak çok keyifli. Safranbolu lokumunu tatmayı ve Cinci Hanı dolaşmayı ihmal etmeyin. Hıdırlık Tepesi'ne çıktığınızda muhteşem bir manzarayla karşılaşacaksınız. Mutfak kültürü de önemli: Safranlı pilavı, cevizli yaprak helvasını tadın. Safranbolu'ya gitmişken Eflani, Yörük Köyü, Ovacık'ı ve bastonlarıyla meşhur Devrek'i de ziyaret edebilirsiniz
Sinop 'un son yıllarda simgesi haline gelen Tarihi Sinop Cezaevi 1999 yılında turizm amaçlı kapılarını Turizm ve Kültür Bakanlığı izni ile açmıştır.
Büyük surları ile Sinop içinde yer alan bu tarihi cezaevinin duvarlarına zamanında deniz dalgaları çarpmaktaydı. Daha sonradan bu deniz bölümü toprak ile dolduruldu.
Simdi gezi için açılan bu tarihi cezaevi gerçekten
ziyaretçilerine buram buram tarih koklatıyor. Son 2 senedir de Parmaklıklar Ardında isimli dizide bu ilde çekilmesinden dolayı daha çok kişiye tanıtımı olan bu Cezaevi son yıllarda Karadeniz 'de gözde turistik mekan.
Sinop 'ta konaklayacak kişiler için bu tarihi cezaevi gezileri çok iyi olacaktır. Tamamen Sinop Otel ve Sinop Pansiyon sahipleri tarafından organize edilen Sinop Tur 'ları ile bu güzel mekanı gezebilirsiniz. Bunu sağlan otel sahipleri otelin etkinlikleri arasında göstermektedir bu tur ve geziyi. Sizlere sadece bu tür Tur gezilerini de organize eden firmamız her türlü isteklerinize karşı yakın ilgi ve alaka ile yardımcı olmaktadır.