müsaitsen organlarım bu gece sende kalacak.
beni hatırlarsın cilvendim
hatırlarsın mecburi istikametindim
bu eylüle de seninle girdik tesadüfe bak.
rüzgarı göğsünde yumuşatan gözü kanlı bir geceydi.
önce şiddet fark etti bilincin bedenine saplanan,
sarıp sarmalayan,
bir ihtimal tedirginliği soluyan zamanın
-koltuk altına kıvrılmış temiz arzularını.
tesadüf evcil,
tesadüf ürperti,
tesadüf bir önceki eylülden daha eylül.
beni iyi bilirsin,
kısa saçlı üvey kardeşinim;
sarsılan güven,
güvenden boşalan bir silahla,
tabiatla,
insan etiyle,
tek başına milleti tamamlayan,
belirli belirsiz duyduğun
ilk ve tek özne!
ve ben seni bu yüzden, kendimden ağır bir cüretle seviyorum.
dudaklarında ürperen,
dudaklarında şahlanan,
dudaklarınla eşdeğer titreyen bedenimin ibneliği olmasa,
her ne kadar sana seslenen bir anlayışın ifadesi olmasa,
her ne kadar rahimden,
peşinden ya da o karmakarışık aklından dökülen kahkahaların imlası
bir geceyle,
tırnaklarını yerinden söküp ruhunu ırzına geçiren geceyle,
öldüresiye suya çizen geceyle,
tanrıya gözdağı veren geceyle etrafını kuşatan tek kruvazör olmasa,
sen,
denizin kasıklarında beni savunmaktan,
saçlarımı savurmaktan tutuklu,
mevsime bulaşmış bir eylül olarak kalacaktın.
bu eylüle de seninle girdik tesadüfe bak.
beni okşama bu sebepten
beni bağıra bağıra çağırma
organlarım sende kalabilir diye, hırsla
herhangi bir ihtimalin ensesine fısıldama:
duyduğum bu nedensiz uğultu,
rüzgarı göğsünde yumuşatan gözü kanlı bir gecenin,
bedenimden kaçarken duyduğu en utangaç rengiydi.
şiddetten ne dediğimi bilmiyorum
bu ihlalden doğacak aşk
yeni bir eylül kavgası!