Bir mevsimin ilk günlerinde
Akrebini kovalarken yelkovan
Bir tavan dibinde
İlişmişti tenim
Bir bildiri gibi tenine...
Vuslatı vuran sen değilsin biliyorum
Parçalı bulutlu bir gençliğin
Uçurum boylarında dolaşan benim
Keşke verilmiş bir ahde vefaya
Senin kadar umarsız olsaydı ellerim...
On yedi yaşıma tıkandı hıçkırığım
Ben ağlarken umutsuz bir mevsime
Seninse ayrılık dolaşıyor diline
Hiç utanmadım ama, unutmadım
Gözlerin bir kan gibi
Değince gözlerime...
Marttı...kimsemiz yoktu
Yanmıyordu sobalar, okul soğuktu
Trajik bir sahnede iki aşık
ve yalnız bir sevda
Yalanlara alışık
Dekoru hüzzam;
Bir koridor...sınıf kapısı açık
Perde kapandı...
Film bitti...
Ayrıldık...
Muhammed Burak