Biliyormusunuz aslında somut ya da soyut diye birşey yoktur!Çünkü görünmeyen ile görünen arasına fark koyan insanın kendisidir ve bu farklar hayatın anlamıdır bir nev-i...O zaman hayatta soyuttur ama yaşıyoruz sonuçta!Kafam karıştı bir anda
İnsan hiç aldığı nefesin hesabını tutar mı?
Tututyormuş işte!
Kanayan yara gibi hemde...
Aldığın nefesin hesabını tutup
Verdiğin nefesi hesapsızca harcamak
Gökkuşağının üzerine yağmur yağması gibi
Renkten renge sokarmış insanı...
Yüzüm solgun içim rengârenk
Unuttum ben,gökkuşağının içinde siyah var mıydı?
Söyle hadi
Söyle ki siyahı gözlerime alayım
Ve kararsın gözlerim sevdana...
Dünya insanın başına yıkılırsa kaç kıyameti birden yaşar?
İnsanın hesabını kendine veremediği şeyler vardır.Birileri senden birşeyler beklerken bilmezlerki senin sana yetemediğini!Yeter artık diye bağırasın gelir içinden ama için paramparçadır susarsın...Aslında her susuşun yeni bir parçalanmadır ama ne önemi varki!Zaten olabildiğince küçülmüştür dünyan.Başına yıkılsa neye yarar!
Küçücük dünyan başına yıkılsa kaç kıyameti birden yaşarsın?
Kıyamat tek olur diye getirme aklına,hergün ayrı bir kıyamet yaşatır sana ve yaşadıklarına aklın şaşar...
Sen hiç rüzgârın peşine takılıp sürüklendinmi bilmediğin topraklara?Rüzgârın nereden eseceği belli olmaz ama en acımasız rüzgâr sırtından vurur çoğu zaman...
Gözlerimi her kapatışımda bir yağmur tanesi düşüyor avuçlarıma
Avuçlarım ıslak,avuçlarım yorgun
Gece bana vurgun ben sana
Ay o kadar büyükki gücüm yetmiyor ışığı tutmaya...
Bugün ben geceyim,sen güneş
Onun için doğ hesapsızca üzerime...
Sözleri sende başlayıp bende biten bir şarkı buldum
Hani aşk her dilde aynıdırya
İşte bu yüzden şarkılar sevdanın cennetidir...
Şarkıların bana getirdiği sen ise
Cennetteki bir melek...
Hüzünle başlayıp çığlıkla biten bir şarkının son nefesinde ölmek gibidir aşk!
İçine dolanların hesabını tutamazsın
Atmak istesen atamaz,gitmek istesen gidemezsin
Gülmek istesen gülemez,ağlamak istesen susamazsın
Koro halinde hasret şarkıları söylerken her parçan
Yalnızlığa tek kalırsın...
Sen hiç yalnızlığınla hesaplaştın mı?
Düşüncelerin vahşi ateşinde terlerken
Yokluğa üşümenin yoksulluğunda kalbe yorgan yapmak sevdayı
Bedensiz kefene kondurulan bir öpücük gibi sarsıyor insanı...
Sen benim için herzaman bir şiir oldun
Ama ben seni anlatacak şair olamadım!
Affet beni...
Seni kelimelere dökmek fırtınada güneşlenmek kadar imkânsız...
Bir kelebeğin ömrü ne kadardır?Kimine göre bir gün kimine göre bir hafta...Bana göre ise bir ömür!Çünkü kelebekler ölmez sadece uçmayı bırakır.
Ve sen o kelebeği sevmeyi ne zaman bırakırsan işte o zaman ölür ve bir daha gelmez gönül pencerenden sana bakmaya...
Unutmak nedir sence?Aklından çıkarıp atmak mı?Eğer unutmayı böyle düşünürsen büyük hata yapıyorsun demektir!Unutmak rengârenk duruşuyla gülümseyen sevincini görmezden gelmektir kelebeklerin...Kelebek dediğin insanın avuçlarında değil umutlarında kanat çırpıyorsa güzeldir ve asıl önemli olan ona kavuşmayı umut etmek değil onu tanımakla mümkündür!!!Ben bir kelebek tanıdım.Onu hiç görmedim ama tanıdım.Ve o kelebekten birşey öğrendim;asalet tanımakta değil kanat çırpılan yerde bırakılan güzellikte imiş...
Uç kelebek özgürce uç,bırak seni uzaklara taşıyan rüzgâr kanatlarında yaralar açsın,bırak o rüzgâr yaraların acısını yüreklere kor gibi dağlasın...Sen özgürlüğe kanat çıptıkça gülümseyen yüzler eşlik edecek sana bu gece...
İnsan dediğin yorumsuz kalmamalı!
Geliyorum ile gidiyorum arasında durmak
Bitirir insanı...
İnsan dediğin yorumsuz kalmamalı
Ya seviyorum demeli ya da sevmiyorum...
Haa bir de görüyorum vardır!
Uzaklara inat kör edersin gözünü
Ve kalbinle bakmayı öğrenirsin...
Ne kadar canın yansada aldırış etmeden
Anlıyorum seni dersin
Anlıyorum...
İnsanın kalbi gündüz güneş
Gece ay olabilmeli ki
En güzel yorumu yapabilmeli...
Ben hisediyoruma açtım kalbimi
Hadi sen de biliyoruma bırak kendini...