Evet Birsum bir noktaya kadar doğru.Ama göz önüne alınması gereken en önemli şey ne biliyor musun?
Bugün aklıma birşey geldi ve işin içinden çıkamadım!Taaki senin bu yazdığını okuyana kadar...
Neydi aklıma gelen dersin?
Bir dünyanın fazla geldiği insanlar birde insanların fazla geldiği bir dünya vardır.Söylesene Metin sen hangisisin?
Alemlerden bir alem olan bu dünya ya kimse fazla değildir abim...Sizin gibi birinede bu dünya fazla olamaz asla...Fazlalık yok sadece bulamamak var bence....
Söyledimya Birsum,senin yazdığını okuyana kadar işin içinden çıkamadım!
Aslına bakarsan herşey bakış açısında.Ama neye ve nereye baktığın önemli...
Eğer dünyaya bakarsan batarsın dibine...
Eğer yaşadığın hayata bakarsan küçülürsün hayallerinde...
İnsan öncelikle kendisine bakmayı bilmeli!Kendisini görmeli ve ne bulmak istediğini iyi çözümlemeli...
Yukarıda söylediğim gibi;paylaşımın bir noktaya kadar doğru ve hayatta tek nokta vardır.Önemli olan da o noktayı bulup kendini parantez içlerine değil noktaya kadar olan cümlenin içerisinde yer verebilmektir...
Onun içindir ki insan öncelikle kendisini tanımalı ve bulduklarıyla hayatı anlamlandırmalı...
Bir fırtınanın söküp attığı ağaç kadar köksüzüm
Tutunamıyorum hiçbir mevsime
Eylül kadar yalnız Şubat kadar öksüzüm
Düşlerimi uykusuz gecelerde kaybetmişim
Çığlıklarım yorgun
Suskunluğum serseri mayın
Her kelimesizliğim gelip beni vuruyor...
Ne garip değil mi?
Kalp akla yol olamadığında akıl kalbe yâr olamıyormuş...
Sevdan kalbime düşeli ruhum yokluğunun esaretinde!
Anlamsız sözcüklerin bir araya geldiğinde oluşan cümle kadar yalnızım!
Neydi bizi hayattan koparan
Kendimizden soğutup
Uçurumun dibine sokan
Çırpındıkça yaralayan
Kabuk bağlayan ama hiç iyileşmeyen
Sürekli kanayan
Neydi ismini söylemeye korktuğumuz o şey?
Ama bazen her şeye inat olsun diye gülümsersin..
nedensizdir, gereksizdir ama lazım olan bir şeydir gülümseme..
ve bunun için senin varlığın yetecektir kimilerine..
Ne umutsuzluk nede bıkkınlık be Birsum!Bazen hayat insanı öyle bir noktaya taşırki artık virgül olmaktan usanır ve kendini tanıyamaz olursun.Bunun adına sakın özlem deme!İsmini söylemeye korktuğumuz şeyin esiri olmuşuzdur artık...
Ah be Fatif'im şuan içtiğim buharı üstündeki çay dahi uzaklara ulaşan hasreti dindirmeye yetermi bilmem ama söylesene hasret kaç adımla vuslata erer gönül uçurumunda?