Vefasız ve vebal!
Aslında insanın şiir için kullanamayacağı kelimelerden ikisidir bence!
Çünkü kalbini şiire açanlar vefasız olmadığı için vebalini taşıyacakları tek şey sınırsız bir sevdanın onlara sunduğu hayatın anlamını çözebilmektir...
Çünkü kalbini şiire açanlar vefasız olmadığı için vebalini taşıyacakları tek şey sınırsız bir sevdanın onlara sunduğu hayatın anlamını çözebilmektir...
Okadar dogruki inş hayatın anlamını çözmek bizlerede nasip olur
Aslında nasip insanı bulur ama bunun değerini bilmek ve layıkıyla yaşamak insanın taşıdığı kalple ilgilidir!Ya yüreklice yaşarsın verdiği ızdırabı ya da korkakça ''nasip değilmiş'' deyip bırakırsın nasibini yaşamadan!!!
Ama önemli olan nedir biliyormusunuz;göze güzel geleni değil kalbi okşayanı nasip olarak görmek...
Uzaklarda aramaya gerek bizim içimizde,kendimizce doğru sandığımız fikirler,davranışlar başkaları için yanlış geliyor bundan ötürü yine acı çeken ve çektiren yine biz kendimiziz
Bende zaten bunu söylüyorum ama insan hep kendini haklı görmekten karşısındakinin neler yaşadığını ve hissettiğini görmez oldu!Belkide hayatın insana oynadığı en berbat oyununu bilerek ama işimize geleni kendimize alarak oynamaya alışmış olmak bu duruma itiyor bizleri...
Bu neye benziyor biliyormusunuz;avucumuzda sıkı sıkı tuttuğumuz küçük bir serçe kuşunu sevdiğimizi zannederken onu boğarak öldürmeye benziyor...Aslında suçlu serçe kuşu!Neden öldüki?Ben onu sadece biraz sevmek istemiştim!Ama o insanca sevgiyi bilmediği için ellerimi kirletmekten öteye gidemedi!!!
Ne garip değil mi?
Sevgimiz dahi yokedici olabiliyor...
aslında kişi kendisi de bilir haksız olduğunu.. ama bohçasını toplamış başka adrese gitmeyi kafaya koymuştur... bunu itiraf etse toplumsal değer yargılarına göre yaptığı şey yallan ve ihanettir. en kestirme yolu seçip karşıdakini uydurma bahanelerle suçlayıp yapay kavgalar çıkarmak üstüne de karşıyı suçlayarak küsüp kendince gidişine haklı zemin hazırlamaktır...
günlük konuşmalarda amiyane bir tabir kullanıldığına şahit olmuştum:
kavun tatlı kardeşimmmm.. ( kişi kavunun koksuna doğru çoktan yol almış bir kere)
Bugün iyi değilim aşkım
Küskünüm kendime
Oysa gök maviydi bizim için
Güneş mavinin gelini
Süzülürdü rüzgâr otların üzerinden
Okşardı saçlarını
Kokun sarardı ruhumu
İçim sevda dolardı
Ama bugün unuttum aşkın anlamını
Sarılamıyorum gözlerindeki ''seni seviyorum''lara...
Bugün iyi değilim aşkım
Yağmuru tükenmiş bulut gibi
Dönüp duruyorum koca bir boşlukta
Oysa yağmurlarımız vardı bizim
Tenimize dokundukça kalbimizin kuytularına dolan
Sende ben,bende sen olan...
Bugün iyi değilim aşkım
Sigaram dumansız çayım soğuk
Aklım durgun kelimelerim kısır
Üşüyor içimde bir yerler
Varamıyorum kendimin farkına!
Asıl mesele insanın başkasına değil kendisine itiraf edebilmesi değilmidir doğruları!Doğru tektir ve kişiden kişiye değişmez ama insanlar tek vücut olarak doğmasına rağmen çok kişilikli bir yapıya sahip olabiliyor...Evet haklısın Onur;kavunun kokusu güzeldir ama her güzel kokan kavunda tatlı diye bir şey yoktur!İnsan ihtiyacı olduğunda sen,ihtiyaç duyulduğunda ben diyebilmeli...
Eğer ihtiyacı olduğunda ben,ihtiyaç duyulduğunda sen derse önce kendisine ihanet etmiş olur...
Düşlerden gülüşlere düşmek acıyada mutluluğa da ''Eyvallah'' diyebilmenin güzelliğini barındırıyorsa içinde
Mutluluk senin,acı benim ''Eyvallah'' ım olsun...
İçinizdeki hüznü dile gitirişiniz o kadar içten ki üzerime alınıyorum bazı kelimelerinizi ve söyleyemedıklerım yazamadıklarım oluyor bazen ve kapanmayan yarammış gıbı hissediyorum siz yazmaya devam etdıkçe ve ben okudukça kapanmıycak gıbı .. Yüreğinize saglık
okuyamadığım hüzünle demlenmiş satırları okuma fırsatı gectı elime vakıt buldukça buradayım inşAllah .. selam ve dua ile
Ömr-ü Diyar hoşgelmişsiniz değerli yorumunuzla sayfama.
Önemli olan nedir biliyor musunuz?
Yazmak değil yazılan her kelimede sayfalarca susmak...
Çünkü en güzel sözcükler susmalarda gizlidir ve geceler susmaların en kalabalık olduğu zaman dilimidir...
Onun içindirki insan gece okuduklarını daha çok özümser kendi hislerine...
Tekrar değerli yorumunuz için teşekkür ederim.
Kaç defa okudum bilmiyorum!Nasıl bir yorum yazacağımıda bilmiyorum!
Sanki dünyanın dengesi şaşmış gibi ama dengesi şaşan benmiyim onuda bilmiyorum!!!
Çok şey geçiyor içimden ama az şey yazmak istiyorum.
Mutluluğu aramak banamı düşmüş diyorum ama onu bulmak için gözlerimdeki biriken damlaları kendimden dahi gizliyorum!
Suratım bir savaş alanının en vahşi sahnesini seyreden yaralı bir askerin yorgun acısını yaşarken umudunu kaybetmek istemeyen aklım pes etmişliğin teslimiyetiyle mutluluğun anlamını dahi unutmuş gibi be Birsum!
Hani bu hayatta bazı suçlar vardır ve cezası işleyenin yakasını ölene kadar bırakmazya...
Neyse,gülümsemek zor bu gece...