Beğenin ve duyguya verdiğin değeri anlatan güzel yorumun için teşekkür ederim Birsumm.
Belki güzel bir gün geçirmedik,belki yaşadığımız hayat harika olmayabilir ama etrafımızdaki birkaç insan ve içimize (kalbimize ) hükmedip taht kurmuş birileri varsa işte o zaman harika bir iç dünyası yaratabiliyoruz kendimize...
Seninde varlığına ve güzel dostluğuna sağlık Birsumm...
Eski zamanların kahraman şövalyeliğine soyunmuş yüreklerin
Korkak birer savaş alanı gibiyiz artık!
Rüzgâr esmez,bir damla yağmur düşmez kurak çöl misali
Kendi yalanlarımızda oyalanmaktan hoşlanır olmuşuz!!!
Önce başkaları inansın diye uydurmuşuz
Sonra en çok kendimiz inanmışız!!!
İnandıkça kanmışız
Kandıkça yanmışız
Yazık(!)
Yandığımızı sanmışız
Oysa hiç anlayamamışız
Gerçek anlamıyla sevda ağlayamamışız!!!
Gözlerimize sormuşuz neden ağladığını
Gözyaşlarımıza değil
Oysaki bir dinleyebilsek
Ah bir anlayabilsek gözyaşlarını
Ne denizlerin derin
Ne okyanusların engin
Olduğuna inanırdık
İşte o zaman belki daha çok susardık
Çığlık çığlığa yanımızda olmasını istediğimiz
Arayışlarımıza...
Ne garip şey şu sevda dedikleri
Fırtınanın ortasında dinlenmeye çalışmak gibi...
Küçüğüm daha çok küçüğüm büyütmeyin hayallerimi
Düşlerim kimin koynunda daldı uykuya?
Elimde bir kırık kürek
Bir delik sandal altımda
Yağmurdan göllerim var şimdi
Gözyaşlarımda...
Uzatsam elimi çocuk bahçesine
Toplarmısınız dikenleri
Batmasın diye?
Yada atarmısınız beni
Mutluluk dolu bir hikayeye!
Mutluluğun resmini çizen ressamdı aynalar
Bir zamanlar
Ve gülüşler kırıldı
Yıkıldı dünyalar!
Kimbilir belki bir gün taşınırız mutluluğa
Bir göçmen kuş kanadında...
Özlüyor insan işte sebep yokken dahi
Hiç olmayacakla hiç olmamış gibi davranmanın
Arasındaki uçurumdan aşağı düşüyorsun her defasında
Ve sadece kalbin kırılıyor
Ruhunun acıdığını hissediyorsun
Daha ne olsun!!!
Amin cümlemizin inşallah güzel kalpli kardeşim.Inanki seninle uzun sohbetleri bende çok özledim be Birsum.Güzel olan biriyle konuşmak değil konuştuğun güzel şeylerin değerini çözebilmekmiş,bunu öğretiyor hayat insana dost muhabbetlerinde...
Biliyormusun insan bazen huzuru uzaklarda arıyor!Kimbilir belkide insanın kendine en yitik olduğu zamandır bu anları...İnsanın kendini bulamazken huzuru araması ne büyük saçmalık...
İnsan bazen ne gülmek,ne sevinmek ne de mutlu olmak ister!
İnsan sadece onu huzura erdirecek bir ses duymak ister...
Bu seste öyle bir duygu vardırki
Bir ömürlük gülümseme
Hiç bitmeyen bir heyecan
Büyük bir mutluluk vardır...
Aslında bu seste koca bir yalnızlık vardır
Unutur insan onu saran bütün düşünceleri
Ve bulur kendini
Ve birkez daha anlarsın
Kavga hayatla yapılıyorsa güçlenirsin her yediğin darbede
Ama kendinle kavga ediyorsan yenilirsin...
İnsanın yenemeyeceği tek rakip kendisidir
Sakın unutma bunu
Dersin sessizce!!!
Ateş,neresinden tutarsan tut yakan,ismini dahi söylediğinde ısıtan o ateş varya aslında kalp ile birleştiğinde insanı sarmaz!
Aslına bakarsan insan ateşi sarar ve insanın bedeni kadar değil ruhu kadar büyür o ateş,kalpteki bir kıvılcım ruhu sarmış ise büyür dünya gözünde ve en ufak şeyler dahi ulaşılmaz oluverir!Evet,insan yanacağı ateşi kendisi seçer ama bunu bilinçsiz olarak içgüdüsel yaşar...Eğer sınırları insanın kendisi belirlemiş olsaydı o ateşi söndüreceği yeride hesap edebilirdi...Ama bu o kadar esrarengiz bir duygudurki nerde başlayıp nasıl son bulacağını bilemezsin!
Ne kadar basit söylenen bir kelime değilmi ''bilememek!''
Bütün hesapların şaştığı,her türlü değişimin yaşandığı,bir değil birkaç karakteri yaşadığın yani kısaca dengesizleştiğin bir durum gizlidir bu bilinmezin içinde...
Ve hayatta insanın yaşayabileceği en büyük bilinmezin en tenha yaşanan gerçeğidir ''aşk''.
Aşkı doğuran ne kalptir ne yalnızlık ne de güzelliktir!
Aşkın başlaması ya bir bakışla ya bir kelimeyle ya da bir nefeslik susuşla olabilir ama gerçek olan birşey vardır o da aşk ruha ince bir dokunuştur ve insan yandığı kadar değil dokunduğu kadar yanar...