Güller ve Küller

Son güncelleme: 24.02.2011 17:11
  • Güller ve Küller

    /aşk dediğim ağır geliyor omuzlarıma /
    a.
    bir ateş ki
    kuşların kanatlarında büyür
    bir gül ki dudağında açar sevgililerin
    gül ve kül
    iki yalnız şiirde saklanır sonsuza dek
    güllerin ölümünü bütün kızlar kıskanır
    ya bir mumum bitişini
    güllerin küllenişini
    goncaları büyüten
    yüzünü merhamet öpen gelindir
    gecenin ve şiirin içinden geliyorum
    bir temmuz hayaliyle yeniden
    her gül kendi kokusuyla resmedecek dünyayı
    her kül kendi ateşiyle
    bekle

    b.
    kalbime örtüyorum sakladığın sözleri
    vaktini şaşıran aşkla çoğalTıyorum
    bir mektupta duruyor bütün düşlerim
    kimse bilmiyor
    parmaklarım delirse de dokunmam
    ateş düşer gülşenimin üstüne
    kapını aşktan önce de çalsa korkular
    sevmek aşktan önce de dokunsa yanaklarına
    aşkların
    âşıkların gizeminde şart olmaz
    gül yaklaşır külüne bir vuslat vermek için
    kül acıya saklanır hasret büyütmek için
    ayrılığı bir kibritle saklar terk edilenler
    öyle çıkar her mektuptan bir yangın

    c.
    ben dudağım gül sensin
    sen yangınsın kül benim
    gül olmayınca küle ateş bulanmaz
    gülden öte aşk yoktur
    başka çile koklanmaz
    burda yağmur saçlarımı öperken
    nazlı gelin gibidir şiir
    yanmayınca gelmez
    gelince yanar kalbimdeki tebessüm
    derdi bilinmez
    küller güldendir gülüm
    bilinse dile gelmez
    maviden kırmızıdır demleri perşembenin
    uyuyan her aşkı uyandıranlar gibi
    beyaz güvercin gibi çınar yapraklarında

    d.
    akrep ve başak
    göz göze geldiğinde kopar kıyamet
    gül gülemem deyince
    küle küllenmek düşer
    yaşayan bir ölüyüm yakılan sayfalarda
    aldırma okunmayan çizgisine hüznümün
    yorgun düşmüş ayaklarıma tohum
    suskun bir özleyiştim
    unutuldum
    kendi günahları üzerinde durdukça
    umudu düşlerden sıyıran benlik
    kaç bin kez girmeli rüyalarına
    düşün gül gülizbe
    şimdi
    gül / düşün
    gezgin şehirleri vardır aşkların
    aşkı resimlerde tanıtan dünya
    bilemez içinde o yangın çıkartanı

    e.
    gül dedi ki
    masalların kavuşmayan adamı
    âvâre yüreklerin ateş dansıdır
    çiçeklere su veren her göz lekesi
    alev yüklü gidişlerin resmidir
    gül dedi ki
    bana şebnem gerektir
    uzak düşleri var ülkelerimin
    kül istemez kucağım
    dolunay güneşi kül eder bazen
    geceyi seyret üşüdüğünde
    için ısınır
    / ağlayamazsın
    aşk
    bize de
    yeter böylece

    kül dedi ki
    kucağım gül doludur
    gözyaşımdadır şebnem
    dudağım alnından alamaz ateşini
    gülersem küllenirim
    kül dedi ki
    seni bülbül severse beni rüzgâr götürür
    sonra gurbet başlarsa yanıp küle dönüşme
    unutma ve bırakma
    evet deme kalbine
    ikinci bir kez
    aşk dediğim ağır geliyor omuzlarıma
    kül dedi ki
    ben bir akrep bir külüm
    seni bir şiirle yakacak ateş
    sen başaksın sen gülsün
    bir mektubun kalbinde kanayan gizem

    f.
    buğulu bir zaman mıydı gözlerin
    bir haziran mıydı güneşin tutulduğu
    anımsa
    mevsimsiz acıları kalbime yasaklayan
    yalnızlığını çalan o yalnız benim
    uyut ve sakla beni
    fermansız gülüşlerde bulunsun bu yüreğim
    siyahın mavide gördüğü tılsım
    gündüzün bir kandile ertelediği alev
    anlat
    ışığı okşayan kelebekleri
    anlat bana
    yüzümün külüyle büyüyen filizlerini
    hangi yağmur damlasına asılır bakışların
    hangi kar tanesiyle gezinir umutların
    anlat bana
    ömrü kaç gün olur kelebeklerin

    g.
    bir mektupsun
    saklan hiç açılmadan aşkın müntehasına
    yas tutan zamanlar senin şavkınla gülsün
    bir bakış değmesin yapraklarına
    gül
    ben yanarsam külüne acı düşer
    kül
    ben açarsam yaprakların tutuşur
    kanlı beyaz bir öpücük aradığım gül sensin
    ateş sarısı kuşların kanadında taşıdığı
    sana mektup getiren paylaşılmaz kül benim
    gül
    yol bilmez âşıkların bekletildiği vuslat
    kül
    denizin dalgalarla bıraktığı ayrılık

    h.
    bir kar masalı mı düşen itiraf
    zamanın uzaklaştığı yerde
    gülücükler taşıyarak yaklaşan
    ölü yıldızların mı
    sensiz sokaklar tenha /vitrinler boş
    kelebek kokulu düşlerle uyusam da
    en çok kaybettiğimdir yüzün
    göreyim diye gölgeni bırak pencerelerde
    belki bir ömür davet beklenir
    belki bir sabah çıkar gelirim
    külünü topla güllerimizin
    geride başaklar
    binlerce kelebek öptüğünde rüyayı
    maviye saklansın tatlı gülüşler
    sana dokunsun istemem
    yuvarlanan gökyüzü salkımlarının
    gözlerimde titreyen sen ol sadece

    i.
    gül ağlamak isterse
    yaprakları kül olur
    kül bir sevmeye görsün
    her kıvılcım gül olur
    küle gülü sunarlar tutup koklasın diye
    gülü küle sokarlar kalbi dağlansın diye
    gül denize bakınca yüreği mavileşir
    kül gülüne aktıkça közleri alevlenir
    gül
    bir kâğıt mendile sığdırma kalb ağrını
    kül
    saklama içindeki sonu gelmez yangını
    mektuplar unutmaz
    kalemler yazamaz ağlayışları
    duası kadar büyük sevdalar
    bir köprü tutacak ellerimizden
    uçurtman olup gök denizinde
    yüreğine bağlanacak yüreğim
    gül ve kül
    iki yalnız şiirde kalacak sonsuza dek
    a
#24.02.2011 00:47 0 0 0
  • Emeyinize Sağlıklar..Güzel arkadaşım...
#24.02.2011 12:50 0 0 0
  • emeginize saglik:)
#24.02.2011 14:20 0 0 0
  • gül ağlamak isterse
    yaprakları kül olur
    kül bir sevmeye görsün
    her kıvılcım gül olur

    harikaydı emeklerinize sağlık
#24.02.2011 14:31 0 0 0
  • sağolun arkadaşlar ..
#24.02.2011 17:11 0 0 0