vakit geçiyor
mevsimler degişiyor
renkler aynı kalıyor
gece yine siyah,yıldızlar yine beyaz
umada dair renklerim
renklere göre hayallerim var
yüzüme muştu veren renkleri çalıyorum
içimde geceye dair renkleri barındırıyorum
sen geleceksinya
bugün ben beyazları giyiyorum
Hadi durma.
Yüreğinin çekmecesinde saklı duran kelimelerini çıkar yerinden.
Düş dört yol ağzı cümlelere.
Adını devir cümlelerimin bir özne boşluğuna..
Yak tüm gemileri.
Tutuştur tüm hüzünleri.
Varsın yansın tüm replikler.
Hadi gamzelerinde biriktirdiğin sıcak gülüşlerini sun musalla soğuğu ellerime.
Avuç içlerime doldur saçlarının düşen yanlarını.
Sonbahar yanını bana bırakmayı unutma sakın.
Ya biz hayata ” ikimiz ” olarak geçmeliyiz ya da biz seninle yan yana ölmeliyiz.
Susacak mıyız yoksa yaşayacak mıyız bilmiyorum ama gözlerindeki hayatı seviyorum ben.
Susarsak da dilimizdeki istiflediğimiz tüm kelimeleri sonsuzluğa bırakır, ölümsüzlüğe koşarız
Hangi cümleye sığdırayım yüreğinin inceliğini,
Hangi söze bulandırayım gözlerinin rengini..
Bırak sen bende kal..
Herkes masalına bir kahraman yapacak birini bulur..
Bırak sen benim gerçeğim olarak kal
Ya da istemiyorsan
Kazdığın mezarları iki kişilik kaz.
Dudaklarımız kapanacaksa sonsuzluğa
Beraberce uzansın musalla taşına…
Leyla, Mecnun un herşeyi idi.
Leyla ateşti, Mecnun pervane.
Leyla evrendi, Mecnun koskoca bir hiç.
Leyla topraktı, Mecnun yağmur. Leyla bir yoldu sonu olmayan, Mecnun bir yolcu "öz" arayan.
Leyla, Mecnun un nesiydi biliyor musun? "Leyla, Mecnun un hiç bir şeyiydi. Mecnun zaten Leylaydı ."
sevgili
özleim seni..
aklımda hep bir unutmuşluk şüpesi
aklımda hep bir bekliyeni oynamak
içimde bitmek bilmez bir beklenti
ama sebebsiz ama nedensiz
sevgili özledim seni
içimde sabahı olmıyan geceler
içimde fetvasız dürtüler
içimde karambolde yaşayan bir aşk var
sevgili
dipnot düşüyorum gecenin herhangibir köşesine
aşk hissetiklerinin yaşama ihtimali ise
bilki bu aşk deyil,aşk ile sınırlandırma beni
çünkü belli başlı ifadeler kesmiyor artık beni..
aşk ve geçen zaman...
gözümüzde yaş,ömrümüzde talan...
bir atımlık barut misaliymiş duygular...
bu çınar yürekleri parçalayan...
söyle...
hangi gönül uslanır...
hangi sevi bedende kordur...
hangi sen...
hangi ben...
onlar istedi diye yok olur...
yürek devrimcileriyiz ya biz...
her daim eylemdir bizde vuslat...
söyle...
bu gidiş ...
bu isyan...
bu kahrolası riyakar saltanat
kimin ruhunda taht kurmuş sonsuza kadar...
Bir gülümseme var şimdi dudaklarımda
içime bastırdığım sebebi oldukları kahkahaların adına
fitursuz hayatların,içsel riyakarlıklarına yaptıkları yamalara...
Bir acı var şimdi yüzümde,bir burukluk içimde
salya sümük kirleterek geride bırakıp o an unttukları canlarına
sonrada geri dönüp hiç birşey olmamış gibi,özlem dolu açtıkları kollarına...
Bir hayret var ve şaşkınlık akıllara zarar biçimde ?
mazluma hak olanı,benim nasibim deyip ALLAH katında yapılan gaflara
harama sürdüğü el ile,şükredip yüzlerini sıvazlamalarına
ve merak ediyorum?
İki yüzü olanlar,,rükû ya durduklarında hangisiyle;
Secde'ye varmakta...?
aşk ve geçen zaman...
gözümüzde yaş,ömrümüzde talan...
bir atımlık barut misaliymiş duygular...
bu çınar yürekleri parçalayan...
söyle...
hangi gönül uslanır...
hangi sevi bedende kordur...
hangi sen...
hangi ben...
onlar istedi diye yok olur...
yürek devrimcileriyiz ya biz...
her daim eylemdir bizde vuslat...
söyle...
bu gidiş ...
bu isyan...
bu kahrolası riyakar saltanat
kimin ruhunda taht kurmuş sonsuza kadar...
El-keyf.
şiirin bir başka güzel be Canım arkadaşım..Yüreğine sağlık kalemine bereket..
bilirmisin,acı şerbetleri dudak kıvrımlarında içmeyi...
ve içine düşen kor alevlerden gülerek geçmeyi...
hayır anlatılmaz canım...
tarif edilemez,yaşamalısın,
gözlerin açıkken kör,
konuşurken lal,
severken yok olmalısın.
bunları ne kadar anlatsam anlayamazsın,
tanımlayamazsın.
sadece evet sadece ben olmalısın...
yaşamla ölüm arsındaki gel-git'te,
pamuk ipliğindeki salıncaklarda sallanmalısın...
belki o zaman beni ve sevdanın
ne yaman şey olduğunu anlarsın...