Elveda deme sakın!
Elbette el veda eder tene,
Ten bir başka avuç içine zimmetlendiğinde.
El acır,
El kanar!
...Kader çizgileri silindikçe, hayat bildiğini yazar
Sen, aşk kanunun boşluklarından yararlanıp yasadışı ikamette bulunan bir mültecisin içimde.
İçime içerliyorum seni böylesine sevdiğim için
Damağıma değmiş tadını aldığı için dudak uçlarımı törpülüyorum dişlerimle.
Sen kanıyorum
Sen kaybından yavaşladığını hissediyorum kalp atışımın.
Ve ben ne zaman intihar etsem, gözlerimi bir hastane odasında açıyorum.
Yine serum yerine sen verecekler birkaç ünite damarlarıma.
Biliyorum
Yeniden seninle yaşamaya mahkum edileceğim
Bir ayağı çukurda duygularım öldü ölecek.
Bilmiyorum daha ne kadar acı destek tedavileriyle yaşatabilirim kalbimi.
Ve daha ne kadar ev sahipliği yapabilirim bileklerime yatılı cinnet terapilerime.
Aklıma her düştüğünde bir parçan sıçrıyor mutlaka üzerime.
Sana bulanıyorum tepeden tırnağa, üstüm başım sen kokuyor.
İlk kez bu kadar kararlıyken canıma ihanete,
Ölüme de ihanet ederce yeniden yaşamak istiyorum
Bu mevsimde ölünmez!
Hani öleceksen ölüm bile bir şeyler katmalı insana.
Bir kaçış yolu olmamalı katlanamayıp geride kalsın istediklerinden.
Ruhunu uçurtma yapmalısın mesela,
Bir martı kanadına bağlayıp özgürlüğe salmalısın.
Ve sen;
İlla öleceksen sevdiğinle aynı anda can vermelisin.
Ne bir saniye o önce bırakmalı elini.
Ne de sen ondan önce tüketmelisin,
Ciğerlerine aynı anda çektiğin o son nefesi
Bu mevsimde ölünmez!
Şeytan doldurmadan tükür dilindeki ayrılığı
Bu mevsimde aşk öldürülmez