"Hani, Hayatın neresinden dönülse kardır dizesi var ya Nilgünün, canım benim, ben yaşamın neresinden döneceğimi çoktan belirlemiştim. Nilgün Marmaranın 29 yaşında, S. Plathin şubat ayında intihar etmesi, benim de 29. yaşımın 29 şubatında intihar etmemi gerektirmezdi. Ama madem ki yaşamda kalmaya kendimi ikna edemiyordum, o zaman bir tarih belirlemeliydim ve 29. yaşımın 29 şubatını seçtim. Bu yüzden Şubatta Saklambaça bir yığın başka sırla birlikte intihar edeceğim tarihi de gizlemiştim. Ne var ki, kitabımı bir türlü bastıramadım (o kitabı görmeden ölmek bana nasıl acı veriyor bilemezsiniz). Ama şimdi yaşamımın bu ayrım noktasında hiçbir yerde huzur bulamadığıma göre bu tarihi bekleyecek gücüm de kalmadı. Hem Zebercet de belirlediği tarihten önce intihar etmemiş miydi? (Kimbilir belki kendimle barışabilseydim...) Yerleşik Yabancıydım her yere Metin Abi... Sen yanarak öldün ve ben ne yangınlar geçirdim sana ulaşabilmek için.Daha ne kadar dayanabilirdim, herkesin bir başkasının acısı pahasına mutlu olduğu yaşama?Tüm arkadaşlarımı ve sevgilim Merali çok seviyorum.
Beni affedin."
"Zafer Ekin Karabay'ın 13 Eylül 2002'de intihar etmeden önce yazdığı mektup"
SAKLI
uyurdum,
dokunduğum camlar kırılırdı derinliğinde uykumun.
Nil, gözlerimden geçsin diye
güne kirpiklerim kırılırdı.
Oysa, saklambaç oynayan bir çocuktu büyüttüğüm;
Babasının dudaklarına sıkışmış ve unutulmuş...
sobelendim, saklandığım saydam düşlerin ardında.
Sunacak başka birşeyim yoktu, bir çocuğun
bayram sabahındaki beklentisini sundum yaşama
Ve tedirginliğini oğlu savaşta bir annenin.
Uzak ezgisini dinleyerek bırakıp gitmelerin.
nil güne akarken şubat gibi biriktim;
dört yıl topladığı acısını
yirmidokuzuncu adımında gösteren.
ve çıktım yaşama
onun sakladıklarını sunarak saklandığım yerden.
sonra kendime dönüp dinledim
yeniden acılarıma sordum:
yaşamın neresinde saklanmalı ozan,
yada nasıl saklamalı yaşamı?
Şiir:Zafer Ekin Karabay
çok etkilendim ya gerçekten
hayat her insana eşit davranmıyor
ve acılar insan kalbinde bir yığın oluştura biliyor
ama ne olursa olsun,
çare,
bu değil...