Estetik görünüş ve sağlık açısından birçok olumsuz tarafı olan varis, özellikle kadınların uzun yıllardır bitmeyen derdi... Özellikle bacaklarda rastlanan bu durum, estetik açıdan kadınlara rahatsızlık verirken bazen de ilerleyerek daha büyük problemlere sebep olabiliyor. 'Skleroterapi', erişkin yaşlardaki kadınların yarısını etkileyen kapiller varis tedavisinde yaklaşık 60 yıldan bu yana başarıyla kullanılıyor. Ayaktan uygulanan bu tedavide çok ince iğneler kullanıldığı için işlem fazla ağrı vermiyor. Varisli bölgenin genişliğine göre enjeksiyon sayısı ve tedavi seansı değişiyor.
Acıbadem Hastanesi Bakırköy Kalp Damar Cerrahisi Uzmanı Dr. Yasemin Mamur, İHA muhabirine yaptığı açıklamada, 'Varis'in kısaca, 'toplardamarların genişlemesi' anlamına geldiğini belirterek, "Varis iki cinsiyette de görülmesine rağmen, özellikle kadınlar daha talihsiz. Kadın cilt yapısının daha ince olması, varisi bu grupta tetikliyor" dedi. Kapiller varisi ise, "Bacaklarda örümcek ağı şeklinde kırmızı, mavi veya mor renkteki genişlemiş kılcaldamar yapıları" olarak tarif eden Dr. Mamur, "Sıklıkla ayak bileği, uyluk ve baldırı tutarlar. En yaygın şikayet kozmetik olmakla birlikte, yanma, kaşıntı ve ağrı sık görülen belirtilerdendir. Kapiller varislerinin tedavisinde skleroterapi, poliklinik şartlarında çok kolaylıkla uygulanabilmekte ve hastalar hemen normal hayat aktivitelerine dönmektedir" diye konuştu.
ÇOK İNCE ÖZEL İĞNELER
Dr. Mamur, ayaktan uygulanan bu tedavi şekliyle ilgili olarak şunları söyledi:
"Tedavinin esasını, çok ince özel iğneler kullanılarak, hastalıklı varis damarı içine, damar cidarını tahrip edici bir sklerozan madde verilmesi oluşturmaktadır. Sklerozan madde, varis damarı cidarına hasar vermekte ve yapılan kompresyonla birlikte varisli damarın bütünlüğü kaybolmaktadır. İçine kan dolamadığı için görünmez hale gelen varisli damarlar daha sonra vücut tarafından yok edilmektedir."
Tedavinin seanslar halinde yapılmasının, enjeksiyon neticesini görmek ve kalan varisli bölgelerin tespit edilerek yeniden enjeksiyon yapılabilmesi açısından genellikle gerekli olduğunu kaydeden Dr. Mamur, her seansın yaklaşık 15-45 dakika kadar sürdüğünü bildirdi. Dr. Mamur, skleroterapi işlemi sonrasında çoğu hastada, işlem yerinde mor-kahverengi lekelenmeler oluşabileceğini ifade ederek, "İlk başta kozmetik açıdan eski varisli görünümden daha rahatsız edebilecek bu durum, hastaların yüzde 90-95'inde birkaç hafta içinde tamamiyle düzelir. Çok küçük bir hasta grubunda ise düzelmesi birkaç ayı bulabilir" dedi.
Skleroterapi sonrasında kapiller varislerinin, tümünün tamamen kaybolacağını düşünmenin çok gerçekçi olmadığını vurgulayan Dr. Mamur, "Ancak seanslar sonunda etkilenen bölge, eskiye göre kozmetik açıdan çok daha uygun bir hale geliyor. Bununla birlikte, uygulanan tedavi sadece o anda problemli ya da varisleşmiş damarlar üzerinde olacağı için, ileride başka kapiller damarların da varisleşerek benzer sorunların tekrar ortaya çıkabileceği bilinmelidir" diye konuştu.