• Kültür ve Turizm Bakanlığı ülkemizin okuma kültürünü belirlemek amacıyla SONAR’a araştırma yaptırdı.
• Türkiye’de yılda ortalama yedi kitap okunduğunu gösteren araştırma sonuçlarına göre, halkımız edebiyat konulu kitapları tercih ediyor.
• Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay: “Tablolar Son Derece İlginç. Yaygın nüfus içerisinde kitap okumanın hala oldukça yetersiz düzeyde olduğu kanaati taşıyorum.”
Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından “Türkiye’nin Okuma Kültürü Haritası” hazırlandı. Bakanlık Kütüphaneler ve Yayınlar Genel Müdürlüğü’nün SONAR araştırma şirketine yaptırdığı çalışma ile hazırlanan harita Ankara Cer Modern Sanatlar Merkezi’nde düzenlenen basın toplantısıyla kamuoyuna açıklandı.
Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay tarafından düzenlenen basın toplantısında, Türkiye’de yılda ortalama yedi kitap okunduğu ve halkımızın daha çok edebiyat konulu kitapları tercih ettiği görüldü. SONAR araştırma şirketinin ülkemizdeki okur profili ve eğilimleri ile bilgiye ulaşımda karşılaşılan sorunların giderilmesine ilişkin çözüm yollarının saptanması, ilgili kurum ve kişilere önerilerde bulunulması ve toplumdaki kütüphane algısının belirlenmesi amacıyla hazırladığı çalışma kitap okuma düzeyimiz ile ilgili ilginç sonuçlar ortaya koydu.
Bakanlığın araştırma projesinde, vatandaşların okuma alışkanlıklarının, yaş, cinsiyet, medeni durum, meslek, eğitim düzeyi, coğrafi konum ve gelir düzeyi ile anne-babanın eğitim düzeyi, kütüphane kullanım oranı gibi unsurlarla ilişkisi de incelendi. SONAR tarafından yapılan araştırma 26 ilde 6 bin 212 kişiyle görüşülerek hazırlandı. Çalışmada TÜİK’in adrese dayalı kayıt sisteminin kullanıldığı örneklem için her coğrafi bölgeden il seçimi yapıldı.
Türkiye Yarım Saat Kitap Okuyor
Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın hazırlattığı araştırma çalışması ülkemizde yılda ortalama 7.2 kitap okunduğunu gösterirken, nüfusumuzun yaklaşık yarısının bir seferde en fazla yarım saat kitap okuduğunu tespit etti. Türkiye’de 7-14 yaş arası grubu bireyler yılda 12 kitap okurken, Büyükşehirlerde yaşayanlar ise yılda ortalama 7.7 kitap okuyor. Ülkemiz nüfusunun yüzde 45.5’lik kesimi rastgele kitap seçtiğini ve düzensiz okuduğunu belirtirken, en çok okunan basılı materyali kitap oluşturuyor. Bunu yüzde 34.45 ile gazete izlerken, yüzde 31.32’lik kesimin ise kitap okuma alışkanlığı bulunmuyor.
Türk halkı en çok edebiyat konulu kitapları okurken; toplumun yüzde 19.5’i edebiyat, yüzde 18.3’ü din, yüzde 16.2’si ise eğitim konulu kitapları okuyor. Okunan kitap türlerinde yüzde 33.7’lik bir oranla roman ilk sırada yer alırken, romanı yüzde 27.1 ile öykü takip ediyor. Okuma kültürümüzün yüzde 85.7’lik bir oranını Türkçe yazılan kitaplar oluşturuyor.
Araştırma sonuçlarına göre, Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde yer alan Mardin, Batman, Şırnak ve Siirt’te en çok psikolojik temalı kitaplar tercih edilirken; ağırlıklı olarak “Macera” temalı kitaplar ilgi görüyor. İstanbul büyük bir çoğunlukla “Aşk” temalı kitapları tercih ederken; Türk halkının yüzde 61.5’lik kesimi tavsiye, yüzde 25.6’lık bölümü de kitabın adına göre seçim yapıyor. Kitap seçiminde yayınevi tercihinin yapılmadığının görüldüğü çalışmada bu oran yüzde 90.16’yı oluşturuyor.
Araştırmaya katılanların yüzde 84.21’lik kesimi düzenli olarak bir yazarı takip etmezken, yüzde 15.79’luk bölüm ise düzenli olarak bir yazarı okuyor.
Ömer Seyfettin, Ayşe Kulin, Orhan Pamuk, Reşat Nuri Güntekin, Elif Şafak, Canan Tan, Yaşar Kemal ve Dostoyevski ülkemizde en fazla takip edilen yazarlar olarak ön plana çıkıyor.
Toplumumuz Korsana Hayır Diyor
SONAR’ın araştırmasına göre, katılımcıların yüzde 82.9’luk kesimi okuduğu kitapları satın alıyor. Toplumun yüzde 84.16’sı korsan kitap almazken, yüzde 14.81’lik bölümü ise korsan kitap tercih ediyor.
Halkımızın 95.06’lık bölümü kütüphanelere üye olmazken, yüzde 43.5’lik bölüm kütüphane kullanma alışkanlığının olmadığını belirtiyor. Türkiye’de yüzde 12.1’lik bölüm ise bilgi ihtiyacını internetten karşılıyor.
Türk halkının yüzde 23.7’lik bölümü boş zamanlarını televizyon seyrederek geçirirken, yüzde 19.2’lik kısmı ailesine zaman ayırıyor. Ülkemizde sadece yüzde 17.8’lik bir bölüm boş zamanlarında kitap, dergi ve gazete okuyor. Ege bölgesinde yaşayanlar ailesi ile vakit geçirmeyi tercih ederken, Güneydoğu Anadolu’nun büyük kısmı ise kitap, dergi ve gazete okuyor. İstanbul ve Ankara’da yaşayanlar üzerinde yapılan araştırmada ise boş zamanların televizyon seyrederek geçirildiği tespit edildi.
Makul Hedef: Ayda Bir Kitap
Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, araştırmanın açıklanmasından sonra yaptığı konuşmada Türkiye’de ilk defa yapılan çalışmanın sevincini yaşadığını söyledi.
Araştırmanın bazı eksikleri olduğunu söyleyenler de olacağını belirten Günay “Galiba biz böyle bir araştırma yapılmasını başlatmış ve tetiklemiş oluyoruz. Bundan sonra aynı sahada yeni çalışmalar yapılacaktır” dedi. Türkiye’de bir iyileşme olduğunun görüldüğünü de kaydeden Bakan Günay; “Ben tabii yine de okuma alışkanlığı çok eskilerden gelen bazı ülkelerin düzeyini henüz yakaladığımızı ne yazık ki söyleyemiyorum; ama önceki yıllara göre bir iyileşme olduğunu ve artık kitabın bizim günlük hayatımıza girdiğini gösteren bir gelişme var. 7 kitap ortalama gibi görünüyor. 10 kitaba, 12 kitaba çıktığımız zaman sanıyorum ki ayda bir kitap gibi makul bir düzeyi yakalamış olacağız. Öğrencilerin ders çalışma ve kütüphane ilgisinin, öğrencinin hayat boyu bitmeyen sınava hazırlanmasından kaynaklandığını düşünüyorum. O nedenle yaygın nüfus içinde kitap okumanın hala oldukça yetersiz düzeyde olduğu gibi bir kanaat taşıyorum.”
Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay düzenlenen basın toplantısında yaptığı konuşmada, araştırma verilerine göre ortaya çıkan sonuçların ilginç olduğunu belirterek; “Bunlar birincil cevaplar üzerinden yapılmış değerlendirmeler. Bir bölgede macera kitapları okunuyor da, tarihi kitaplar okunmuyor mu? Okunuyor. Ama yaygın olarak daha çok macera kitapları okunuyor gibi. Bunlar birincil cevaplar üzerinden yapılmış bir değerlendirme. Macera okumak aslında araştırmacılığı teşvik eden bir şeydir. Yani hayal kurmak, yeninin peşine olmak, dünyanın bir coğrafyasını veya hayatın bir başka alanını öğrenmek gibi insanın kendi içinde sorular sormasını teşvik eden bir unsur olduğunu düşünüyorum. Hatta Güneydoğu’da psikoloji okunuyor olması gerçekten ilginç. Burada ilginç olan taraf, o coğrafyanın yaşadığı sosyal ve siyasal sorunlarla ilgili olarak baktığınız zaman böyle bir ruh bilim sorununun da öne çıkmış olmasıdır. Bana çok anlamlı ve üzerinde düşünmemiz gereken bir yanıt gibi geldi. Çalışmaya katkı yapanlara teşekkür ediyorum” dedi.