Bütün kelimelerim, tüm söyleneceklerim ve söylenmemişlerim suskunluğa bürünüyor karşında. İstesem de konuşamıyorum seninle. Susmaktan başka da bir şey de gelmiyor elimden. Susup gülümsemekten başka.. İçimde çığlığa dönüşmüşken söylenememişlerim, susturmak öylesine zor ki.. Bu sessizliğimde de anlarmısın beni yine?
Bugün yine geldim sana.. Yine konuşamadım. Oysa boğazımda düğümlenen ertelenmiş bütün sözcüklerim "keşke" lere sebep olacaklar, biliyorum. Günlerdir böyle oluyor zaten.. Tam dökülmek üzere iken kelimeler dilimden, susuyorum. Ardıma bakmadan hızlı adımlarla uzaklaşıp gidiyorum.. Ya da uzaklaştığımı zannediyorum. Belki ardımda bıraktığım sen, en yakınım, en iyi bilenim, anlayanımsın.
Ne vakit seninle ilgili, bu çaresiz gidişinle ilgili bir şeyler düşse aklıma, kovalıyorum beynimin içinden. Hiç bir sesi dinlemiyorum. Ya da ürkekçe bir yerlere saklanıp, gizleniyorum. Gelip beni gizlendiğim yerlerden bulacağını bile bile..
Sen ardımda kalıyorsun ben yürüyorum. Hep geride kalanlar yalnızlığa mahkum olmuyor. Ben kendi yalnızlığıma, kendi yokluğuma, hiçliğime yürüyorum.
Artık kulaklarım sesleri duymaktan daha da yoksun, artık hangi kelimeye atsam elimi, hepsi birbirinden kırık, birbirinden yarım. Gözlerimse denizi, gökyüzünü eskisi kadar mavi görmüyor. Hani ne yapsan çıkmazdı denizin lekesi?
Hiç bir şey eskisi gibi değil. Her yeni gün birşeyler daha eksiliyor. Sen de gideceksin, sen de eksileceksin.. Ne bir dost doldurabilecek dünyamdaki yokluğunu, ne de bir sevda.. Issız kaldığımda kimselere sığınamayacağım. Korkularımdan daha bir korkar oldum. Sen de gidince ya unutursam gülmeyi? En büyük korkum da bu ya..
Sen gideceksin, ben yine susacağım. İçimdeki ses çığlık atarken ben yine bastıracağım. Son sözcüklerimi sen yine duymayacaksın. Sonra pişman olacağım "keşke" diyeceğim, "keşke söyleseydim"... "Belki anlayabilirdi beni, belki tanımlayamadıklarımı tanımlayabilirdi"..
Bütün sırlarımı, yaşanmışlıklarımı, yarım kalmışlıklarımı hiç düşünmeden paylaştım seninle. En umutsuz anlarımda bile sığındığım oldun. Küçük şımarık bir kız çocuğu gibi ufacık bir yara alsam sana şikayet ettim. Söylesene şimdi seni kime şikayet edeceğim?
Hiç sevmedim suskunlukları, biliyorsun..
Ama susmak zamanıdır şimdi.
Bazı şeyler var ki, dillenmiyor, söylenmiyor.. Söylenemiyor..
Sana gülümserken bile bir bulut çöküyor yüzüme adeta...
Farkediyorum ki, susmak en büyük Yalnızlık . . .