Suskunluğunu bozup haykırmak istedi genç kadın...Yüreğine kocaman bir sevda resmi çizmişti; yaralı, yorgun,öksüz yüreğine...Oraya ne tohumlar atılmıştı oysa bu güne kadar ama hiçbiri yeşerme şansı bulamamıştı. Yağmur mu yağmamıştı, güneş mi yüzünü gizlemişti?...Şimdi yüreğinde kocaman ateş topu vardı; yüreğini yakan, acıtan...An be an gittikçe büyüyen....
Aslında yüreğinde güller, sümbüller, menekşeler,karanfiller rengarenk açmıştı...Hayata yeniden aşık olmuştu, şiirlere, şarkılara ve....Irmaklar çağlıyordu o küçücük yüreğinde...Ardından şiddetli fırtınalar,şimşekler...Bazen yıldırımlar düşüyordu yakıp yok ediyordu tüm güzel duygularını....
Hayalleri vardı herkes gibi sevinçleri, mutlulukları...Yüreğinde açan çiçeklere hayat versede gözyaşlarıyla seviyordu hayallerini...Hayal kurmanın cezası varmıy dı acaba?... Olsada ne farkeder ki...En büyük cezayı zaten çekiyordu...
Şimdi yüreğindeki çığlıkları, isyanlarını bohça yaptı uzun bir yolculuğa çıktı sessizce...Sevgisi,özlemi de azık olacaktı bu sonsuzlukta...Dil susarsa yürek konuşur ve o susuyordu.....Susuyor, susuyor ve suskunluğuna sarılıyordu....Susuyor, biraz biraz daha üşüyordu...