Sağlıklı Kişilik Geliştirmede Sanat Eğitiminin Önemi

Son güncelleme: 23.05.2011 15:07
  • İnsan, gelişmeye, büyümeye ve kendini gerçekleştirmeye yönelik potansiyeli içinde barındıran sosyal bir varlıktır Sanat da çok boyutlu ve çok işlevli oluşuyla kişilik gelişiminin sağlıklı bir biçimde şekillenmesine katkı sağlayıcı özellikleri içinde taşır
    Kuşkusuz, sanat yapıtları da ait oldukları alanlara bağlı olarak tüm işlevlerini değişik düzeylerde de olsa karşılama yetisine sahip olan ürünler olmalıdır Sanat yapıtları, kendine özgü bilgiyi içlerinde barındırırken izleyicilerine bu bilginin ötesine geçme imkânı da sunar Her sanat eserinden farklı hissedişler almak, kişinin sanatla olan yakınlığı yanında iç dünyasının derinliklerine inebilmeyi becerebilmesiyle de ilişkilidir

    Sanat, insana hem kendisiyle hem de diğerleriyle barışık yaşaması için olağanüstü duyumlar ve fırsatlar sunarken bir yandan da ilkel duyguların, ehlileştirilmesine ve yüceltilmesine de imkânlar sağlar Sanatla ilgilenen kişilerin algıları genişler, bilinç düzeyleri yükselir

    Kuşkusuz, sanatın gelişmesi ve yücelmesi, zenginleşip yetkinleşmesi aynı zamanda bireyin, dolayısıyla toplumun da yapısına, değişimine ve birçok etkenin varlığına olduğu kadar sanatın kendisine de bağlıdır Çünkü her alanda olduğu gibi, sanat alanı da, bireyin ve toplumun zaaflarını kullanabilir ve her toplumda varolan niteliksiz beğeni biçimleri dikkate alınarak sanat yapılmaya çalışılabilir Bu bakımdan bireyin çok küçük yaşlardan başlayarak sanatla ilgilenmesi ve bu alanda gelebilecek tehlikelerin ayırdında olması, tercihlerini gerçek sanat ve yapıtlarından yana kullanmayı öğrenmesi gerekir Bu öğrenme de gerek ilköğretimde gerekse aile desteği ve toplumun kurum ve kuruluşlarınca sanat olarak kabul gören ürünlerin, yapıtların ve sanat kollarının ön plana çıkarılmasının sağlanmasıyla mümkün olur

    Sanat, yaşamdan ayrı ve soyut bir olgu olmamasına karşın ne yazık ki, ülkemizde dar bir kesimin özel ilgisi ve çabası gibi görünmektedir Bu görüntü, temel fizyolojik ihtiyaçlarını yeterince karşılayamayan ülkemiz insanı için sanatın lüks ihtiyaçlar arasında kendine yer bulması nedeniyledir Oysa sanat, insanın varoluşuyla birlikte başlayan kültürel geçmişini, bugününü ve geleceğini birleştirici ve bütünleyici bağları sağlayan işlevlere ve etkinliklere sahiptir Bu anlamda da bireysel olduğu kadar toplumsal bir ihtiyaçtır da

    Sanatın yaşamı anlamlı hale getirme, içsel doyumu karşılama, iç zenginliği çoğaltma yanında insanları ve toplumu eğitme işlevi de vardır Bu işlev, koşullama ya da ders verme tarzında değil, kişinin ruhsal dünyasının kendiliğinden zenginleşmesini sağlamaya yönelik olarak ortaya çıkar Bu anlamda da sanat, daha çok kendini anlayanı eğitir Anlamak ise küçük yaşlardan başlayarak sanatla ilgili olmayı gerektirir

    İnsan sanat aracılığıyla kültürüne ulaşır, onu benimser ve saklar Sanat ile ilgili olmak, çevreyi zenginleştirmenin, kendine güveni sağlamanın, estetik beğeni sahibi olmanın, empati yeteneğine kavuşmanın, ruhsal dinginliği bulabilmenin, sağlıklı kişilikler olarak yetişmenin, bu anlamda da duyarlı olmanın, insanca davranma ve insanca yaşama için çaba gösterme becerisi oluşturmanın da en etkin yoludur

    İnsan kişiliği üzerinde çeşitli işlevleriyle değişik düzeylerde etkili olan sanat, bu anlamda da her bireyin gelişmeye istekli olan gizil potansiyelini açığa çıkararak, öğretilebilir olan yanını geliştirir Diğer yandan, sorunlara farklı boyutlardan bakabilmeyi, akılcı çözüm ve öneriler üretmeyi de sağlar

    Her toplumun kendine uygun gördüğü bir sanat anlayışı vardır Ancak bireysel ve toplumsal yapılar arasındaki farklılıklar sanatta da kendini gösterir Bu nedenle de farklı toplumların ve bireylerin ürettiği sanat yapıtları da farklılık gösterir

    Sanat, aslında herkes için önemli bir ihtiyaç olmasına rağmen bu ihtiyacın farkında olmak, ilginç bir biçimde sanatla ilgili olmayı da gerektirir Oysa zaruri ihtiyaçlarımızı hemen fark eder ve giderme konusunda yönelimlerde bulunuruz Ancak sanatsal açlığın ya da sanat tarafından doyurulması gereken ruhsal açlığımızın çoğu zaman farkında olmayız Hissettiğimiz boşluk duygusu, tanımlanamayan, anlatılamayan ve belki de anlaşılmayan gerilimlerimiz, tedirginliklerimiz, hatta dış dünya ile iletişimde yaşadığımız zorluklar, sanatın sağlayacağı duygusal karşılamalarla giderilebileceği gibi ruhun beslenmesi de sanatla sağlanabilir Sanat, insanı düşünmeye yönlendirir Düşünme ise insanın hem zihinsel hem de ruhsal yanını geliştirir

    Sanat, toplumsal ve ruhsal ihtiyaçların karşılandığı ve doyum bulduğu bir alandır İnsanın kendini ifade etmesi ve anlatması sanat eserinde somutlaşırken, insanın anlatım ve iletişim kurma ihtiyacı da sanat aracılığıyla karşılanır Sosyalleşmenin yanında psikolojik ihtiyaçların giderilmesine de katkı sağlayan bu alan, aynı zamanda doyum sağlama işlevini de görür Sanatın doyum sağlama işlevi, sanatçının kendi dünyası ile dış dünya arasındaki iletişimi aracılığıyla ortaya koyduğu ürünlerle sağlanır Doyum, bir ihtiyacın karşılık bulması yanında, biriken artık duyguların neden olduğu gerilimin boşalması anlamında psikolojik bir süreç olarak da kendisini gösterir

    Ne yapılmalıdır?
    Gençliğe yalnızca ülke topraklarını değil, tüm kültürel ve milli değerlerimizi de emanet edeceğimizden kültür değerlerimize sahip çıkan ve değişen çağdaş koşullara uyum sağlayabilen kişilikler oluşturmak geleceğimiz için olduğu kadar bugünümüz için de zorunlu görünmektedir Gençlerin yetkin ve sağlıklı bir kişilik kazanmaları için bilgi ve ahlak eğitimi yanında sanat eğitimi almaları da büyük önem taşımaktadır Bu nedenle sanat eğitimi ilköğretimden başlayarak verilmelidir

    Eğitim sistemimiz daha çok bilişsel yanımızın gelişmesine önem verdiğinden, problem çözme, uygun baş etme stratejileri geliştirme, kendini tanıma ve ifade edebilme alanlarında yeterince gelişme gösterilememektedir Oysa kişilik gelişimi tüm boyutlarıyla birlikte bir bütündür ve gelişmenin de bu bütünlük içinde sağlanması gerekmektedir Bu anlamda sanat eğitimi, istendik düzeyde olmadığı gibi yeterli de değildir Çocuklarımıza küçük yaşlardan başlayarak güzelin çirkinin, doğrunun yanlışın ne olduğu sanat aracılığıyla öğretildiğinde, bu bilgilerin kalıcı olmaları ve kişilik örüntüsüne dâhil olmaları da sağlanmış olacaktır Bu yolla, gençler, yeteneklerini en üst düzeyde sergileme imkânı bulurken beğeni standardını da yükseltmiş olacaklardır

    Ülkeler, kültürel etkinliğini artırmak yanında sanatsal anlayış düzeyini de yükselterek dolaylı biçimde de olsa bireylerin ve toplumun daha mutlu yaşamalarına da katkı sağlarlar Bu bağlamda da sanatsal üretimi kolaylaştırmak, sanatçılara imkânlar sağlamak ve sanata ilgiyi artırmak da hükümetlerin görevleri arasında sayılmaktadır

    Uygar toplum oluşturmanın en önemli koşullarından biri sanat eğitimidir Bir ülkenin kültürel etkinliklerini artırabilmek yanında koruyabilmek de ancak sanatla mümkün olabilir Ülkemizde; bazı tanınmış ve popüler olmuş kişiler dışında sanatçı olmak oldukça zorlu bir süreci gerektirmektedir Popüler azınlığın ve magazin kültürünün göz önüne serdiği kişiler dışındaki isimli/isimsiz pek çok sanatçı zor ekonomik koşullar içinde yalnız ya da kalabalık aileleriyle birlikte sosyal güvenceden yoksun, yaşam mücadelesi vermektedir Çoğu sanatçı da zaruri ihtiyaçlarını karşılayabilmek için sanatları dışında başka işler yapmak zorunda kaldığından yetilerini gerektiği biçimde kullanamamaktadır

    Gelecek kuşaklara bırakılacak kültür mirasının ana kaynağı olan sanat, Türk

    Diğer yandan, ülkenin kültür politikaları, çağın öngördüğü geniş imkânlara kavuşturulmalı ve sanatsal düşünceye özgürlük sağlanmalıdır Bu kapsamda öğretim programları sanatın her dalını kapsayacak şekilde genişletilmeli ve ilköğretimden başlayarak çocukların sanat kavramıyla yakınlaştırılmaları sağlanmalıdır Bu yolla çocukların hem insani değerlerle yetişmeleri, hem de ruhsal dünyalarını zenginleştirerek sağlıklı kişilikler oluşturmaları da sağlanmış olacaktır kültür ve sanatının gelişimi için özel olanaklar ve gerekli destekler sağlanmadıkça sürdürülemez Bu nedenle, sanat eğitimine ve sanatçıya hak ettiği değer verilmeli ve yıllarını sanat alanında geçiren ve bize nice sanat eserleri armağan ederek kültürümüzün zenginleşmesine katkı sağlayan sanatçılarımız yaşarken önemsenmeli, yaşam koşullarında gereken iyileştirmeler yapılmalıdır
#23.05.2011 15:07 0 0 0