VUR BİTSİN

Son güncelleme: 08.08.2004 13:52
  • VUR BİTSİN

    Orada masanın üstünde bir resim,
    İkimiz denize karşı durmuşuz Üsküdarda
    Saçlarımızın üzerinde martılar,
    Gözlerimizde acemi bir aşk
    Ve tuhaf ve çocuksu bir mutluluk,
    Senin sırtında sarı yağmurluğun
    Kadıköyde ucuzluktan almışız
    Bende o siyah kazak hani bir kedi gibi sokulduğun
    Şubat ve yağmur yağıyormuş meğerse,
    Islatan her tarafımızı
    Orada masanın üstünde bir resim,
    Yak bitsin
    Orada kapının arkasında bir yazı,
    Seviyoruz yazmışız birlikte,
    Harfler nasıl titremiş meğer ellerimizde,
    Bir pazartesi akşamı ben eve dönünce
    Tutup öyle yazmışız nereden estiyse,
    Hep gülüşün, hep sıcaklığın sinmiş harflere,
    Ne yaptığın çorbanın, ne pilavın tadı
    Sobayı yakmayı unutmuşuz ne gam,
    Senin çiğdemler açmış yüzünde sıcaklığın
    Orada kapının arkasında bir yazı
    Sil bitsin.
    Orada sehpanın üzerinde iki bardak,
    Senin demlediğin çayı içmişiz birlikte
    Nasılda dalgamızı geçmişiz dünyanın bütün dertleriyle,
    Bir masalmış bir yalanmış gibi korkmuşuz,
    Sıkı sıkıya yaslanmışız bahtımızın kara yıldızına
    Ben tek sen üç şeker atmışın filiz çayımıza
    Sonra açıp perdeyi gökyüzünden bir dilek tutmuşuz,
    Mehtap gülümsemiş deli yürek çocukluğumuza
    Orada sehpanın üzerinde iki bardak,
    Kır bitsin.
    Orada odaya saçılmış küçük hatıralar,
    Ne yana dönsem bir parça bir şey senden
    Belki minik kızgınlığın, belki bir gülüşün orda,
    Böreğin altını yakışın, düğmeyi dikerken iğneyi eline batırışın,
    Ve saçların hep o kan gülleri taktığın saçların, beni mahpus bıraktığın saçların.
    Ne yana dönsem bir parça bir şey senden
    Hep o kanepede oturmuşluğun, şu senin küçük yastığın, şu eşarbın,
    İşte şu bir haziran akşamı gitmek için ayaklanışın
    Ne yana dönsem bir parça bir şey senden
    Orada odaya saçılmış küçük hatıralar,
    Git bitsin.
    Orada ayaklarının dibinde bir adam,
    Adam bütün adamlığını dökmüş önüne,
    Böyle kaç gün yada kaç gece, ayaklarının dibinde,
    Öyle kolay mı öyle kolay gitmek,
    Her şeyi bu İstanbulu, o sevdiğin adaların kokusunu
    Mısır çarşısını, Eminönünün balık ekmeğini
    Beyoğlunun sinema salonlarını birlikte beklediğimiz 28 numarayı,
    Unutmak öyle kolay mı, öyle kolay,
    Orada ayaklarının dibinde bir adam,
    Kov bitsin.
    Orada çekmecede yedi otuzbeş bir silah,
    Babadan kalma,
    Hani bir bayramda saydırmışız havaya,
    Sen biraz ürkek sokulmuşun omzuma,
    Kuşlar havalanmış bütün kuşları İstanbulun,
    Giderken galiba bir beni birde bunu unutmuşun
    Orada çekmecede yedi otuzbeş bir silah,
    Ve burada zaten öldürdüğün bir yürek,
    Vur bitsin

    İBRAHİM SADRİ
#08.08.2004 13:50 0 0 0
  • BAYILIRIM IBRAHIM SADRI SIIRLERINE COK SAGOL
#08.08.2004 13:51 0 0 0
#08.08.2004 13:52 0 0 0