Bugün kaybolanların arasında buldum kendimi, atılmışlığımın, yitirilmişliğimin ve yitirdiklerimin ezikliği içinde!Bir ışık ve karanlık gün daha bitti. Birazdan hava aydınlanacak ve ben yine kayboluşları yaşayacağım bir kez daha.
Günlerin neler getirdiğini bilmiyorum, anımsamıyorum! Ama birşeyler getirseydi küçük de olsa, bir mutluluk mu olurdu içimde diye düşünüyorum. Getirdiği bir yana götürdüğü o kadar çok şey var ki! Önce güveni götürüyor belki, sonra iyiliği, dostluğu! Değer yargıları, içtenlik birer birer siliniyor. Ve sonra insanlık gidiyor elden. Ailen, dost bildiklerin, çevren, belki sevgilin bile!İnandığın, hayata sımsıkı bağlanmak adına tutunduğun herşey, lanetler yağdırabileceğin kavramlara dönüşüyor.
Neden! Neden ışıklar farklı günü getirmiyor. Neden sahte bile olsa farklı şeyleri göstermiyor. Ve neden karanlık; saklamak yerine birşeyleri açıkca büsbütün ortaya seriyor?
Bana karanlık mı ışık mı? dediklerinde karanlık demiştim. Çünkü; hayatın çirkin, anlamsız, iğrenç taraflarını saklar sanmıştım. Şimdi aynı soruyu sorsalar bana, sanırım ne karanlığı ne de ışığı severim. Ben sonsuzluk derim belki de en masumane kavram bu olduğu için. Tanımlayamadığım ve yaşayamadığım sonsuzluk!