Geceleri sokaklara kar yağardı üşürdük bir hüzün çökerdi odamıza kapanıp içimize ağlardık
ağlardım.......... ağlardı............
ağlardık geceler boyu ıslanırdı pencereler ıslanırdı yalnızlığımız ıslanırdı geceler
ıslanırdı bütün şehir nem kokardı, is kokardı özlem kokardı gurbet kuşları dönerdi başımızda cama yaslayıp başımızı boynu bükük karanfiller gibi bakardık dalardım........ dalardı ........ dalardık anılara
uzaklarda türküler çalardı kulaklarımıza hasretlik çekerdik ölesiye yüreğimize bir ateş düşerdi yangın olup yeryüzünü yakardık ben Urfa'lı Mustafa
ve Maraş'lı Ali gözlerimizde biraz duman biraz dalgınlık olurdu hep
susardım........ susardı......... susardık kan kusardık
susardı sokaklarda sarhoşlar içimiz kan ağlardı soranlara yok bir şeyimiz
iyiyiz derdik ben Urfa lı Mustafa ve Maraş'lı Ali
bütün gece yatağa uzanıp tavana dikerdik gözlerimizi
bakardım....... bakardı........ bakardık puslu ve ıslak
sokaklara gözlerimiz yağardı ölesiye sılamızı özlerdik yüreğimiz acırdı gözlerimiz acırdı uyuyamazdık kalkıp sokaklara düşerdik gezerdik sahipsiz kediler gibi
gezerdim......... gezerdi ........ gezerdik sabahlara kadar
sonra uyumadan işe giderdik her gece sazımdaki hüzün olurdu gurbet
yüreğimizdeki sızı gözlerimize yağmur diye düşerdi acıları alır içimize saklardık
bir ben bilirdim........ bir onlar .......... bir biz bilirdik ayrılık nedir, özlem nedir
çocukluğumuzu yaşardık masalsı düşlerde her bayram yeni papuçlar giyer
koşardık ninemize biz ona doğru koştukça o uzaklaşırdı bi -türlü yetişemezdik hep bir gün dönceğiz umuduydu içimizde sakladığımız
başımızı yastığa gömüp gizli gizli ağladığımız sıla özlemiyle doldurup içimizi
duvarlarla paylaştığımız hep döneceğiz umuduydu bunca kahrı yaşadığımız
rüzgar eserdi geceler boyu trenler geçerdi her iniltide yapraklar üşürdü içimizde yağmur düşerdi gözlerimize
usanırdım.......... usanırdı......ıslanırdık
her gece böyle yalnız, uykusuz bir hüzün çiçeği kırılırdı düşlerimizde bir kardelen boy verirdi susuz boynu kırık bir gelinciğin sızlayışını duyardık yüreğimizde ömür gelip geçerdi mevsimler gelip geçerdi fırtınaler eserdi içimizde esen fırtınalar yüreğimizi delip geçerdi hasret istasyonunda
yolcusuz kalmış terkedilmiş bir tren gibi dururdu kalbimiz
beklerdim......... beklerdi.......... beklerdik geceler boyu
ne gelen olurdu ne giden yalnız, çileli ve kederli susuz, uykusuz ve dertli
beklerdik kuşlar uçup giderdi uzak diyarlara kuş olup uçardık ardından
alıp götürsünler diye sonbahar rüzgarları estiğinde yaprak olur savrulurduk
kar olur yüksek dağlara ağardık oturup yüreğimizin kıyısına ince ince yağardık
rüzgar olup eserdik doruklarda sel olup akardık dünyanın öbür ucuna
bahar gelmezdi acı dinmezdikuşlar sevinmezdi
ve biz ölür ölür dirilirdik her gece kimse bilmezdi
ağlardım.......... ağlardı........ ağlardık geceler boyu
silmezdik gözlerimizde akan yaşları silmezdik ki kirpiklerimiz nemli kalsın
silmezdim ki ıslak gözlerimizde, soluk yanaklarımızdaki izden anlaşılsın
gurbet ellerde bir ömür çektiklerimiz ömrümüz gelip geçerdi trenler gelip geçerdi biz yılları sayardık yıllar ömrümüzü durmazdı kanaması kalbimizin bir türlü beklediğimiz o an gelmezdi ben Urfallı Mustafa ve Maraş'lı Ali
kısacık bu hayatta alıp onca acıları sırtımıza upuzun bir yolda hiç yorulmayacak gibi koştuk sonuç bir avuç toprak bir bedenlik kefen şimdi ne Urfalı Mustafa var ne de Maraş'lı Ali sıra bizde şimdi anlıyorum ki sıla bir aşk özlem bir rüya
kavuşmak bir hayalmiş.