Çevreme bakıyorum da, söylemek istediğini doğru bir şekilde ifade edebilen çok az insan görüyorum. Çok konuşuyoruz fakat anlaşmakta zorlanıyoruz. Çoğunlukta da etkili dinlemeyi bilmiyoruz.
Çevremdekiler, benim konuşma dilimi kitap diline benzetiyor. Uzun uzun tanımlamalar ve detaylarla konuşuyorum sanırım. Konuşurken ise bu bana çok doğal geliyor. Eğer detayı ile anlatmazsam konu tam anlaşılamayacak sanıyorum demek ki.
Bir de insanları kırmamak için elimden geldiğince özen gösterince, benimle konuşan kendini kitap tanıtımında gibi hissediyor olmalı. Konuştuğum kişiler, anlattığım her şeyi çok iyi anlıyor fakat kitap okumaktan kaçan biri ise kitapla konuşur gibi hissediyor kendini ve tabi sıkılıyor. Allah'tan dinlemeyi biliyor ve karşımda ki kişinin hislerine çok özen gösteriyorum da benimle sohbet etmekten kaçmıyorlar. Konuşurken karşımda ki incitmemeye çok dikkat ediyorum.
Bir de kısa cümlelerle konuşup dağları devirenler var ki tahammül etmekte çok zorlanıyorum o kişilere. Kendilerine söylendiğinde çok kızacakları cümleleri, başkalarına rahatlıkla kurabiliyor ve pişkin pişkin bakıyorlar. Dillerinin hiç bir kontrolü yok bu tarz insanların.
Özelinizi sorgulamak, hayatınıza karışmak, sorulmadan fikir vermek, eleştirmek, haddini aşan espiriler yapmak. Bu tarz kişilerin bir kısmı kendini "dobra insan" diye tanımlıyor. Kontrolsüzce konuşmak olsa olsa patavatsızlıktır bence. Dobra konuşmak ise, insanların arkasından konuşmak yerine yüzüne uygun bir şekilde doğruları söyleyebilmektir. Dobra bir insan olmakla patavatsızlık günümüzde karıştırılıyor.
Eskiden insanlar birbirleri ve büyükleri ile saygı ve sevgi ile konuşurdu. Saygı ve sevgi dolu bir dil unutulmaya yüz tutuyor. İnsanlar, birbirlerini kırmaktan çekinmedikleri gibi gizli bir zevk bile alıyor. Belki de insanlar çok mutsuz ve birbirlerine saldırıyor.
Saldırgan dil, bulaşıcı bir hastlalık gibi dalga dalga yayılıyor. Tek bir çözümü var bu rahatsız edici durumun, o da insan olduğumuzu hatırlamak.
Olumlu tepki almak, sevmek ve sevilmek istiyorsak tanımadığımız insanları bile sırf insan oldukları için sevmemiz gerekiyor. Hoşgörülü olmayı, affetmeyi bilmeyi, incitmeden diyalog kurmayı öğrenmemiz gerekiyor.
Gittikçe yalnızlaşan insanlar, dillerini sevgi yoluna çevirmeyi bir an önce öğrenmezse kendi sonlarını da hazırlayacaklar. Alçakgönüllü olmanın erdem sayıldığı bir kültürden gelen bizler, neden sahte zirvelerde dolaşırız anlamak çok zor. Ortak bir geçmişimiz var ve kimse kimseden çok üstün değil bence.
Eğer mutsuzsak, dermanı belki de hiç ummanıdığınız bir elin sevgi dolu dokunuşudur. Bir ağaca sevgi ile dokunmak, bir çocuğa kocaman gülmektir. Evet küçümsediğiniz şeyler aslında hepimizin doğal mutluluk kaynağıdır.
Güçlü bir iletişim, ummadığımız kadar hayatımızı kolaylaştırır.
Sevgiye açık olur umarım, insanlık kapıları.