Mutluluk Araştırmaları Neden Artıyor ?

Son güncelleme: 21.10.2011 15:01
  • Yazar : Esen Miessen

    Neden mutluluk konusunda bilim araştırmalarının sayısında son yirmi yılda büyük artış var? Neden mutluluk konusunda yazılan kitap ve kitapçık sayısı artıyor?

    Endüstri ülkelerinde en hızlı artan hastalık stressden kaynaklanan tükenmişlik sendromu "burn out sendromu" denilen hastalıkmış. Bir Antistress yasası gerektiği tartışılıyor. Sadece Almanya'da dokuz milyon "burn out" hastası ... Suç işleyen çocukların, gençlerin sayısında artış ... İnsanda stress, doğada stress ... Ne oluyor? Tüketirken tükeniyor muyuz?

    On sekizinci yüzyılın başlarında, ruhu ve beyni fazla karıştırmadan, herşeyin fazlasına sahip olmanın mutluluk için yeterli olduğu inancı hakimmiş. Ekonomistler başlarda insanların ne ürettiğine ve ne tükettiğine bakarak bir toplumun mutluluğunu ölçmeye çalışmışlar.

    Geçtiğimiz yüzyılın Avrupa'sında ellili, altmışlı yıllarda, insanlar mutlu musunuz sorusunun çok özel bir soru olduğunu düşünse de arabası, evi, televizyonu olanlarda daha mutlu bir hava varmış. Mutluluğun sırrını kesin bulmuşlar yani elli yıl önce.

    1974 yılında yine ekonomist Amerikalı Richard Easterlin zenginlik ve refahın endüstri ve gelişmekte olan ülkelerde arttığını, ama mutluluğun aynı şekilde artmayıp yerinde saydığını bir araştırmayla ortaya çıkarmış, kafaları karıştırmış.

    Endüstri ülkelerinde ekonomistlerin ve reklam psikologlarının uzmanlık alanı sayılabilecek mutluluk konusu son yıllarda neden artarak herkesin ilgilendiği bir konu?

    Neden mutluluk konusunda bilim araştırmalarının sayısında son yirmi yılda büyük bir artış var?

    Neden mutluluk konusunda yazılan kitap ve kitapçık sayısı artıyor?

    Neden gülme kursları?

    Neden medyada mutluluk yollarını öğreten programlar?

    Arabası, evi, televizyonu olanların sayısı mı azaldı?

    İktisatçıların, sosyologların, psikologların, gelecek araştırmacılarının mutluluğun nedenlerine ilgisi artıyor. Mutluluk araştırmaları popüler bir alan. Nöropsikologların beyin akımlarımızı görüntüleyerek mutluluğun nerede ve neden oluştuğunu ölçebilmesi de, yeni araştırmalar, yeni değerlendirmeler gerektiriyor.

    Mutsuz yapan şeyleri araştıran psikoloji bilimi, son yıllarda Pozitif Psikoloji adı altında mutlu yapan şeyleri araştımaya başladı. Bu yeni bilim dalından etkilenerek mutluluk dersini okul dersi olarak koyan ilk okul 2006 yılında İngiltere'deki Wellington College olmuş.

    Almanya Heidelberg şehrinde de mutluluk dersi diye bir ders var. Bir lise müdürünün çabalarıyla, diğer derslerin sayısını azaltmama şartıyla, bakanlıktan izin alınarak üç yıl önce başlatabilen bu dersin amacı, kendine güven ve sorumluluk duygusunu artırarak pozitif bir şekilde yaşama hazırlamak, yaşam sevinçli bireyler yetiştirmek. Neden? Endüstri ülkeleri gelecekte depresyonlu bir toplum olmamak için hazırlık mı yapıyor?

    Bıkmak doğal bir duygu değilmiş, biliyor muydunuz? Bebeklere bir bakın. Yürümeye çalışırken başlarına neler geliyor, haftalarca düşüyorlar, kalkıyorlar, ağlıyorlar, ama hangisi bu iş zor iş, tükendim diye yürümekten vazgeçiyor, emeklemek daha rahat, riski az diyor? Ya da olmuyor diye depresyona giriyor? Neden?

    Meraklı ve öğrenme açlığıyla geliyormuşuz bu güzel dünyamıza. Beyinsel zenginleşme mutluluk merkezimizi etkiliyormuş. Yani bilgi mutlu ediyormuş bizi. Gerçekten bakın bu küçük bebeklere, bir şey başardıklarında nasıl sevindiklerine ... Bebeklerin bilgi toplumu ... Akıllı mutluluk üretimi ...

    Sosyalleşirken, en geç okul yaşına gelene kadar uzaklaştırıyormuş sosyalleşme bizi bu bilgi merakından. Daha sonraki yaşlarda daha fazla komşularımızı mı takip ediyoruz? Buna da merak diyorlar ya. Hangi gelişmeyle, hangi beyinsel zenginleşmeyle ilgili bu çeşit merak?

    İstatistiklere göre mutluluk sıralamasında zengin ülkeler ilk sıralarda. Endüstriyel yapı vatandaşları yaratıcı, üretici, aktif olmaya zorluyormuş. Ekonomik zenginlik mutlululuğun kaynağı değil, aktif olmanın yan etkisiymiş. Tüketici üretim, tüketici yaratıcılık.

    Neden Danimarka Almanya'dan daha mutlu, bunu açıklayabilmek zor. Bugüne kadar olan araştırmalarda mutluluk konusunda dünyada en büyük veritabanına sahip Rotterdam Erasmus Üniversitesi Profesörü, sosyal psikolog Ruut Veenhoven'e göre, politik hayata katılabilme, kadınla erkeğin sosyal yaşamda eşitliği, sosyal sınıfların arasındaki farkın küçük olması gibi toplumsal özellikler bireylerin mutluluğunu etkiliyor. İşsiz sayısı az olan ülkeler ve bireylerin yaşam şekillerini aktif seçebildiği ülkeler daha mutlu.

    Kişisel ilişkilerde bu kişi bana uyuyor hissi gerekiyormuş mutluluk için. Yaptıklarımızda, yaşadıklarımızda bu bana uyuyor hissi... Yanlış anahtarla bir kapıyı açmayı hiç denediniz mi?

    Aslında bizi neyin tükettiğini biliyoruz, "tek ayak üstünde yürüyeceksin"i öğrenmeye çalıştığımız olmuyor mu ara sıra? Bıkmayı böyle mi öğreniyoruz? Yaratıcılık mı bu? Aktiflik, çocuk merakı bu mu?

    Artık sadece elitler değil, orta sınıf da mutluluğu, hayatın anlamını sorguluyor. Tarihte ilk defa bu. Gelecek bilimi araştırmacıları için hayatın anlamını, mutluluğu sorgulamak toplumda bilgili insanların sayısının artmasının bir göstergesi.

    Statü sembollerinin modası geçiyormuş. Bilgi toplumunu ne ideolojiler, ne de tüketim mutlu edebiliyormuş artık. Düşünen bir beynin yeni bir arabanın değil de, içimizi doyuran şeylerin hayalini görmesi, yaşamına bir anlam araması doğal bir gelişme.

    Yaşam süresi uzuyor. Bilgi toplumu yaşamına bir anlam vermeye çalışıyor, beyinsel ve ruhsal zenginlikle daha fazla ilgilenmek istiyor. Kişisel olarak neden ve nereye gittiğimizi sorgulamak, bir bilişsel özellik (cognitive özellik)... Bilgi toplumunun yan etkileri ...

    Bilgili insanlar iyi tüketici değil. Tüketici toplumlar nasıl çözecek bunu? Mutluluk merkezlerinin nasıl etkilendiği ve nasıl çalıştırılacağı teknikleri mi okullarda öğretilecek?

    Mutluluk kitapları mı tüketmeye başlayacağız? Bir dakika gülmek kırk beş dakika yogadan daha etkiliymiş. Yoga mı, gülme kursu mu?

    Merak ... Aktiflik ... Bilgi ... Akıllı üretim ... Yaşam sevinci ... Mutluluk ...

    Çocuklardan mı öğrenelim?

    Ne dersiniz?
#21.10.2011 15:01 0 0 0