Sevdalar doğup batıyor her gün güneş eşliğinde ben ise alışıyorum her gün güneşle doğup batmaya belki de.
İzmaritler eziliyor kaldırımlarda ayaklar altında ben ise alışıyorum her sevgi sonunda bir izmarit olmaya.
Telefon sesleri kaplıyor yeryüzünü ben ise alışıyorum yalnızlığın melodisine.
Geceleri yıldızlar kayıyor yalnız kalplere ben ise alışıyorum seyretmeye yalnızlığın esaretinde.
İlkbaharda sevgiler yeşeriyor gülücüklerle ben ise alışıyorum sonbaharımın hüzünlerine.
Eller tutuşuyor geleceğe kenetlenmiş ben ise alışıyorum kendi bedenime terk edilmeye.
Aşk cinayetleri işleniyor yeryüzünde acımasızca ben ise alışıyorum öldürülmeye her defasında.
Yabancı eller okşuyor tenini eşsiz sıcaklığında ben ise alışıyorum üşümeye teninin yokluğunda.
Yıldızlar kayıyor birer birer gökyüzünden ben ise alışıyorum dostların yıldızlara özenmesine.
Geceleri rüyaların en tatlıları yaşanıyor o saklı dünyalarda ben ise alışıyorum her defasında kabuslar içinde uyanmaya.
Yağan yağmur altında dolaşıyor sevda yolcuları ben ise alışıyorum bir bulut olmaya.
Dost sohbetleri sırları katlediyor ben ise alışıyorum katledilen sır olmaya.
Kadehler dolup boşalıyor kahkahalarla ben ise alışıyorum her defasında kadeh olup kırılmaya.