İman bir bütündür.İmanın altı esasına birden inanan kimseye mümin denilir. Bunlardan birine iman etmeyen, yahut bu inancı İslâma uygun düşmeyen bir insana, Kuranî manada mümin denilmez.Kuranda tevhit inancı esastır.Yani Allah birdir zatında, sıfatlarında ve icraatında ortağa, yardımcıya muhtaç olmaktan münezzehtir.Bu tevhit esasına ters düşen her türlü inanç İslâma göre şirktir,Allaha ortak koşmaktır.Böyle bir iman ise Allah katında makbul değildir. Bilindiği gibi, dinler üçe ayrılıyor: semavî dinler, tahrif edilmiş dinler ve bâtıl dinler.
* Doğrusu Allah katında din ancak İslâmdır * [Âl-i İmran Sûresi, 19]
âyetinin açık hükmüne göre, beşer aklının mahsulü olan batıl dinler gibi, Tevrat ve İncilin bozulmasıyla semavîlik özelliğini kaybeden Yahudilik ve Hıristiyanlık da Allah indinde geçerli değildir.
* Kim, islâmdan başka bir din ararsa, o kimseden bu din asla kabul edilmez ve o, âhirette kaybedenlerden olur * [Âl-i İmran Sûresi, 85]
Din denilince önce itikat, sonra da ibadet akla gelir.Buna göre, islâm dışında kalan dinlerdeki Allah inancı, melâike, kitap, resul telakkisi, âhiret ve kader anlayışı hakikatle tam uygunluk göstermiyor demektir. Bir şey sabit olursa levazımıyla sabit olur kaidesi meşhurdur.Bir şey için kaçınılmaz lâzımlar, yani özellikler, şartlar vardır.O şeyi bunlardan ayrı düşünemezsiniz.Meselâ, ruh dendimi hayat onun lâzımıdır hayatı ruhtan ayıramazsınız.Diğer bir önemli itikat kaidesi: İman tecezzi kabul etmez.Yani iman rükünlerini birbirinden ayrı düşünerek, bir kısmına inanıp diğerlerine inanmamak olmaz. Meselâ Allaha inanan fakat âhirete inanmayan insan mümin değildir.Bu adam için, Allah inancında mümin fakat âhiret inancında kâfir gibi ikili bir tasnif yapılamaz.Bu böyle olduğu gibi, Allah inancı da bölünme kabul etmez. Yani, Allahın varlığına inanırım, ama kadim olduğunu kabul etmem diyen bir insan Allaha değil kendi zihninde kurduğu bir ilâha inanmış olur. Bu iki kaideye göre, Allaha imanın sahih olabilmesi için imanın altı rüknünün tamamına Kuranın bildirdiği gibi inanılması gerekiyor.Zira ins ve cinne Allahı tanıtan en son ve en mükemmel kitap odur hiçbir tahrife ve değişikliğe uğramayan yegâne semavî kitap da odur. Bilindiği gibi, Cenâb-ı hakkın sıfatları ikiye ayrılıyor: sıfat-ı selbiye ve sıfat-ı sübutiye olmak üzere.
* Sıfat-ı selbiye : vücut, kıdem, beka, muhalefetün lil-havadis, kıyam binefsihi, vahdaniyet sıfatlarıdır.vacip bir varlık ile var olan, ezelî ve ebedî bulunan, hiçbir varlığa benzemeyen, varlığı zatından olup varlığında ve devamında kimseye muhtaç olmayan ve bir olan ilâh ancak Allahtır.
* Sıfat-ı sübutiye :hayat, ilim, irade, kudret, sem, basar, kelam, tekvin sıfatları.Zatî olarak, hayat, ilim, irade, kudret, işitme, görme, kelâm ve tekvin var etme sıfatlarına sahip olan ancak Allahtır. Biz lâ ilâhe illâllah derken, bütün bu mânâları ifade etmiş oluruz.
Allaha iman denildi mi, bu sıfatların tümüne iman anlaşılır bir tekine dahi inanılmadığı takdirde o iman, Kuranî mânâda bir iman değildir. Kuran-ı kerimde, Ondan başka ilâh yoktur hükmünün yer aldığı âyetleri gözden geçirdiğimizde bu ilâhî hükmün ya hemen devamında yahut hemen öncesinde değişik mesajların verildiğini görürüz.
* Allah, üçün üçüncüsüdür diyenler, elbette inkâr ettiler.Halbuki bir tek ilâhtan başka ilâh yoktur * [Mâide Suresi, 73]
Demek ki, teslise inananlar inkâra sapmış ve haktan uzaklaşmış oluyorlar.
* O Allah ki, göklerin ve yerin mülkü onundur.Ondan başka ilâh yoktur.Hem diriltir, hem öldürür *[Araf Suresi, 158]
o halde, göklerin ve yerin mâliki olmayan, ölüm kanununa mahkûm ve mahşerde yeniden dirilmesi için de Allaha muhtaç bulunan bir mahlûku ilâh edinen, yahut onu Allaha ortak koşan bir insanın bu inancı gerçek mânâsıyla Allah inancı değildir.
* Allahtan başka ilâh yoktur.O sizi kıyamet günü mutlaka bir araya toplayacaktır *[Nisa Suresi, 87]
İnsanları kıyamet günü bir araya toplamaya güç yetiremeyen ilâh olamaz.
* O Allah ki, sizi ana rahimlerinde dilediği gibi şekillendirir.Ondan başka ilâh yoktur *[Âl-i İmran Suresi 6]
Ana rahminde Allahın dilediği gibi şekillendirdiği bir mahlûka ilâh denemez.
* Ondan başka ilâh yoktur.Onun zatından başka her şey yok olucudur.Hüküm yalnız onundur.Ve ancak ona döndürüleceksiniz * [Kasas Suresi, 88]
Yok olmaya mahkûm hiç bir varlık ilâh değildir.
* De ki, o rahman benim Rabbimdir.Ondan başka ilâh yoktur.Ben ona dayandım.Tövbem de onadır *[Rad suresi, 30] Kulların günah bağışlayabileceklerini sanarak onların karşısına geçip tövbe edenlerin inancı Kuranî mânâda Allah inancı değildir.
Teslise inananların bu âyetlerden alacakları çok dersler var.Hz. İsa [a.s] Her şeyden önce bir kuldur ama risalet şerefiyle şereflenmiş bir kuldur.Annesi de, peygamber validesi olma lütfuna ermiş saliha bir hanımdır.Onlara ilâhlık isnat edecek kadar ileri giden, yahut gerilerde kalan insanların kuranî mânâda Allah inancına sahip olduklarını söylemek güçtür ..
Kaynak :
* Şamil İslam Ansiklopedisi..
* Aladdin Başar