Sevgililer ilk önceleri birbirlerine garip sorular sorup birbirlerini tanımak isterler ya tam anlamıyla. Aşk nedir? sorusu en fazla sorulanıdır bunlar arasında. Şimdi tüm dikkatinizi toplayın çünkü hayatta karşılaşabileceğiniz en iki yüzlü arkadaşınızı tanımaya başlayacaksınız.
Aşk aslında yalancıdır. Sizleri ilk anda kalbinizden vurur sonra yavaş yavaş kanınıza karışır oradan. Artık onunla yaşamaya, nefes almaya, düşünmeye mecbursunuzdur. Vücudunuzu tıpkı bir tümör gibi kaplar. Artık geri dönüşü ve çaresi olmayan bu hastalığa yakalanmışsınızdır. İşte aşk sizinle oynamaya başlamıştır artık.
Dalgaların ortasında kalan bir sandal misali aşk ne tarafa vurursa, aşk ne tarafa eserse o tarafa gidersiniz, mecbursunuzdur aslında. Beyninizdeki tüm komuta kalbinizde çırpınan o iki yüzlü küçük kuşun elindedir. Uçmaya yeni başlamış bir kuş misali heyecanlıdır aşk. Aslında sizin hissettiğiniz duygular bile size ait değildir. Aşkın sizi ele geçirmesinden duyduğu hazzı siz AŞIK OLDUM diyerek anlatırsınız. Uçmaya yeni başlamanın acemiliği nereye konacağını bilmez aşk. Bazen o kadar çok uçar ki, yorgun düşersiniz ve kuşun terlemesi gerekirken sizin göz yaşlarınız süzülür birden. Nereye konacağını bile bilmez, iki yüzlü acemi şey, dikenlerin üzerine konduğunda sizin kalbiniz kanar, her bir damla acı bir gözyaşı olur. Asla pes etmez, sizin göz yaşlarınız tükense de, onu kalbinizden atmak isteseniz de o sizi dinlemez artık. Tek kurtuluş yolu kalbinizi terk etmektir. Eğer birisi size aşk nedir diye sorarsa umarım cevap verebilirsiniz.