Allah Allah, Celilü'l - Cebbar, Muinü's - Set tar Halıku'l - Leyli ve'n - Nehar, Layezal, Zülcelâl, birdir Allah Anın birliğine, Resul - ü Enbiya Peygamberimiz Cenab - ı Ahmed - i Mahmut - u Muhammed Mustafa ( Bütün efrad elleri göğüste olduğu halde rükûa gelir gibi eğilirler ) Al-i evladı-ı Resulü müçtebi imdadı-ı ruhaniyetine; bir cümle Âlem- İ İslam;ın sıhhatü selametine, Ordularımızın devamı Muzafferiyetine Aziz Devletimizin Beka-ü temadüsüne üçler, yediler, kırklar, göçenler demine devranına " Hu diyelim Huuu" denildikten sonra bütün mehter takımı davul ve zilleri şiddetle vurarak dokuz defa "Hu" çekerlerdi. Sonra da üç defa kös vururlardı.
Eli kan kılıcı kan, sinesi üryan, ciğeri püryan, meydan-ı şahadette Allah yoluna revan, Kahrımız Gazabımız düşmana ziyan!... Adüvden korkmadık korkmayız hiç-bir zaman Kura-anda Zafer va-ad ediyor Hazreti Yezdan Uğrun açık olsun ey Serdarı Mücahid, Hüda kılıcını keskin etsin. Ömrünü gün gibi bedid! Fahri âlemi hoşnut etsin. Hak, gaza-i ekberin etsin mübarek ve Sait.
Takımın içinden evvelce seçilmiş dik ve güzel sesli biri tiz perdeden: "Nasrünminallahi ve fethün karib. Ve beşşiri! L müminin" ayetini okur, üç defa "Allah" diyecek kadar dururdu. Sonra bütün aletlerle beraber davullar ve kösler hafif vurarak devamlı teramole yaptığı sırada hepbir ağızdan "Allah Allah" deyince susarlar ve baş eğerek geriye döner ve dağılırlar.
MEHTER MÜZİĞİ
Mehter müziği klasik Türk müziğindeki makam ve usullerin kullanıldığı teksesli bir müziktir. Peşrev, semai, nakış, cengi harbi, murabba, kalenderi gibi formları vardır. Mehterhane'nin repertuarında bunlardan başka serhat türküleri de yer almıştır. Buna karşılık, bazı mehter peşrevleri de fasıl müziğinde çalınmıştır. Mehter müziğinde ahlâtı, revani, saf gibi fasıl müziğinde hemen hemen hiç kullanılmamış usullere yer verilmiş, bunların çoğu, o usulde bestelenmiş yapıtların form adı da olmuştur.
Mehter müziğinin bestelerinin çoğunu Mehterhane'de görevli müzikçiler yapmıştır. Günümüze ulaşan mehter melodilerinin en eskileri Nefiri Behram, Emir-i Hac, Hasan Can ve II. Gazi Giray gibi 16. yüzyıl bestecilerinin yapıtlarıdır. Notası bulunan yapıtların da büyük çoğunluğu 17. yüzyıldan kalmıştır. Bu yüzden belli başlı bestecileri Zurnazen Edirneli Dağı Ahmed Çelebi, Zurnazen başı İbrahim Ağa, Müstakim Ağa, Ham mali ve Şah Murad'dır. Hızır Ağa da 18. yüzyılın en büyük mehter bestecisidir. 16. ve 17. yüzyılın çoğu peşrev formunda olan yapıtları Ali Ufki Bey'in ünlü derlemesi Mecmua-i Saz ü Söz ve Kantemiroğlu Edvarı adıyla tanınan Kitabı İlmi'l-Musiki ala Vechi'l-Hurufat aracılığıyla günümüze ulaşmıştır.
Mehter müziği bestecileri Osmanlı ordusuna cesaret ve coşku verici, düşman askerini korkutucu melodiler yaratmaya özen göstermişlerdir. Osmanlıların Avrupa'nın ortalarına kadar ilerlemesi, 17. yüzyılda mehter müziğindeki birçok öğenin Avrupa müziğine de girmesine yol açmıştır. Bunların başında kös, nakkare, çevgan, halile gibi belirsiz ses veren vurmalı çalgıların kullanılması gelir. Ayrıca bazı batılı bestecilerin yapıtlarında mehter müziğinden esinlenilmiş bölümler de vardır.
Mehter, sanılanın aksine sadece marş çalmaz. Kendi yapısına uygun kâr, karçe, beste, semai, fasıl şarkıları, serhat ve Rumeli türküleri, peşrev ve saz semaileri de mehterin repertuarı içinde yer alır.
KIYAFETLER
Saz başları kırmızı cübbe, kırmızı kavuk, kırmızı şalvar, sarı üç etek ve sarı yemeni giyerler. Diğer sazlar koyu mavi cübbe, kavuk, şalvar ve renkli üç etek ile kırmızı yemeni giyerler. Çevgânlar da saz başları gibi giyinirler.
MEHTERANDA BAZI KOMUTLAR VE MALZEMELERİN ANLAMLARI