Çaldığın harflerim?Yarım yamalak havada asılı bıraktığın cümlelerim?
Anlatamadıklarım?
Cevapsız kalan sorularım?
Peki onlar ne olacak?
Söylenecek tüm sözler bitmeden,biter mi beraberlikler?Özlem,gözyaşı,haykırış,yalvarış...Günah olduğunu bile bile isyan etmek,yokluğunda doğan her güneşe kahretmek,sevmekten vazgeçmeden seni,''biz ayrıldık'' diyebilir mi insan?
Bencillik değil midir bu?
Sevgi iki kişilik bir oyunsa şayet,iki taraf birden oyunu bırakmadan,''bitti'' demek ne kadar adildir?
Konuşmak için verilen bir dil varsa beden de,harfler icat edilmişse,kelimeleri,cümleleri oluşturmuşsa,seslerin içinden sessizliği seçmek,susmanın en karanlığına bürünmek nedendir?
Kalbimin elleri kalbini kavramışken sıkıca,gözlerime bakmamak,bakamamak mıdır yoksa bilmediğim bir şehrin bilmediğim bir mahkemesinde boşandı da bakışarım bakışlarından,bana mı tebliğ edilmemiştir?
Her suçun bir cezası var ise şayet,avukatı,savcısı hakimi var ise,''hayalleri çalmak'',''sevgi anlaşmalarını bozup yarısı çalınmış yürekler bırakmak'',''sensizlik hapisanesinde, yalnızlık koğuşunda,gözyaşı yataklarında yatma''nın cezasını verecek bir merci yok mudur bu evrende?
Bu kadar ilerlemiş ise tıp,adım başı karşımıza çıkan bir eczanede kesişebiliyor ise yolları insanların,otlar,bitkiler sonsuzluğun varlığını taşıyorsa bünyelerinde,bir kaç adım kalmış ise ölümsüzlüğün anahtarının saklandığı taşın bulunmasına,avucum kadar olan kalbimin düştüğü sensizlik hastalığına çare bulacak bir doktor,derman olacak bir ilaç yok mudur?
''Özledim'' diyememek,boynuna sarılıp, kokunu hücrelere hapsedip,''seni seviyorum aşkım'' sesleriyle dolduramamak uzay boşluğunu,seninle uyuyamamak,başlayamamak güne kokunla...
Zor..
Acı..
Dayanılmaz..
Anlatılmaz...Anlatılamaz..
Hayır yetmiyor...Sözlükte ki hiçbir kelime,bilindik hiç bir cümle anlatamıyor sensizliğin beni ne kadar yorup,her milisaniyenin nasıl asırlar gibi geçtiğini...Bu kadar severken,bu kadar yaşanmamışlıklar içine hapsedip gitmek...
Haksızlık...
.............................................
Seni ne kadar hissettiğimi sana anlatamamak, canımı yakıyor.Sana hissettiklerimi sana söyleyememek, ruhumu zehirliyor. .Beynimin kurduğu cümleleri seslere dökemediği için, biçare hissediyor ağzım kendini.Sana dokunamamak,ellerimi üşütüyor.Sensizlik gün be gün tüketirken,sessizliğininin kakafonik sesleri tırmalıyor kulaklarımı.Yüzün indi gözlerimin önüne perde olarak,yüreğim sende,içim titriyor...