rüzgara karşı uçmaya çabalamak gibiydi
senden vazgeçmeyi denemek de...
ve her defasında unutmayı bile beceremeden
yorulmak gibi...
gözlerimi sımsıkı yumup uyumaya çalışırken
bir taraftan da hayalini kovalamak yastığımdan
ardından yalan yeminler edip sensiz sabahlara
uyanamamak gibi...
bir açsam gözlerimi sonsuza dek yiteceğini sanıp
korkuyla aralamak yorgun göz kapaklarımı
ve aslında çoktan gittiğini hatırlayıp
özlemek gibi...
yaşamın donukluğu arasında bulduğum gözlerini
ve dudaklarındaki o sıcaklığı anımsamak
bir gün yeniden gülümseyeceğini ümit edip
hissetmek gibi...
yaşanılan ve yitirilenleri düşünüp bir nefeste
acıyı ve hisleri; derin bir sessiz çığlıkta biriktirmek
kendimden başkasına kızamayıp, yine seni
sevebilmek gibi...
sonra gitmek gibi...
ardına alıp bu koca şehri; gitmek...
kaçınılmaz bir yalnızlığı sırtlanmak üzere
tüm sevgileri ve ayrılıkları yüklenip
ertelemek kendini...
ve tıpkı senin gibi; gitmek...