Sana güveniyorum - güvenmek - bir insana güvenmek -
Güvenmek mi? Ağzında bal olan arının bile, kıçında iğne var! Olsun yine de bir insana güvenmek, iki insana güvenmekten daha akıllıcadır. "Bu aralar çok kaşınıyorum, biri gelse de haddimi bildirse" demek gibi bir şeydir.
Zorunluluktur. Şöyle ki; her insan elbet birine güvenmeyi diler. İnsanoğlu işte; ister! Nice kazıklar yemiş olsa da, güllük gülistanlık bir yaşam ister. İnsan, sırtını dayayabileceği birini, ağlayabileceği bir omuz ister. Bu güven boşa çıkar çıkmaz o karşınızdakine kalmış ama birine güvenmek, her şeyden önce zevklidir, bir insanı keşfetmekten geçer. Bir insana güvenmeden önce kişi, kendine güvenmeli ve kendine güvenen insanlarla haşır neşir olmalı ki; tattığı duyguyu yani güveni başkalarına da hissettirebilsin.
Güven duygusunun temeli, 2 yaşa kadar anne bakımı ile sağlanır. Daha sonra aile ilişkileri ile şekillenir. Sağlıklı bir birey, güven ortamında yetişir, ileride de güven duymayı öğrenir. Güveni boşa çıktığında ise üzülmemeyi, tecrübeleri öğretir. Aslında, insanın doğası gereği aciz ve muhtaç olduğu için yaptığı eylemdir. Duyduğunuz güveni haketmeyecek insanlar elbette karşınıza çıkacaktır fakat bunu diğer insanlarla olacak olan ilişkilerize aksettirmeyin. Güvenin, güveniniz boşa çıksın sonra bir daha güvenin. İnadına güvenmekten vazgeçmeyin!
Bir insana güvenmek bazen de ihtiyaçtır, fazlası da zarardır. "Sana güveniyorum, sana güveniyorum, sana güveniyorum..." Niye? Bu kadar güven niye? "Gözünü seveyim bana bu kadar güvenme" diyesi gelir bazen insanın da... diyemez.
Aslında çok zor mimari bir yapı gibidir birine güvenmek. Harcına sevgi, hatta aşk, alışkanlık, bağlılık katılıp ince ince örülür. Sonunda ortaya çıkan şey bazen o kadar sağlam durur ki, dışarıdan hayran kalırsınız. Fakat gün gelir çatırtılar duymaya başlarsınız, gittikçe yıpranır ve artık yıkılmaya yüz tutmuş bir hale gelirse, o zaman ağlayarak, kendinizle kavga ederek sıvadığınız hiç bir bölümü eskisi gibi olmaz ve beyin ölümü gerçekleşmiş bir sevgilinin fişini çekmektir artık yapılması gereken, çekilir ve gidilir usulca...
Bir gün baban sana bisiklet sürmeyi öğretirken hiç anlamadığın bir anda çaktırmadan bisikletin arkasını tutmayı bırakır... Tutmayı bırakması, evet... Tutmayı bırakmak...
Güvenmek, bir nevi teslim olmaktır. Zordur, o nedenle çok değerlidir. "Hiç kimseye güvenmiyorum" diye birşey yoktur,
"Zamanında o'na güvendiğim için, artık kimseye güvenmiyorum" diye bir şey vardır.
Güven, ayrılıp gittiği ruha asla geri dönmez.
Dönsede artık kıymeti kalmaz.