sebep olan kebap olsun derdim ama yine de kıyamıyorum.. gönül bu seviyor, değer veriyor işte...
gönül bu... yaşlılar da, çirkinler de, evliler de, fakirler de, farklı dinden, farklı mezhep ya da ırktasn olanlar da sevebiliyor...
o hoşçakalları herkes yaşayacak diye bişey mi var? hoşçakal denilmemesi gereken yeri bilip ona göre davranılırsa neyse yaşımdan büyük işler falan filan.
konumuz tevekkül, tefekkür değil..
amenna duaya, iradeye, allahın izin ve inayetine inanırız, iman ederiz..
ama ne sen, ne ben ne de başkaları hz.adem ve hz. havvadan mübarek değil...
insan olup ta, hayatın getirdiklerinden etkilenmeyen, zaaf ve nefislerinin gerektirdiklerini yaşamayan yoktur..
gerisi sadece bilinen klişe laflardan ve vitrine oynamaktan ibarettir..
sen nasılsın sorusuna cevabımndır konusunu okumuştun. orda geniş yazmıştım...
lafa gelince her kes yere çöp atmak kötü diyor, yerleri nedne çöp götürüyor?
lafa gelince çalmak kötü her kes söylüyor, hayatın her alanı çalmakla dolu.. kim çalan?
yalan, ihanet, iftira kötü diyor herkes... ama yalan, iftira ve ihanet dolu her taraf.. kim bunlar?
inan bunları yapanalr da konuşurken veya yorum yazarken iyiyi, güzeli, doğruyu savunuyorlar..
ama uygulama öyle değil...
neyse. senin için dünya düzdür diye imza atayım ama dünya yuvarlak ve dönmeye devam edecek...
doğru söylüyosun. etkilenmeyen yoktur ama etkilenmemeye çalışan vardır en aza indirmeye çalışan vardır bunun için elinden geleni yapan vardır.
Yorumlarına teşekkür ederim.