''Ah sorumluluklarım vardı bir de!Sen beni sensizliğe gömmeden önce...
Mesela her sabah gazete ve sıcak ekmek almaya çıkardım.
Martılar uçuşurdu denize doğru,şehir uyanırdı,sen uyurdun hala.
Sıcak kahvenin kokusuyla gülümseyerek sarılırdın bana.
Yoo,hayır.Artık sabahları erken uyanmam için sebep yok.''
''Lanet olası bir gürültüyle başımın içinde savaşan küçük neferler...
Yo,yoo..Sen gelmiş olamazsın.Sesin neden bu kadar yakın?''
''Seni özlemiyorum dersem,kendimi kandırırım önce.
Kendime ihanet etmezdim biliyorsun,bu yüzden sana hiç yalan söylemedim.
gittin.
Şimdi,beni karanlığa gömen bir kadınsın.
Gittin ve sustum şehre karşı.
Denize karşı sustum.
Güne,güneşe,martılara sustum.
Tüttürdüğüm her lanet olası sigarada,içme artık,deyişin geliyor aklıma.
Kederim artıyor sanki,bir tane daha yakıyorum.
Sensiz ne odam güzel kokuyor,ne saçım başım düzgün,ne benliğim benliğimde...
Derin bir sükunete dalmışsın.
Ama hala varsın sanki.
Hala öteki odada uyuyor gibisin.''
''Sahi,gittin mi?''