Birbirimize masallar uydurup anlatırdık
Kimi zaman hüzünlenir kimi zaman gülerdik
Kimi zaman aşktan bahsederdik kimi zaman sevgiden
Ayrılıktan..
Şiirler yazardık umarsızca karşılıksızca
İçimizi dökerdik öylesine birbirimize
Ama hep sevgimiz dökülürdü yürekten aşkımız özlemimiz hasretimiz korkularımız...
Ben daha çok sallardım kalemimi kağıdıma, gelişigüzel!
Sen işlerdin kaleminle kağıdını...
Çok severdim seni canıma can katardım ömrüme ömür biçerdim
Şimdi sevmiyor muyum? Çok seviyorum çok çok..
Gecelerde konuşurduk sağdan soldan umrumuzda olmadan
Telefonlar ederdik birbirimize yorganlara saklanıp sesimizi sadece birbirimiz duyalım diye..
Hatırlıyormusun nefessiz kalıp, balık gibi yorgandan kafamı çıkarıp deriiiin bir nefes alışımı?
Ne gülerdik ama ? Sen anlatırdın ben anlatırdım vakit çabucak geçer giderdi.
Gece sabaha kavuşurdu sonra gün aydınlanırdı taze umutlarımıza..
Uykularda buluşmak için kapatırdık telefonlarımızı uyku öpücükleriyle..
Şimdi biz kalmadı!
Sen varsın ben varım biz yok..
Sevgimiz kalmadı benim sevgim kaldı..
Anladımki
Biz masal içinde birbirimize masallar anlatmışız.
Biz masal içinde birbirimize şiirler yazmışız.
Biz masal içinde birbirimizi sevmişiz özlemişiz.
Ve biz bir aşk masalı içerisinde birer masal kahramanı olmuşuz bilmeden..
Kendi masalımızın kahramanı olduk hep..
Özenmedik başkalarının masallarına...
yetindik bizim olan bir kaç kelimeye...
masal olup kaybolmak da vardı elbet
ama..
Yitirmeden kahramanlığımızı,kendi gerçeklerimizde bir masal uydurduk bilmeden özenmeden..
Masal dediklerimiz bizim gerçeklerimiz oluyor be arkadaşım.. ve işte böyle bir şiir oluyor..
bilinmez bir kış gecesinde
bir yandan hasretin türküsü
bir yandan içimdeki özlemin dayanılmaz soğukluğu
gözlerimde biriken yaşlar buz gibi buz.
bilmem yazdığım kaçıncı mektup
kaçıncı buruşturup attığım duygular.
sende yazsaydın da duygularını yinede buruşturup atsaydın
dökseydin içini dilsin kağıtlara
sır etseydin ıssız sessiz gecelere..
sayfalar dolusu mektuplar bekliyor masamda
zarfları kapalı pulları belalı..
göndersem sana açıp okusan günlerce
bir sevgi mi yoksa sürükleyici bir roman mı
kaybolsan derinliklerinde salınsan gelinler gibi
kim bilir belki böyle yaparsın
ama ya belki..
Anladımki
Biz masal içinde birbirimize masallar anlatmışız.
Biz masal içinde birbirimize şiirler yazmışız.
Biz masal içinde birbirimizi sevmişiz özlemişiz.
Ve biz bir aşk masalı içerisinde birer masal kahramanı olmuşuz bilmeden..
Anladım ki bitmeyecek bu sızı asla..
Sen su serptikçe yüreğime, her gün yeniden başlayacak, yeniden alevlenecek bu ateş..
Gecelerce dökülen gözyaşları sana ulaşacak damla damla, titrek bir acı gibi..
Buz gibi ellerini ısıtacak, senin için alıp sevgimi işleyip salıverdiğim nefesler, ama sen bilmeyeceksin..
Hep içinde bir yerlerde olacağım, tıpkı büyük bir heyecanla sahiplenilmiş, yıllar sonra bir defter arasından çıkarılan, geçmiş kokan, içine çektikçe içini tir tir titreten bir çiçek gibi..
Evet, solmuş belki, belki çirkinleşmiş ama asla sahibini bırakıp gitmemiş hep ordaymış gibi..
Haram'ı hep din kitaplarında olur sanırdım.. insanlarında haram'ları varmış.. sensiz geçen günleri haram kıLdım kendime.. bir ızdırap bir acı tarifi ne mümkün..
Çok haram bulaştım be sevdiğim çok.. sensiz gecelerin hesabını nasıl veririm..
sdtdmr
Yağmur kokulu hasretlerim
Gök gürültüsü gibi masum korkularım var..
Gözlerimi kapar seni görürüm açar seni görürüm..
Feryatlarıma karışırsın yırtarım bu sessizliği..
Yürek arasından çıkarırım özledikçe seni
Koklar yerine koyarım sarıp sarmalayıp.
İlk günkü gibi kokarsın hep
Hiç mi değişmez kokun hiç mi değişmez gözlerin..
Hep bana mı bakıyorsun yoksa gözlerimdeki kendinemi..
Ya beni seviyorsun ya kendini
Ya beni bırakamıyorsun ya bendeki seni..
Hiç hevesLenme kaçmaya sevdiğim
Yüreğimde kaLacaksın ben affedene dek seni..
Gözlerin yalnızlıqında bana bakacaksa
Eğer kolların boş kaldıqında beni saracaksa
Ben sadece hayatında senin boşluğuna atılacak bir taşsam
İçini, büyüyen dairelerle uyandıran..
Geceleri kendinle savaştığında
Benimle konuşurken ki baktığın yıldızlar sana sırt çevirdiğinde
Duvarlar üstüne üstüne geldiğinde
Anılar fırtınasına kapıldığında..
Ciğerlerin kafesine sığmayıp vücudundan taştığında..
Sırf vicdan denilen şey azdığında
Ya da ne bilim pişmanlık bir duman gibi yüreqini beynini sardıqında..
Yattığında boş gözlerini biriyle doldurmak istediqinde..
Sakın mabedime dokunma..
Bana geleceksen eski sen'le
Ben eski ben'ken gel..
Küçük bir çocuğu kandırmak için eLine şeker tutuşturuLur,
Ağlamasın diye havaLara atıLırya..
İşte ben sana böyLe aLdandım,
Aşkına öyLe kandım..
Dar odaLarda susuz, güneşsiz sadece sevgimLe büyütmedim mi yüreqimdeki seni..
Sen!
İçtiqin suya şükretmeyen kadın..
Sevqimemi şükredecektin be..
Seni sevdiqimi görmüyorken..
Bana mı sarıLacak, tutunacaktın..
NeLer aLdın benden biLir misin
Eski ben'i masum duyquLarımı o eski iyi insanı..
Aşka oLan inancımı insanLara oLan qüvenimi..
İyiye dair ne varsa her şeyimi..
BaharLarımı biLe aLdın be
Kimseye ait olmayan mevsimLerimi biLe..
Sen benden aLdıkLarınLa deqerLiydin..
OnLarı aLdın sen kaybettin..
Herkes biLir ya en büyük aşkLar nefretLe başLar,
Peki aynı herkes ve sen..biLirmisin ki bu büyük aşk artık sadece nefretLe yanar..