Seninle olmanın en güzel yanı ne biliyor musun?
Elin elime değmeden avuçlarımı terleten sıcaklığını taa içimde hissetmek.
Seninle olmanın en kötü yanı ne biliyor musun?
”Seni seviyorum” sözcüğü dilimin ucunu ısırırken her konuşmamızda boş yere saatlerce havadan sudan söz etmek.
Seninle olmanın en heyecanlı yanı ne biliyor musun?
Aynı şeyleri seninle aynı anda düşünmek birlikte ağlamak gülmek. Ve buradayken bile seni çılgınca özlemek…
Seninle olmanın en acı yanı ne biliyor musun?
Seni hiç tanımadığım bir sürü insanlarla paylaşmak. Senin yanında olan, seninle konuşan herkesi çocukça kıskanmak.
Seninle olmanın en mutlu yanı ne biliyor musun?
Tanıdık birileriyle karşılaşma tedirginliği ile yollarda yürümek yan yana… Elimdeki şemsiyeye inat yağmurda ıslanmak birlikte. Elimde kır çiçeğiyle seni beklemek… Aynı mekanlarda aynı yiyecekleri yemek.
Seninle olmanın en romantik yanı ne biliyor musun?
Sensiz gecelerde sana söyleyemediklerimi yıldızlara aya anlatmak… Okuduğum kitabın sayfalarında dinlediğim şarkıların türkülerin şiirlerin her mısrasında seni bulmak.
Seninle olmanın en zor yanı ne biliyor musun?
Seni kaybetme korkusuyla hayatta ilk kez tattığım o tarifsiz duygularımı umut denizinin ortasında küreksiz bir sandala hapsetmek. Sevgili yerine yıllarca dost kalmayı başarmak. Yalın ayak yürümek bıçağın en keskin yerinde. Kanadıkça tuz yerine gözyaşlarımı basmak yüreğime.
Seninle olmanın tek yan etkisi ne biliyor musun?
Nereden bileceksin?
Sen benimle hiç olmadın ki. Olsaydın avuçlarım terlemezdi… Isırmazdım dilimin ucunu… Özlemezdim seni yanımdayken.Kıskanmazdım.
Korkmazdım yollarda yürümekten. Islanmazdım yağmurlarda… Yıldızlara aya dert yanmaz, böyle her şarkıda serhoş olmazdım.
Korkmazdım seni kaybetmekten ayaklarım kan revan atlardım sandaldan denize… Ve her kulaçta haykırırdım seni..
Ama sen hiç benimle olmadın ki…
YA AKLIN BAŞKA YERLERDEYDİ YA YÜREĞİN…
Can Yücel
öncelikle selamunaleykum hoşgeldiniz arkadaslar sayfama önceden vardı sayfam sildirmiştim.şimdi ise nasıl bı sayfa acacagımı tam ayarlamadım ama aceleyle böle bişi çıktı ortaya .. bol muhabbetli bı yer olur inşAllah
Öznesiz cümleler kurmaya alışmıştım ben oysa...
Yalnızlığıma, ıssızlığıma sahip çıkmıştım onca kalabalığın arasında..
Korkularımdan korkmamayı öğreniyordum yavaş yavaş...
Hayallere düşlere sığınıp onlarla avunuyor...
Küçücük mutluluklara, hayata dair geçici heveslere sarılıp gülümseyebiliyordum...
Geride bırakmıştım bütün hüzünleri, ertelenmişleri, yaşanmışları, yarım kalmışları...
Yürüyordum ardıma bakmadan kendi yolumda...
Geçmişin izleri bazen takılıyordu ayaklarıma bir yerlerde...
Ama ben aldırmadan yürüyordum işte...
Sevdaya dair hikayelerin noktasını koymuştu hayat yıllar öncesinde...
Ben de çaresizce boyun eğmiştim ona...
Bence mutluydum ben kendi kendimle...
Hiç beklemediğim bir zamanda, ansızın çıktın yollarıma...
Yalan mıydın sen...!
Yalan bunca ısıtabilir miydi ruhumu...!
Bunca işler miydi sevdanı yüreğime...!
Geçmişin izlerini silip, doldurabilir miydi yüreğimi böylesine...!
Bilseydim dinler miydim seni...!
Geçmişimden koparıp, beni alıp gitmene izin verir miydim...!
Görseydim, eğer sonunu görseydim...
Başlamadan daha, orada dur derdim...!
Bilseydim, eğer sonunu bilseydim...
"Sevme bırak" derdim...!
"Sevme, uzak dur"...!
Geldiğin gibi de gittin ansızın bir gün...
Sensizliğe alışmak daha zordu yalnızlığa alışmaktan...
Şimdi öznesi sensin cümlelerimin, yüklemleri yok...
Sensiz günüm zordu zaten, bir de sen geldin üstüne...
Yokluklarım yetmezmiş gibi, sen de eklendin üstüne...
Ben zaten bunları sen olmadan da yaşardım...
Ne gerek vardı sana, sensiz de yalnız kalırdım...
Ben zaten sen olmadan da ağlardım isteseydim eğer...
Ne gerek vardı sana...!
İmtihan ne ki kurban?
Ben, sen, o, bu, şu....
İçimizde ne biriktirdiysek, dışımızda ne bıraktıysak,
neye yenilip, neyle sınandıysak,
neye kavuşup, neyle ayrıldıysak,
yaşanmış, yaşanmamış her şey...
Arafta kalakalmış yüreklerimizin bir yanı ateş, bir yanı İbrahim...
Her kararmış günün ardından gelen şafağın Rabbine yemin olsun ki,
yüreklerimizdeki fazlalıklardan kurtulabildiğimizde, orayı sahibinin seveceği hale getirdiğimizde yani, yükünden kurtulmuş bir hamalın neşesi olacak gözlerimizde, inan ki...
Mehmet Deveci
sayfalarca yazmak istediklerim var
satırlarca çizmek istediklerim
kitaplarca okumak istediklerim var...
ama sadece var..
dökemiyorum sensiz yalnızlığımı kagıtlara
cümlem bile olamıyorsun kuramıyorum
saatler geciyor akşam oluyor
sana olan 'var'larım artıyor ..
ve ben hala gamzende var oluşumu anlatamıyorum....