Keşke,
keşkelerle süslenmeseydi hayatımız
diyeceğim ama
Ama lar
yarım kalıyor işte;
yarım kalıyor
Daha dün gibiydi sanki. Ve her şey öylece yerli yerinde. Tanıştığımız o ilk günü hatırlıyor musun bilmiyorum. Ben hatırlamıyorum çünkü. Hayır, hatırlamıyorum. (!) Sadece heyecandan dilimi yutmuş; ne yapacağımı bile doğru dürüst bilemez bir hale gelmiştim, hepsi o kadar. Bir de provasını yaptığım konuşmalarımı unutmuş; beni öylece, o halimle anlamanı istemiştim. Ki her ne kadar birkaç güzel laf ile gevelenmiş olsam da, seni tam olarak etkilemediğimin farkındaydım. Farkındaydım ama; gel gör ki başka türlü olmuyor. Ve başka türlü olmayacak. Nasıl olsa acemisi sayılırım bu işin.
Şu anda düşünüyorum da, ne kadar komik bir hale düşmüşüm oracıkta. Ne zaman hatırlasam gülüyorum şimdi. Gülüyorum sadece. Kendi halime ve kekemeliğime
Sense, küçücük bir çocuktun o zamanlar sevgilim. Hala da öyle. Küçücük bir çocuksun sen Çocuğumsun. Dokunsam ağlayacaktın nerdeyse. Dokunmadım Yine de ağladın. Ağladın
Çocuksun sen,
senin çağlayanına düştüm
Bir çiçeğe tutundum düşerken, ordayım hala
Sallanıp durmaktayım,
Bir saatin sarkacı
Nasıl gidip geliyor, gidip geliyorsa öyle
Zaman benim işte, nesneleşiyor tüm anlar
Dursam ölürüm,
Paramparça olur dünya
Çocuksun sen,
Sesinin çağlayanına düştüğüm
Ne zaman elini tutsam, yüzün kıpkırmızı kesilirdi senin. O kadar güzel olurdun ki, hiçbir zaman bırakmak istemezdim elini. Ve ne zaman gözlerine bakıp, sana bir şiir okumaya kalkışsam; gözlerini kaçırırdın gözlerimden. Hemen oracıkta ağlamaklı olurdun sen. Ağlamamak için kendini zor tutardın ama, neylersin; istemeden de olsa dolardı işte gözlerin. Seni bu halde görmemi hiç mi hiç istemezdin.Ya konuyu değiştirir, dikkatimi dağıtırdın. Ya da başınını önüne eğer, öylece susardın. Dinlerdin beni sadece.
Dinlerdin
Keşke benim seni sevdiğimin yarısı kadar sevseydin beni derdin. Ve keşke hep yanımda kalsan, hiç gitmesen derdin. Ben de uzaklara dalardım hemen. Kaçardım belki de kendimden. Sana söyleyemezdim çünkü. Söylesem yenilirdim. Söylemedim, yine de yenildim ama. Şu anda söylüyorum işte. Her ne kadar geç olursa da olsun. Söylüyorum. Varsın hayat yine yenik saysın beni.
Severdim Severdim ama hiç belli etmezdim. Çünkü çok korkardım. Ama neden korktuğumu bile hiç bilmezdim. Sadece korkardım. Tıpkı şu anda olduğu gibi, öyle.
Kıskanırdım Kıskanırdım ama hiç belli etmezdim. Çünkü seni çok severdim. Ve hiç kimseyle de paylaşmaya tahammül etmezdim. Sadece kıskanırdım. Kıskanırdım
Şimdiyse senin şarkını mırıldanıyorum. Her zaman olduğu gibi, yine öyle. Ne zaman canımız sıkılsa, ya da sıkışsa yüreğimiz; sen durmadan o şarkıyı mırıldanırdın,hatırlıyor musun? Ben sana düş sokağı(m)derdim. Sen de bana şarkını söylerdin. Hiç bıkmadan, usanmadan. Cehennemden geldim, cennete gidicem seviştiğim dünyayı da, yanımda götürücem
İşte öyle
Görüyorsun ya çok şey değişti. Ki her ne kadar değişen zaman dır, denilse de; değişen zaman değildir diyorum şimdi.Değişen yalnızca insanlar sevgilim. Mesela sen, mesela ben. Değerini bir türlü anlayamadık bir şeylerin. Ve elde edebildiklerimizle de yetinmeyi bilemedik. Hep sonradan farkına varabildik Sonradan
Görüştüğümüz o son günü hatırlıyor musun bilmiyorum. Ben hatırlıyorum çünkü. Evet, çok iyi hatırlıyorum. Sana son şiirimi okumuştum ben. Gözlerine bakarken; kaçırmıştın gözlerini yine Öylece susmuştun.
Giderken;
arkama şöyle bir bakmıştım.
Ama son kez bakmıştım, ne yapayım?
Keşke diyorum;
Keşke arkama dönüp bakmasaydım.
Ve seni o halde görmeseydim.
Sadece gitseydim.
Yoksa nerden bilebilirdim;
Sana son defa yine aşık olacağım diye