İlişkiler Feromon adı verilen moleküller tarafından tayin ediliyor. Aşkı bile kontrol eden bu zerrecikler, burnu uyararak beyne sinyal gönderilmesini sağlıyor. Karşı cinsi uyarmak, feromonlarla mümkün. Telepati meğer feromondan ibaretmiş...
Feromon zerrecikleri burun içinde bulunan VNO merkezini uyararak uyarının cinsine göre beynin gerekli bölgelerine sinyal gönderilmesini sağlıyor Bilim- kurgu filmlerini anımsatan denemeler ABD'nin dünyaca ünlü Harvard, Massachussets ve Chicago Üniversitesi araştırma laboratuvarlarında yapıldı. Feromon ilişkileri Feromon moleküllerinin nasıl çalıştığı konusunda kesin bir bilgi edinilmemesine rağmen bazı böceklerin, arı ve güvelerin kilometrelerce uzaktan karşı cinsi tespit ederek sinyal göndermeleri ve buluşmaları Feromon'lara bağlanıyor. Bir diğer araştırmaya göre eskilerin telepati dediği olay modern tıpta Feromonlarla açıklanıyor.
Birlikte oturan kadınların adet günlerinin aynı zamana rastlaması, tek başına yaşayan erkeklerin sakal ve saçlarının geç çıkması, birlikte yaşayan insanların birbirlerine benzer davranışlar göstermeleri feromonlar sayesinde oluyor. Harvard ve Massachussets üniversitelerinde fareler üzerinde yapılan deneylerde TRP2 adı verilen moleküllerin Feromonların kimyasal sinyallerini sinirsel sinyale dönüştürme gücüne sahip olduğu saptandı. Bir süre önce ABD'de satışa çıkan Pher-Amore isimli aşk şampuanı da henüz kanıtlanmamış olsa bile aynı esası uyguluyor. Beyinde cinsel uyarı sağlayan şampuandaki feromonlar şampuanı kullanan kişinin karşı cinse ilgi duymasını sağlıyor. Chicago Üniversitesinde yapılan bir başka deneyde ise adet gününde kadınların koltuk altlarından alınan ter ve koku örneği iki ay süreyle günde bir kez adet günü aynı güne denk gelmeyen kadınlara koklatıldı. Deneyin neden yapıldığı konusunda bilgi sahibi olmayan kadınlar iki ay sonra ter ve beden kokusunu bilmeden kokladıkları kadınla aynı adet gününü paylaştılar. Araştırmalar henüz başlangıç safhasında. Bilim adamları ve önde gelen tıp otoriteleri birkaç yıl içinde Feromonların gizemini çözeceklerini söylüyor. Başarılı olurlarsa döllenme, kısırlaştırma, doğacak çocukların cinsiyetini tayin etmek ameliyat gibi yöntemler yerini feromonlara bırakacak. Modern dünyanın süratine kendini kaptıran hızlı düşünürler karşı cinsi uyarmanın da feromonlarla mümkün olacağını söylüyor. Kimbilir belki aşkın temeli de Feromonların gizeminde yatıyor... Lösemiye virüs yol açıyor Göğüs kanserinden sonra çocuklarda görülen löseminin de virüs yoluyla bulaştığı saptandı. Oxford Üniversitesi'nde kanser üzerine çalışmaları ile tanınan Profesör Leo Kinlen'in araştırmasına göre, kan kanseri ya da diğer adıyla lösemi, enfeksiyon sonucu meydana geliyor. Kinlen enfeksiyona bir virüsün yol açtığını saptadı. Ancak bu virüsün özellikleri ve hangi şartlarda ortaya çıktığı konusundaki detaylar kesin olarak açıklığa kavuşmadı. Lösemi, şimdiye kadar bilindiği kadarıyla radyasyon ya da kimyasal çevre kirliliği sonucunda kan hücrelerinin kontrolsüzce bölünüp çoğalması sonucu oluşuyordu. Ancak Prof. Kinlen'in İngiltere'de yayınlanan British Journal of Cancer dergisinde yer alacak araştırmasında, radyasyona ya da kötü çevre koşullarına maruz kalan her çocukta lösemiye rastlanmadığı belirtiliyor.
Kanser uzmanları, epidemolog ve radyobiyologlar 20 yıldır Cumbria'daki Sellafield Nükleer Atık İşleme merkezi çevresinde kanser araştırması yapıyorlardı. Araştırma sonucunda, kanser ile radyasyon ya da kimyasal kirlilik arasında doğrudan bir bağlantı kurulamadı. Hassas yapılı bazı çocuklar vücutlarına virüs girince, enfeksiyon geliştirip sonunda da kan kanserine yakalanıyordu. Kinley'in araştırması, kanser alanında adını kitaplara yazdırmış olan Sir Richard Doll tarafından da tam destek buldu. Sir Richard, akciğer kanserinin sigara ile doğrudan bağlantılı olduğunu ortaya koymuştu. Sir Richard, "Lösemiye yol açan enfeksiyon bir virüsten kaynaklanıyor. Bu virüsle ilgili çalışmalar devam ediyor. Sonuçlar çok kısa bir zamanda belli olacak" şeklinde konuştu. Enfeksiyona neden olan virüsün özellikleri saptanırsa lösemi aşısı için kollar sıvanacak. Bakteri süper, ilacı da süper North Western Üniversitesi bilim adamları, yeni bir tür antibiyotik olan Linezolit'in, süper bakterilere karşı etkili olduğunu açıkladı. İlaçlara karşı direnen bakterilerin yol açtığı enfeksiyonlara karşı etkili yeni ilacın, 4 bin farklı enfeksiyona karşı kullanılacağı belirtiliyor. Klinik deneyleri süren yeni antibiyotiğin, ABD'nin Gıda ve İlaç Dairesi'nden (FDA) izin alındıktan sonra, Pharmacia & Upjohn tarafından piyasaya sürülmesi bekleniyor.
Kalbinin sesini dinle günde iki muz ye! Günde 2 muz yemek kalp hastalıkları riskini azaltıyor. Kan basıncı üzerinde sihirli bir etkisi olan bu tropikal meyvenin, bir hafta içinde tansiyonu yüzde 10 oranında düşürdüğü saptandı. Tansiyon düşük olunca kalp krizi ve felç olasılığı da azalıyor. İngiliz bilimadamlarının yaptığı araştırmaya göre muzun mucizevi etkisi içerdiği yüksek orandaki potasyumdan ileri geliyor. Bilimadamları potasyumun vücuda zararlı tuzun dışarı atılmasını sağladığını vurguladılar.
Lif ve vitamin bakımından zengin olan muzda yağ ve tuz oranı düşük olduğu için çok yararlı bir meyve olarak kabul ediliyor. Ortalama 100 gram ağırlığındaki soyulmuş bir muzda 0.3 gram yağ ve 23.2 gram karbonhidrat bulunurken 400 miligram potasyum var. Bu miktar tavsiye edilen günlük potasyumdan yüzde 10 daha fazla. Kemik erimesine hormon tedavisi Kadınların en büyük düşmanlarından biri olan kemik erimesi ya da tıp dilindeki adıyla osteoporoz hastalığında yeni bir umut ışığı doğdu. Amerika'da yapılan deneylerde hormon enjekte edilen farelerde hasarlı kemiklerin yeniden yapılandığı tespit edildi. Arkansas Üniversitesi'nde yapılan çalışmada deney farelerine her gün "paratiroid" hormonu enjekte edildi. Hormon, "osteoblast" denilen kemik hücrelerinin ölmesini engellediği için farelerin kemiklerinde büyüme ve güçlenme gözlendi. Araştırmayı yapan doktorlardan Robert Jilka, "Paratiroid hormonunun kemik yapısını yoğunlaştırdığını biliyorduk. Bu deneyle hormonun nasıl çalıştığını gördük. Farelerin kemik hücreleri hormon sayesinde daha uzun yaşadığı için güçlendi. Hormon insanlar üzerinde denenirse özellikle kadınlar için osteoporoz hastalığı tarihe karışacak. Kemik erimesi menopoz sonrasında kadınların yüzde 80'ini etkiliyor.
diyecek kelime bulamadım cok karısık buldum. yinede tskl ettik ersoy . sende ben bile anlamadım demişsin sen neysinki senin farkın ne anlamadım ama neyse.