MESH

Son güncelleme: 13.06.2007 08:53
  • Silme, eli bir şey üzerine sürme; belirli süre içinde özel bir mest'in üzerine ıslak eli sürmek anlamında bir fıkıh terimi. Topuklarla birlikte ayakları örten, giyilen ayakkabıya "mest (huff)" denir. Abdestte mest üzerine meshetmek, ayakları yıkama yerine geçer. Deriden yapılan ve topukları örten özel yapılı mest; potin, çizme, aba, terlik ve kalın çorabı da kapsamına alır. Yani bunlarda mest hükmündedirler.

    Mest üzerine meshin cevazı sünnetle sabittir. Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur: Mukîm, mestleri üzerine bir gün bir gece; yolcu ise üç gün üç gece mesheder" (Nesaî, Tahâre, 98; İbn Mâce, Tahâre, 86; Ahmed b. Hanbel, Müsned, V, 213). Bu, meşhur bir hadis olup, içlerinde Hz. Ömer, Afi, Huzeyme b. Sâbit, Ebû Saîd el-Hudrî, Saffân b. Assâl, Avf b. Malik, İbn Abbas ve Hz. Âişe gibi ünlü sahabelerin bulunduğu kalabalık bir sahabe topluluğu tarafından nakledilmiştir. Hatta İmam Ebû Yusuf, mestlerin üzerine mesih haberinin, benzeriyle Kur'ân ayetini neshetmenin mümkün olacağı kuvvette bir hadis olduğunu belirtmiştir. Ashab-ı Kiram söz ve fiil olarak meshin caiz olduğunda ittifak etmiştir. İmam Malik meshi yalnız yolcu için caiz görmüştür. Hasan el-Basrî şöyle demiştir: "Bedir gazvesine katılmış yetmiş sahabeye yetiştim, hepsi de mest üzerine meshi caiz görüyordu" (el-Kasânî, Bedâyiu's-Sanâyi, Beyrut 1402/1982, I, 7; İbn Abidin, Reddü'l-Muhtâr, İstanbul 1984, I, 260, 261).

    Ayaklara meshin farz miktarı, her ayağın ön tarafına rastlayan mestin üzerindeki, elin küçük parmağı ile üç parmaklık yerdir. Bu kadar bir yere meshetmekle, farz yerine gelmiş olur.

    Şafiîlere göre, mestlerin üzerine bir parmak bile olsa mesh yeterlidir. Hanbelîler mestlerin üstünün yarıdan fazlasına, Malikîler ise, mestlerin üstünün tamamına meshi gerekli görürler.

    Mestlerin altına mesh edilmez. Yapılan mesihte parmakların açıkça bulunması, meshin ayak parmaklarının ucundan yukarıya doğru yapılması sünnete uygun bir meshdir. Ancak sünnete uygun düşmemekle birlikte, mestin üzerine su dökmek, mesti sünger gibi bir şeyle ıslatmak, mestin üzerine enine olarak mesh etmek veya meshe mestin koncundan başlamak da yeterli olur.

    Meshin cevazındaki şartlar şunlardır:

    1) Mestler, ayağa abdest için ayaklar yıkandıktan sonra giyilmiş olmalıdır. Bir özürden dolayı çıplak ayak veya sargı üzerine meshedilmiş bulunması yıkama hükmünde olup, bundan sonra giyilmiş mestler üzerine de meshedilebilir.

    2) Mestler, ayakları topuklarıyla birlikte her taraftan örtmüş bir halde bulunmalıdır. Topuklardan kısa mestler, potin, terlik ve benzerleri üzerine mesih yapılmaz.

    3) Ayağa giyilmiş mestler ile, en az üç mil kadar (5 km. kadar) bir yol yürümek mümkün olmalıdır.

    4) Mestlerin topuktan aşağı kısmında, ayağın küçük parmakları ile üç parmak miktarı kadar yırtık veya sökük bulunmamalıdır. Yırtık veya sökük konuşunda her iki mest ayrı kabul edilir.

    5) Mestler, bağsız olarak ayakta durabilecek derecede kalın olmalıdır.

    6) Mestler dışarıdan aldığı suyu hemen içine çekerek ayağa ulaştıracak bir halden uzak bulunmalıdır.

    7) Her ayağın ön tarafından en az küçük el parmağı kadar kısım mevcut olmalıdır. Bu yüzden bir veya iki ayağının ön tarafı bulunmayan kimse, mestlerine mesh edemez. Ancak bir ayağı tamamen bulunmayan kimse, diğer ayağına giydiği mestine mesh edebilir (el-Kâsânî, a.g.e., I, 7 vd.; İbn Âbidin, a.g.e., I, 261 vd.; el-Fetâvâ'l-Hindiyye, I, 32-34; Mehmed Zihni, Nimet-i İslâm, İstanbul, t.y.; s. 76; Ö. Nasuhi Bilmen, Büyük İslâm İlmihali, İstanbul 1985, s. 82 vd.).

    Meshin Süresi:

    Bir meshin süresi, mükim olan kimse için bir gün bir gece, yani yirmi dört saat; en az o sekiz saatlik yola giden yolcu için üç gün üç gecedir. Bu da yetmiş iki saat eder. Bu süreler hadislerde belirlenmiştir (Nesai, Tahâre, 98; İbn Mâce, Tahâre, 86). Bir meshin süresi, mestin ayağa giyildiği andan itibaren değil, abdestinin bozulduğu andan itibaren başlar. Meselâ; sabah abdest alıp mestlerini giyen kimsenin. abdesti, öğle vakti saat on ikide bozulsa, mesh süresi saat on ikide başlamış olur.

    Mukim iken yolcu olan kimse, yolculuk süresine tabi olur ve bu süreyi doldurur. Bunun aksine yolcu olan kimse bir gün bir gece meshettikten sonra mukim olsa, süresi bitmiş olur. Artık abdest alırken ayaklarını yıkaması gerekir. Yolculuğun helâl veya haram bir amaç için yapılmış olup olmaması meshi etkilemez. İmam Şafiî ve Ahmed b. Hanbel'e göre, mübah olmayan bir amaç için yapılan yolculukta mesh süresi yirmi dört saattir.

    Meshi bozan şeyler:

    1) Mesh süresinin dolması. Mukim için bir gün bir gece, yolcu için üç gün, üç gece geçtiği zaman kişi abdestsiz ise, abdest alır ve namazını kılar. Eğer süre dolduğu zaman, abdestli durumda ise, yalnız iki ayağını yıkaması yeterlidir.

    2) Ayağından mestleri çıkarmak. Bu sırada, abdestli ise ayaklarını yıkaması yeterlidir. Mesih süresi başlamadan abdestli iken çıkarılan mesh ise abdesti etkilemez. Ayakkabıyı çıkarıp giymek gibi olur. Eğer mesh süresi içinde, abdestsiz bulunduğu sırada mestlerini çıkarırsa, tam abdest alması gerekir. Tek mestin veya ayağın çoğunun çıkması da abdesti bozar (el- Kâsânî, a.g.e., I, 12; el-Fetâvâ'l-Hindiyye, II, 34 vd.).

    3) Mestlerdeki yırtık veya sökük, ayak parmaklarından en küçük üç parmak sığacak büyüklükte ise, mesh bozulur. Bu konuda iki mest ayrı ayrı değerlendirilir.

    4) Gusül abdesti gerektiren durumlarda da mesh bozulur. Boy abdesti alındıktan sonra, mestler giyilir ve abdest bozulduğu andan itibaren yeni mesh süresi başlar.

    Malikîlere göre, mesh için bir süre yoktur. Guslü gerektiren bir şey bulunmadıkça mest üzerine devamlı olarak mesh etmek mümkündür. Ancak cuma namazı kılacak kimseler için, her cuma günü mestlerini çıkarıp ayaklarını yıkaması menduptur (el-Kâsânî, a.g.e., I, 8,9).

    Sonuç olarak, mest üzerine mesh, İslâm'ın müslümanlara getirdiği bir kolaylıktır, bir ruhsattır. Meshin caiz olduğunu kabul etmekle birlikte, abdestle ayaklarını yıkamayı tercih etmek azimet niteliğindedir ve daha fazla sevaba vesile olur. Mest özelliği bulanan çorap üzerine mesh de başka bir kolaylıktır. Özellikle soğuk iklimlerde yaşayan müslümanların giyecekleri kalın, keçeleşmiş, altını göstermeyen ve altına suyu da geçirmeyen çoraplar mest yerine kullanılabilir (bk. "Çorap üzerine Mesh etmek" maddesi); çorapla ilgili hadislerin kritiği için bk. eş-Şevkânî, Neylü'l-Evtâr, Mısır, t.y., I, 213, 214).
#12.06.2007 22:01 0 0 0
  • teşekkürler Allah razı olsun
#12.06.2007 22:07 0 0 0
  • teşekkürler canım
#13.06.2007 08:53 0 0 0