Kalabalık yalnızlıklar içinde yürüyoruz.
Her köşe başı bir belirsizlik her köşe başı bir muamma…kimi zaman gözlerimiz bir vitriinin ışıltılı parıltısına aldanıyor kimi zaman indirimdeki bir ürünün albesine…
yürüyoruz bu kalabalıklar arasında…ite kalka çarpa düşe…
kimi zaman bilmem kaç liralık bir saate takılıyor gözlerimiz, kimi zaman bir telefona, kimi zaman bir elbiseye..
Bakıyoruz bazen uzaktan……içten içe..
Etrafa bakarak adımlıyoruz sokakları…
Bakıyoruz ama görmüyoruz bir serçenin simit için kanat çırpınışını..
Görmüyoruz bir sokak kedisinin kasap önündeki bakışlarını..
Görmüyoruz duvar dibine çökmüş bir adamın yüreğindeki haykırışları.
Görmüyoruz ekmek parası isteyen yaşlı bir teyzeyi.
Görmüyoruz iki beton arasında yeşermiş ve yaşamak için çırpınan bir çiçeği..
Görmüyoruz gözleri yaşlı ayağında ayakkabı olmayan mülteci bir çocuğu…
Görmüyoruz…Duymuyoruz…Bilmiyoruz…