Ne tuhaf değil mi?
Alışkanlıklarımız bizi öylesine yönetmeye başlıyor ki, bir an durup neye ihtiyaç duyduğumuzu düşünmeden yaşayıp gidiyoruz. Küçük sevinçler icat etmeden, aşırı ciddi kimliklerle yaşıyoruz. Gereksiz yere abarttığımız sorunlarımızla boğuşuyoruz...
Sevdiklerimizden bir şeyler İstemeyi "ar" saymaya başlıyoruz sonra karşılığını alamıyor olmaktan usandığımız için.
"Neden" diye sormamayı
öğreniyoruz zamanla... Aldığımız cevaplar dürüst cevaplar olmadığı için.
...Ve elbette unutuyoruz... "sana ihtiyacım var" demeyi unutuyoruz. "seni özledim” demeyi, "seni seviyorum" demeyi unutuyoruz...
İnsanın en iyi bildiği şeyleri sevdiklerinden duymaktan ne kadar mutlu olduğunu da unutuyoruz. Bildiğin şeyleri duymanın aslında bize ne kadar iyi geldiği en önce unuttuklarımızdan hatta...
Ben hatırlamaya başladım unuttuklarımı... Ve tanıdığım herkese hatırlatıyorum artık.. Artık biliyorum ki; hayat her şeye rağmen içinde biz olduğumuz için güzel ve anlamlı... Kim, ne derse desin!..
Kendimi seviyorum ben...
Yaşamayı seviyorum.