Sıcak sarkılar çaldı gönlümü çaresiz bir güz aksamı.
Her seyi duydum, her seyi gördüm senden gayrı.
Keskin sesini rüzgarın, durgun sessizligini gecenin,
Kalbime dolan derin acısını sevdanın.
Bakıyorum her sey var hayatımda, her sey tam,
Sen Yoksun...
Hala gelecekmissin umuduyla avutuyorum yüregimi,
Yalandan kaleler kuruyorum yüregime.
Sevdigin sarkıları söylüyor,
Agladıgın siirleri okuyorum.
Basını koydugun yastıgı kokluyorum.
Unutmaya calısıyorum çıkısını kapıdan,
Buz gibi bakısında dondugum gözlerine,
Yüregimden yangınlar sunuyorum.
Üsüyorum,
Aglıyorum,
Yalnızım dıyorum,
O söz geçmez yüregine nafile feryatlarımı duyuramıyorum.
Simdi saclarıma degen rüzgarın sesi kulagımda,
Sen Yoksun...
Anladım desem yalan söylerim kendime.
Sanki ellerinde kır papatyaları dönüvereceksin.
Zemheri yemis ayçiçegi gibi boynu bükük.
Sevecen ellerini uzatacaksın sanki yanaklarıma.
Dudaklarını dokunduracaksın sanki tuzlu gözyaslarıma.
Bir sinsi bulut nazar degecek karbeyaz tenine,
Yaz gelecek,kıs gelecek, güz gelecek biliyorum.
Sen Yoksun...
Duyuyorum sensizligi, yoklugunu görüyorum.
Karabasan hırsında özlemin beni geceleri yakıyor.
Düslerimde gidisindeki o nazlı sarı basak gibi sallanısın,
Kulaklarımda uguldayan ayak seslerin,
Içimde yarım kalan bir mutlulugun sıcaklıgı avutur beni.
Birde yalnızlıgıma yazılmıs dört dize siir.
Göçmen kuslar döndü,
Yavrulada koyunlar,
Çiçekler tomurcuk açtı sevdicegim,
Sarılar yesile döndü,
Telaslı karıncalar,
Patlak gözlü kurbagalar.
Her sey tamam, her sey hazır.
Sen Yoksun...
Dönmeyecegini biliyordum.
Sessizce baktım ardından, uzattım ellerimi sen görmedin.
Rüzgarlar sustu, ırmaklar dondu, zaman durdu sanki.
Biliyorum çaresizligide,
Özlemini hesaba katmamısımm nur yüzlüm.
Özlemin damarlarımda,
Yoklugun gözyaslarımda,
Ellerim bugulanmıs camların yazılmamıs harflerinde.
Hasretim kıs ayazı gibi yüregimde harmanlanıyor.
Ha bire feryattayım sevdana,
Gam duydugum, elem duydugum gecelerde,
Yokluguna bagırıyorum,
Uzaklar duyuyor sesimi,
Yıldızlar duyuyor,
Leyla duyuyor, mecnun duyuyor,
Melekler dahil
Sen Yoksun...
Hiç bir sevda Tanrı sevgisinden büyük degildir derdi annem.
Ne zaman acsam avuçlarımı,
Ne zaman secdesine degse anlım,
Onu hissederim damarlarımda,
Sıcacık sol yanımda duyardım sevgisini.
Babasız Isaya seslenirim sevdamı,
Yedi cihan perveri Muhammede
Golyatın belalısı Davuta
Tufan kahramanı Nuha
Duyar sesimi, görür sevdamı hepsi,
Sen Yoksun...
Duydugum sarkılar yalan, yazdıgım siirler küllü yalan.
Hissettigim bu yalnızlık benimmi Tanrım?
Bu delikanlı hevesi, bu hoyrat sevda,
Buz mavisi düsler, karanlık gözbebekleri.
Nasıl agır omuzlarımda bilemezsin.
Yoklugunun acısından,
Tüm ayrılıkları duydum, yıkılmıs yüregimde.
Geceler döndü,
Yalnızlar döndü,
Yakamozların o tatlı kıpırtısı dahil.
Sarı çiçeklerini açtı hüzün.
Her sey tam, her sey hazır
Sen Yoksun...
Karanlıkta mum ısıkları titredi.
Anladım dönüsü yok bu gidisin.
Yazda kar yagdı gönlüme, buz tuttu damarlarım.
Günesmi dogdu, Aymı bilmiyorum.
Dört duvar arasında titreyen sevdamı görmesin kimse.
Biliyorum bu hasreti donuk sevda benim.
Bu çekilmez yalnızlık, bu doyulmaz özlem, bu bitmez acı benim.
Duydugun bütün sarkılar,
Yazdığım bütün şiirler, unuttuğun gökyüzü,
Kesik kuyruklu kara kedi,
Yakamozların üzerine düsmüs mehtabın gizemli titreyiıi,
Hepsi var, hepsi tamam.
Ben varmıyım bilmiyorum artık.
Ama Sen Yoksun...