Dinlemekten çok konuşmayı fazilet bilen günümüz insanının vazgeçilmezlerinden birisi halina gelen ve günlük hayatımızda önemli bir yer tutan geyik muhabbetinin nereden geldiğini veya hangi olaydan kaynaklandığını biliyor musunuz?
Geyik Muhabbeti...
Bildiğiniz gibi avcılık, Osmanlı döneminde revaçta olan faaliyetlerden birisiymiş. Günlerden bir gün iki arkadaş avdan dönüşte, kıraathaneye uğramışlar ve başlamışlar o günkü av maceralarını anlatmaya.
İki arkadaş o gün bir geyik avladığını söylemiş, diğerleri hemen geyiğin büyüklüğünü sormuşlar. Büyüklüğünü tarif etmek için, boynuzlarının bir metre olduğunu söylemiş iki kafadar. Oturanlardan birisi kendisinin daha önce iki metre boynuzu olan bir geyik avladığını söylemiş.
Kimse altta kalmak istemediğinden avladıkları geyiklerin boynuzlarını uzatarak kendi maceralarını abarttıkça abartmışlar. Olay öyle inanılmaz bir hale gelmiş ki sonunda birisi avladığı geyiğin boynuzunun 30 metre olduğunu iddia etmiş.
Diğerleri bu kadar uzun boynuzlu geyik olmayacağını ileri sürünce, yalancı muamelesi gören delikanlı olayı gururuna yediremeyerek çekmiş bıçağını ve kıraathane kan gölüne dönmüş. Bunu duyan devrin padişahı, olayı kökünden çözümlemiş:
—Bundan sonra kıraathanelerde geyik muhabbeti yasaktır.
çok gezen bir adam düşünün ama okuma yazması yok ne kadar gezmişsede okuma yazması olan bir adamdan fazla bir sey bilemez bi adam ömrü boyunca gezmiş olsa tıp fakültesini bitirmiş bi doktor kadar tıp bilebilir mi veya bi avukat kadar çok gezen adam hiç bir baltaya sap olamadıgından geziyordur hiç bi işyerine cv bırakırken cok gezdim cok şey biliyorum diye bir sey deseniz işe alınırmısınız