Bir millet yaşam hakkı için ateşle imtihan ediliyor..."Şu Çılgın Türkler" isimli destansı romanın yazarı Turgut Özakman'ın senaryosunu yazdığı, Ziya Öztan'ın yönetmenliğinde "Kurtuluş" isimli yaklaşık altı saatlik diziden derleme bir fragman deneme kurgusudur...Tarihimizden aldığımız bu şanlı övüncü biraz anımsamak adına hazırlanmıştır...İstiklal harbimizden örnekler ve anlamlı sözlerle.
Ey Ecdat, bu nesil seni bekler..! Fikrimin amelesi olmazsam ve yanmazsam senin kanının üzerine ve ilhamları Rabbinin an be an yürü demişse, mana üzerine otağ kurarsın, haydi yiğidim...!!!
Bu ateş bizi yakmaz değil mi...! Bize dokunmayan yılan bin yaşasın ne dersin...! Sorulduğunda müslümanız diyeceğiz, müslümanın müslümana kardeş olduğuna kafamızı sallayarak onay vereceğiz, kardeşin acı ve ateşle sınanacak, sen akşam ki diziyi umursayacaksın...! Arap yedi yıldızlı otelde dört karıyla...! Türk vatanında bin türlü entrikayla...! Çeçen rus tankları altında...!
Allah'ında kusursuz bir planı var ama önce bir ektiğimizi biçelim bakalım...!!!
Tembellik ektik, azap biçiyoruz ama daha bize gelmedi, ''adaaammm sendee''...!!!
Bende bu sözlere katılıyorum...Manevi hüvviyete sahip olmayan, bilgi yerine sokakta avunan, kurtlar vadilerinde kültür besisi yapılan gençlerde zerre kadar kabahat göremiyorum...İnsanlarını, milletini, aileleri oy pusulaları gibi gören yönetenler ve her şeyi onlardan bekleyen bizler sorumluyuz...! Onlara ilgiyi, bilgiyi, şefkati, önemsemeyi ; kısaca gereksinimlerini karşılamayı çok gören bizlerin sızlanmaya hakkı yoktur...! Bu donanımlara sahip olamayan gençler şimdilerde içgüdüleriyle anarşi davranışı sergiliyorlar ama asıl dalga onları görerek yetişen alt jenerasyondan gelecek... Şimdi bir tanesi karşıma geçip, ''bana ne verdinde benden ne bekliyorsun'' deyiverse...!!!
Bu kardeş, elhamdülillah yolun doğrusundadır...2 Ciltlik kitap hazırladı ve halen Konya'da eğitim artırmakta ve 2.Projem için hazırlık yapmaktadır...Endişe duymaya gerek kalmamıştır ancak temsil ettiği durum emsal oluşturmuştur...Sizlerde birbirinize sahip çıkın arkadaşlar...Hepinizden Allah(cc) Razı Olsun arkadaşlar...
Allah-u Alem, gelecehi yalnızca alemlerin Rabb'i (cc) bilir...Sahih sayılabilecek pek çok hadislerin ve yoğunlukla itibar edilen ve dikkate alınan pek çok rivayet günümüzde kıyamet alametleri ile ilgili öngörüler ortaya sergilemekte...Bizler yüzyıllarca evvel bahsedilen bazı işaretlere şimdi dikkat ettiğimizde hakikaten bazı derin belirtiler gözleyebiliyoruz...Özelliklede bahsedilen pek çok küçük kıyamet alametlerinin neredeyse tamamının gerçekleştiği kanısına varabiliyoruz...Kuran-ı Azümüşan bu büyük gün hakkında ayetler ile kesin bilgi verdiğine göre, bizlere düşen ne olmalıdır...! Algılarımızı hangi yolda yönlendirmeliyiz...Kıyamet hakkında endişe yahut korku mu yaşayacağız yoksa yüreğini Rabbinin (cc) kullarına olan sözlerine açmış ve yaşamlarımıza maletmiş kişiler olarak;
'' Ya Merhametlilerin en merhametlisi huzuruna günahlarımın korkusu, sevaplarımın sevinci ile geldim, beni günahlarımdan affeyle, cehennem azabından koru, sen bütün noksan sıfatlardan münezzehsin ''
Diyebilecekmiyiz...!!!
Bu durumda, dünya yaşamı devam ederken uhreviyatımız hakkında tefekkürlerde bulunup, şahsi kıyametlerimiz sayılabilecek cehennem azabından güvende olmak üzere Kuran ve Sünnet ehli olabilecekmiyiz...Bana kalırsa takva zırhına bürünmüş iman sahibi kişiler kıyamet korkusu yerine bir başka insanın imanının kurtulabilmesi hususunda daha çok hassasiyet taşıyabilmelidir...!!!
Vurulmuş tertemiz alnından yatıyor
Bir hilal uğruna ya Rab, ne güneşler batıyor.
Ecdadımızın kıymeti ve o kıymetin mesajlarını idrak edip yaşamak yerine, bize kalan mirası fütursuzca harcıyorlar yönetimler...Gelibolu da savaşan on binlerce kahramanın namaz için birlikte saf tutuşu ne görkemli bir manzaradır...Orada namaza duran mehmetçik Allah'ına kavuşmayı arzu etti ve çok fazlasıda mertebelerine ulaştılar...Manevi huzurlarında saygıyla eğiliyorum ve Hakk'ın rahmetini diliyorum şehitlerimiz için...
Her sene Ramazan ayının 27sinde, Ulu tanrının buyruğu ile melekler yanlarına ruhu da alarak kanatlarını çırpa çırpa, hızlı bir koşu ile binlerce yıllık mesafeyi kat ederek dünya üzerine inerler ve gece olan bölgedeki tapınan kulları başlarlar araştırmaya, ev ev!.
Meleklerin kanatlı olarak tasvir edilmediğini duymuştum...Aslında şemail olarak pek kafamı yormuyorum ama konu vesilesi ile belki bilgi alabilmeyi umut ediyorum...
Bu faydalı bilgiler için teşekkürler arkadaşım... Samimiyetle ihlas içinde yaşam tercih edenler daha dikkatli olmak durumundadır...! Düşünebilen insanlar için vesvese üretir ve onun işi nefs kışkırtıcılığı ile olmaktadır...Yolunu bilen insanlar samimi ise kalbine ve ruhsal rehberine sığınır...Kalp süzgeçinden geçen dua ise şeytanı çıldırtır...Bunu ancak akıl eden insanlar anlayabilir ve onlar zaten Kuran'ın yol göstericiliğinin farkındadır...Özelliklede namaz anları bir buluşma heyecanı ve idrakiyle değilde geleneksel rutin sıradanlığında yapılırsa şeytanın oyun bölgesi olur...Kaşınırsınız, parmaklanınız çıtırdamak ister, esnersiniz ve ağırlıktasınızdır vs...Abdest bir korunma çemberidir ve namazınız huşu içinde geçerse şeytan orada bir dakika duramaz...Daha sonra musallat olmak üzere mutlaka sizinle uğraşacaktır...Bu sebeple an be an tevbe içinde olmak en hayırlısıdır...Bilinç, bilinç, bilinç işte korunma ve uyanıklık içinde olmanın tek yolu...!!!
5-10 Yıl içinde pek çok kitlesel hareketlilikler düşünülebilir bence...Özelliklede 1992 yılı ile 2005 arasında bilimsel ve teknolojik atraksiyonların ulaştığı boyut bile kavramlar arasında yoğun bir karmaşa için yeterlidir...DNA kodlarının çözümü, canlı klonlamala deneyleri vs. beraberinde pek çok teorilerin üretilmesine sebep olmaktadır...2012 bir tekerrürmi yoksa teori mi...? Bunu iyi ayırd etmek gerekiyor...Günümüz dünyasında semavi dinlerin öz'ünde yer alan insanca yaşam parayı bulmak ve zenginlik içinde yaşamak manasına terk edilmektedir...Bu durumda kapitalizm esareti altında bloklaşmalar ve kargaşalar yükselen değerler haline gelmektedir...4.Boyut farkındalıktır ve uyanışı sembolize eder...Özelliklede astral anlamda tefekkür yapabilen kişiler dünya hallerine tazelenmiş bir bilinç ile baktıklarında insanların üzerinde çöreklenmiş olan tatminsizlikleri ve yalnızlaşmayı farkederler...Buna en iyi örnek ise 1985 doğumlu ve sonraki jenerasyonun (İndigo) içinde bulundukları çağ'ın karmaşası karşısında farklı yönelişlere ilgi duyuyorlar...Heleki 1995 ten sonra dünyaya gelen jenerasyon (Kristal Çocuklar) ise önceki jenerasyonlardan neredeyse zıt eğilimliler ve fevkelade hızlı gelişim sürdürüyorlar... !!!
9. Hatirlayin, verilen herhangi bir anda küçük ve büyük kararlar
aliyoruz. Her bir karar SEVGIYE veya KORKUYA dayaniyor. Sevgiyi
seçin, sezginizi izleyin, zekanizi degil ; tutkunuzu izleyin. Akisa
uyun.