1921'de John Larson, yalan dedektörünü geliştirdi. Yalan dedektörü fikrinin temelleri aslında eski Çin'e kadar uzanmaktadır. Eski Çinliler yalan söyleyen insanın tükrük miktarının arttığının farkına varıp şüphelilere pirinç çiğnetirlermiş. Yalan söyleyen insanın biyolojik değişimlerinden faydalanarak bir makine yapma fikri Larson'un aklına geldiğinde o farklı bir kriter kullanmıştı. Yalan söyleyen insanların nabzı daha hızlı atmaktaydı. Larson'un makinesi uzun süre kullanıldı fakat çeşitli nedenlerden dolayı güvenirliği hep sorgulandı.
1895'te Wilhelm Röntgen, X ışınlarının varlığını saptadı. Röntgen bir gün, anot ve katot üzerinde çalışmalar yaptığı sırada iki farklı yüklü ucun arsında bir etkileşim olduğunu fark eder. Böylece X ışınları bulunur. Bugün X ışınları başta tıp ve başka pek çok alanda insanlığın hizmetinde kullanılmaktadır.
1942'de Robert R. Williams, vitamin haplarını geliştirdi ve patentini aldı. Williams, bir telefon şirketinde araştırmacı olarak çalışmakta ve boş zamanlarında yetersiz beslenme sorunlarını ortadan kaldırabilmek amacıyla vitaminlerin sentetik olarak üretilmesi üzerinde çalışmaktaydı. İlk olarak Tiamin ve B vitaminlerini elde etmeyi başaran Williams, bir şirket kurarak bunların seri üretimne başladı.
1956'da video kaset kayıt cihazı Charles P. Ginsburg tarafından icat edildi. Ginsburg, çalıştığı şirkette pratik bir video kayıt cihazı üzerinde çalışmaktaydı. Ginsburg'un uzun uğraşlardan sonra icat ettiği makine, çalıştığı firma tarafından tam 50.000 dolar karşılığında satışa sunulmuştur. İlk video kaset kayıt cihazı (VCR) ise Sony tarafından 1971'de satılmıştır.
MÖ 5. yüzyılda Archytas of Terentum, vidayı icat etti. İlk vidalar tahtadan yapılmakta ve zeytinyağı ile preslenmekteydi. Metal vidalar ise ilk olarak 15. yüzyılda Ege'nin iki yakasında karşımıza çıkmaktadır.
1950'de Eugene Polley, ilk uzaktan kumanda cihazını icat etti. Bir mühendis olan Polley, ilk kablosuz kumanda cihazına 'flashmatic'adını verdi. Bu cihaz 1955'te piyasaya çıkarıldığında büyük ilgi görmüştü. Fakat bugünkü emsallerine göre bazı sınırları vardı. En önemlisi cihazın fotonlar ile işliyor olmasıydı. Şayet TV, güneşe direkt maruz bırakılırsa kendiliğinde kanallar değişebiliyordu.
4 Ekim 1957'de Ruslar, ilk uydu Sputnik'i Dünya yörüngesine yerleştirdi. Dünya'nın ilk yapay uydusu sadece bir basket topu büyüklüğünde olup 82 kg ağırlığındaydı. Bu minik uydu, 98 dakika içinde yörüngeye yerleştirilmişti. Sputnik, insanoğlu için uzay çağının başlangıcı demekti.
Tutkal ilk olarak 1750'de İngiltere'de yapıldı. Tutkal önceleri balıktan elde edilmiş, daha sonraları plastik, hayvan kemikleri, nişasta, süt proteinlerinden elde edilen türevleri ile yaygınlaşmaya başlamıştır.
1947'de John Bardeen, transistörü icat etti. Elektrik dünyası için küçük ama kullanışlı bir alet olan transistör, Walter Brattain ve William Shochley'in destekleriyle John Bardeen tarafından kullanıma sokulmuştur. Bugün bilgisayar yongalarının her birinde mikroskobik boyutta milyonlarca transistör bulunabilmektedir.
1923'te Gervett A. Morgan, elektrikli trafik ışıklarını geliştirdi. Üzerinde 'dur've 'geç'yazan trafik işaret kolları, ilk kez 1868'de kullanılmıştır. Sonraları gaz lambasıyla çalışan renkli trafik ışıkları kamu kullanımına sunuldu. İçindeki gaz lambası vasıtasıyla trafiği düzenleyen bu sistem, o tarihlerde gaz lambalarından birinin patlaması sonucu bir polisin ölmesine neden olunca yeni arayışlara gidildi. Bu soruna çare arayan Morgan, yeşil, sarı ve kırmızı renklerden oluşan elektrikli trafik ışıklarını geliştirdi.
MÖ 3. yüzyılda Arşimet tornavidayı icat etti. Arşimet tornavidanın mucidi olarak bilinmesine rağmen onun yapmış olduğu tornavida bugünkünden oldukça farklıydı; daha sonraları icadını daha da geliştirip tarihin ilk hidrolik tornavidasını üretmiştir.
Tırnak cilası, MÖ 3000 yıllarında kullanılmaya başlandı. Çin'de kadınlar tırnakları için yumurta beyazı, jelatin, balmumu ve kına kullanıyorlardı. Bugün tırnak cilası olarak satılmakta olan madde aslında otomobiller için kullanılan parlatıcıdan farksızdır.
1926'da Fransız Ramon et Zoeller, tetanos aşısını geliştirdi. 1900'lerin ilk çeyreğine kadar tetanos virüsü ölümcül olabiliyordu. Her hangi bir paslı objenin açtığı küçük bir yaradan içeri giren virüs, binlerce insanın ölümüne yol açabiliyordu. Zoeller'den sonra tetanos virüsü de insanoğlunun zekası karşısında tarihteki yerini almıştır.
1906'da İskoçyalı J. Dewar, termos adını verdiği ve içine konulan sıvının ısısını koruyan, iç içe geçmiş iki kaptan oluşan bir sistem geliştirdi. Tarihin en popüler icatlarından birisi olan termos sayesinde piknik yapmak, insanoğlu için daha da keyifli bir hal almaya başladı.
William Cooke ve Charles Wheatstone adlı iki İngiliz1837 yılında , teller üzerinden elektrik akımı göndererek mesaj iletmeyi başardılar. Böylece ilk elektrikli telgraf makinesı ortaya çıktı. Elektrik akımı, alıcı cihazın kadranındaki bir dizi iğneyi hareket ettirerek ulaştırılacak mesajın ekranda belirmesine yardımcı oluyordu.
1876'da Alexander Graham Bell, telefonu icat etti. Bell ve Thomas Watson adlı elektrik mühendisi, bir gönderici ve bir alıcıdan oluşan bir düzenek yaptılar. Alıcı, sesi belli bir elektrik akımına dönüştürüyor ve bu akım bir tel aracılığı ile ahizeye taşınıyordu. Tarihteki ilk telefon görüşmesini, 10 Mart 1876'da Bell yapmıştır.
MÖ 3500 yıllarında icat edildiği sanılmaktadır. Tekerleğin ilk olarak ne zaman ve nerede ortaya çıktığını kimse bilmemektedir. Fakat MÖ 3500 yıllarında Mezopotamya'da veya Doğu Avrupa'da çömlekçiler tarafından kullanıldığına inanılmaktadır. Ulaşımda kullanılan en eski tekerle, MÖ 3200 yıllarına ait bir Mezopotamya resminde görülmektedir. İlginç olan ise tekerlikli ulaşımın 15. yüzyılın sonlarına kadar Güney Amerika'da bilinmemiş olmasıdır.
1939'da Dr. Roy J. Plunkett tarafından bulunan, ana maddesi PTFE olan teflon, 1940'larda Dupont Teflon adında bugün bildiğimiz tencere ve tavalarda kullanılmaya başlanmıştır. Teflonun patenti yine Dr. Roy J. Plunkett tarafından 1941'de alınmıştır.
1986'da George Bednorz, kayıp olmaksızın enerjiyi transfer edebilen bir madde geliştirdi. Böylece 'süper iletken'kavramı hayatımıza girmiş oldu. Süper iletkenler, 'bilgi çağı'açısından çok önemli gelişmeleridir. Sıradan bir bakır telden iletildiğinde enerjinin yaklaşık % 40'ı kaybolmaktadır. İşte bu yüzden süper iletkenler insanlığın enerjiyi doğru ve verimli kullanabilmesi açısından çok önemlidir.