Kemal(EMRAH) karısının abisini öldürmekle suçlanmış, masumiyetine kimseyi inandıramamış, 21 yıl hüküm giyip iyi hal ve infaz yasasından yararlanarak 7 yıl yatıp çıkmıştır
O cezaevindeyken karısı Nihan boşanmış, bir kez bile ziyaretine gitmemiştir. Kemal içeri girdiğinde henüz 1 yaşında olan oğlunu yedi yıl boyunca görmemiş, hiçbir haber alamamıştır. Tüm bu süreçte oğluna kavuşma hayaliyle yaşama tutunmuştur. Ona tek destek olan, liseden beri dostu olan Erhan ve Erhan'ın avukat kız kardeşi Yaren olmuştur.
Kemal hapisten çıktığı gün eski kayınvalidesi Ümran(FATMA GİRİK) tarafından vurulur. Ümran ettiği intikam yeminini tutmuştur. Nihan, annesinin eski eşi Kemal'i vurduğu ana tanık olmuştur. Duyguları alt üst olur ama bir kez daha tercihini annesinden yana kullanır, annesini oradan uzaklaştırır.
Kemal'e dosyasıyla ilgili görüşmeler sırasında âşık olan Yaren ise, duygularını söylemek için onu bıraktığı yere geri döndüğünde, kanlar içinde bulur Kemal'i Kemal ölümle yaşam arasındaki ince çizgide, oğlunun hayaliyle hayata döner. Kurşun kalbini sıyırıp geçmiştir.
Yaren aşkını ifade eder Kemal'e Kemal de Yaren'i beğenmektedir ama önceliği çocuğuna kavuşmak ve masumiyetini ispatlamaktır. Üstelik yeniden 'sevmek'ten korkmaktadır
Kemal, kendisini vuran kayınvalidesini ele vermez, Ümran serbest bırakılır. Kemal Ümran'la yüzleşir, "oğlum için ölmemeyi göze aldım" der.
Kemal hastaneden erken çıkar, henüz iyileşmemiştir ama oğluna bir an önce dokunmak istemektedir. Çocuğunun okuluna gider ama oğlunun başka birine "babacığım" diyerek sarılmasıyla yıkılır.
Erhan can dostu olduğu, Yaren'se büyük bir aşkla sevdiği için Kemal'e her türlü desteği verecektir. Bir hatası üzerine Ümran'ın boşadığı ve yüzüne bir daha bakmadığı eski kayınpederi ise o aileden masumiyetine inanan tek insandır.
Ümran'ın reisi olduğu ailede de her şey yolunda değildir. Büyük oğlu Serdar şirketten para sızdırmaktadır, karısıyla ilişkileri gün geçtikçe daha kötüye gitmektedir. Ergenlik çağındaki kızlarının sorunları büyür. Öldürülen oğlu Hüseyin'in çocuğu Cihan içine kapanıklıktan kurtulamamaktadır. Aile bireyleri arasında Ümran'ın dengelemeye çalıştığı çatışmalar yaşanmaktadır zaman zaman
Kemal'se bir yandan oğluna ulaşabilmek için her türlü fedakârlığa katlanacak, her şeyi göze alacak, diğer yandan masumiyetini ispat edebilmek için her şeyi yapacaktır. Oğlu gerçek babası olduğunu öğrendiğinde ise, bu kez de onun sevgisini kazanabilmek için mücadele edecektir. Gün gelecek gerçekler ortaya çıkacak, Kemal'in katil olmadığı anlaşılacaktır Yaren ve Kemal aşkı artık evlilik yolundayken, oğlu, annesiyle yeniden bir araya gelmelerini istediğinde Kemal bu kez de aşkı ile oğlunun isteği arasında kalacaktır.
Liman ve tersane işletmeciliği, nakliyat, lojistik, turizm vb alanlarında faaliyet gösteren Sinus Holding'in sahibi Şükrü Sancaktar, yasal işlerin yanı sıra büyük bir mafya babası, başta silah olmak üzere birçok malın kaçakçılığıyla uğraşır.
Şükrü Beyin oğlu Yiğit Sancaktar (Erkan Petekkaya) Boğaziçi Üniversitesini bitirmiş, Amerika'da doktora yapmış, yeni kuşak bir işadamıdır. Babasının bu işleri bırakmasından yanadır. Ancak Şükrü bey bu işleri bırakırlarsa kendilerini ezeceklerini ve ortada holding kalmayacağını düşünür.
Öte yandan, devlet tarafından organize suçu izlemekle görevlendirilen bir suç birimi olan SAM (Suç Araştırma Merkezi), ekibiyle ve yüksek bir teknoloji kullanarak Şükrü beyi dinlemekte, çok yakından izlemektedir.
Kim ne derse desin, bu kez aşkın dediği olacak.
Azra Akın, Mert Öcal, Baran Ayhan ve Zeki Alasya, ve Tarık Pabuçcuoğlu
Bu oyun "o" istemeden asla bitmeyecek...
Yılın en keyifli komedi dizisi olmaya aday olan Oyun Bitti'de hem çok gülecek hem de heyecandan yerinizde hop oturup hop kalkacaksınız.
Güneydoğulu zengin bir ailenin kızı olan Dilan (Azra Akın) İngiltere'de üniversite eğitimini tamamlayıp Türkiye'ye döndüğünde kötü bir sürprizle karşılaşır. Babası Tahsin (Zeki Alasya) Dilan'ın bir beşik kertmesi olduğunu ve onunla evlenmesi gerektiğini söyler. Dilan'ın Beşik kertmesi, babasının ortağı Şehmuz Ağa'nın (Tarık Papuçcuoğlu) oğlu Şahin'dir. (Baran Ayhan) Eğitimli ve modern bir kız olan Dilan böyle çağdışı bir yöntemle evliliğe karşı çıkar.
Aşk ve gurur Tuba Büyüküstün, Murat Yıldırım, Çetin Tekindor, Nur Sürer Tuncel Kurtiz, Selma Ergeç
Kime aşık olacağını bilemezsin,
Hangi topraklarda doğacağını seçemeyeceğin gibi...
Genel Hikaye:
Asi, el değiştiren burjuvazinin, toprağın ve aşkın hikayesi. Üç kuşaktır sahip olduğu, ekip biçtiği, hayat verdiği, hayat aldığı topraklarda ayakta kalma mücadelesi veren bir aile. Sırf atalarından kalan topraklara hükmetmek için sahip olduğu diplomayı işletmemiş, toprakları için çalışmış bir baba. Baba ve hayattaki bütün neşesi, gururu çocukları. Çocukları içinde bu topraklara babası kadar bağlı, doğanın, toprağının dilini çok iyi bilen, güzeller güzeli kızı. Asiye olan adı, bu meziyetleri, gücü ve başına buyrukluğuyla yaşadığı topraklara can veren nehir gibi Asi adını almış bir kız.
Yıllar sonra doğduğu topraklara dönen genç bir adam; Demir. Zengin, yakışıklı, gururlu. Demir ve ailesinin bu topraklarda gömülü büyük bir sırrı var. Bu sır, topraklara, düellolara, güç savaşlarına, iki ailenin hayatının altüst olmasına neden olacak. Bu sır, aşklarını dizginlemeye çalışan Asi ile Demir'in güçlü duygularını imkansız kılacak
Tuğçeşah, İstanbul sosyetesinden, zengin, şımarık ve küstah bir kızdır. Asıl adı Hüsamettin olan, ama sosyetenin, Osmanlı Hanedanının varisi "Metin" olarak bildiği, üç kağıtçı, aslında orta halli bir aileden gelen, zengin bir kızla evlenip refaha ermeyi dileyen bir adamla, annesinin çöpçatanlık çabaları sonucu nişanlanmıştır. İkisi de bu ilişkide birbirlerini sevmemekle beraber, karşılıklı (Tuğçeşah asalet, Metin para peşindedir) çıkarları doğrultusunda uyumlu bir beraberlik sergilemektedirler. Tuğçeşah'ın merhum babasının "Villa Grande İhtişam" adlı ultra lüks ve büyük malikanesinde, dostları ile birlikte Ege'de konsept bir tatil yapmaktadırlar. Gezi'nin bir noktasında, Tuğçeşah malikaneye spa özellikle de jakuzi yaptırmaya karar verir ve köyde tesisatçı aranır. Malikaneye getirilen tesisatçı Hasan'a direktifler yağdıran Tuğçeşah, jakuzinin iki gün içinde bitmesini söyler. İki gün sonra aslında mükemmel bir şekilde bitirilen işin, çok komik bir gerekçe ile Tuğçeşah parasını ödemeyi reddeder ve tartıştığı tesisatçı Hasan parasını bile vermeden malikane topraklarından attırır. Aynı gece denize düşen şapkasını almaya çalışırken bir şekilde kaza geçirip denize düşen Tuğçeşah sabah kıyıya vurduğunda hafızasını kaybetmiş ve elbiseleri parçalanmış uyanır. Tuğçeşah'ın yok olma gibi kaprislerine alışık olan dostları ve nişanlısı Metin ise bir süre onun yok oluşundan haberdar olmaz. Kıyıya vuran Tuğçeşah, köyün Sağlık Ocağına getirilir ve yerel gazetede haber olur: " Sahilde bulunan, kimliği belirlenemeyen kadını tanıyan var mı?" Bu haberi okuyan Hasan, intikam için Sağlık Ocağına giderek kocası olduğunu iddia eder ve alamadığı parasına karşılık hizmetçi olarak onu kullanma amacı ile eve getirir.Eşini 7 yıl önce kaybeden Hasan'ın birbirinden yaramaz ve terbiyesiz 4 çocuğu, bakımsız, pis ve dağınık bir evi, taşlaşmış bir bahçesi ve birer canavara dönüşmüş ev aletleri vardır.Hasan Tuğçeşah'ın hafızasının kaybetmesinden yararlanıp ona; "Senin adın Meymenet, sen benim karımsın, bunlar senin çocukların, bu da senin evin" der. Böylece, hafızasını kaybetmiş olsa da eski hırçın huyları ve lüks alışkanlıklarını koruyan eski Tuğçeşah, yeni Meymenet için, işkenceyi aratmayacak yeni köy hayatı başlamıştır.
Dudaktan kalbe bir yol
Reşat Nuri Güntekin'in Dudaktan kalbe kitabından, tv ye uyarlanan 'Dudaktan Kalbe' nin başrollerinde Burak Hakkı ve Fadik Sevin Atasoy oynuyor ve yönetmenliğini iseAndaç Haznedaroğlu üstlenmiştir . Müzisyen olan Hüseyin Kenan Gün çocukluk yıllarını , dayısı olan Saib Paşazade nin yanında geçirmiştir. Saib Bey, onun rızası olmadan evlenen kız kardeşi Melek Hanım'ı hiç affetmemiştir. Melek Hanım, hırsızlık suçuyla mahkum olan kocası hapishanede ölünce, ağabeyinin yanına sığınmıştır. Ama Saib Bey, iyiliğini başlarına kakarak hayatlarını zindana çevirir.
Musa ve Zeynep yıllar önce büyük bir aşk yaşarlar ve evlenirler. Ancak Zeynep hamileyken kocasının bir hatasını affedemez ve çocuğundan bahsetmeden Musa'dan boşanır.
Boşandıktan sonra, aileden kalma bir arsaya küçük bir ev yaparak yeni bir hayata başlayan Zeynep pazarda köfte satarak kızını büyütmeye çalışmaktadır. Musa mütaahitlikle başlayan iş hayatına farklı bir yön vererek bakanlığa ve konumu sayesinde rahat bir yaşantıya sahip olur. Zeynep'ten bir daha haber alamayan Musa gazeteci bir kadınla nişanlanır. Kızları Gonca16 yaşına gelmiştir. İyi bir okulda burslu okumaktadır. Zeynep Gonca'ya babasının yıllar önce öldüğünü söylemiştir. Kızının daha iyi şartlarda yaşaması için elinden geleni yapan tek başına hayat mücadelesi vermeye çalışan Zeynep, kardeşi Mehmet'in tüm ısrarlarına ve Gonca'nın yaşının da verdiği asi davranışlarına rağmen Musa'dan asla yardım istemez. Kızından haberi olmayan Musa garip bir tesadüfle gerçekleri öğrendiğinde neler olacaktır.
Faruk turgut yaptığı röportajda üç yeni diziye başlayacağını artık sarkıcılarla dizi çekmeyeceğini açıkladı. bu projelerde ilki ağustosta kanal d için çekilecek annem adlı dizi. yönetmen faruk teber senarist gamze özer başrol oyuncuları talat bulut vahide gördüm ilhan şeşen ali erkazan seda akman tuncer selman. müzikler ise kıraça ait. talat bulut bir milletvekilini vahide gördüm ise pazarlarda köfte satarak çocuklarını geçindirmeye çalışan eski eşini canlandırıyor. 16 yaşında bir kızları var ve kız annenin yanında yaşıyor. bu dizide ayrılmış anne babanın çocuklar üzerindeki etkisini ele alacağız diyen faruk turgut dizi üzerinde 6 aydır çalıştıklarını ve çok başarılı olacağını kaydetti
İstanbul'un tanınmış ailelerinden Karamanlar'ın biricik kızı Deniz, üniversitede tanışıp büyük aşk yaşadığı Atay ile evlenmek üzeredir. Çocukluğundan beri kaymakam olmak isteyen Deniz, bu aşk uğruna ideallerinden vazgeçmiş, ataması yapıldığı halde gitmemeyi tercih etmiştir.
Deniz, Atay'la mutlu bir evliliği olacağını düşünürken, düğünden hemen önce öğrendiği gerçekle yıkılır.
Deniz yaşadığı büyük acıdan kurtulmak için ideallerine sarılmayı dener. Kaymakam olarak atandığı kasabaya gider.
Menekşe ile Halil" bir aşk hikayesi.Berlin'de başlayan, İstanbul'a sürüklenen imkansız bir aşkın hikayesi. Menekşe ile Halil bu aşkın kahramanları.. Ailesinin zoruyla evlendirilen Menekşe, büyük bir çelişki yaşıyor. Aşkı yüzünden, hayatını bile tehlikeye atarak ailesinden kaçan Menekşe, Halil'i korumak adına, Halil'den de kaçıyor. Yani Aşkı için aşkından vazgeçiyor
Aşk için vaktiniz yoksa ve erteliyorsanız, sevdiğinizi söylemek için önünüze çıkan fırsatları değerlendiremiyor ve yine erteliyorsanız, sevdikleriniz için ayırdığınız ilginizi başkaları için tükettiyseniz; bir gün ya çok geç kalmış olduğunuzu fark ederek üzüleceksiniz ya da bunun acı bedellerini ödemeye başlayacaksınız.
"ERTELENMİŞ HAYATLAR", kariyerini ve işini fazlasıyla önemseyen ve bu yüzden karısı ile çocuğunu ihmal eden genç bir adamın, ailesiyle olan mutlu yaşamını sürekli ertelemesi ve ilgisiz kalmasıyla birlikte gelişen trajik ve çarpıcı öyküsünü soluksuz izleyeceksiniz. Cemil eşi Gülfidan' ı evlendikten kısa bir süre sonra ekonomik nedenlerden dolayı tek başına köyde bırakarak İstanbul'a çalışmaya gider. Burada gelişen olaylar neticesinde çok zengin bir aileyle tanışır, bir süre sonra o ailenin kızı Hazal ile evlenir, aradan yıllar geçmesine rağmen ne köyüne ne de Gülfidan'a döner ama Gülfidan'ı da unutamaz. Sedat bir televizyon kanalının haber müdürüdür.Evlidir ve bir çocuğu vardır.İşine olan bağlılığı ve hırsı yüzünden ailesine vakit ayıramamakta bu yüzden karısı ile olan ilişkisi giderek zayıflamaktadır. Sedat ailesine hiç ummadığı bir anda veda etmek zorunda kalır. Aslında yaşamak istedikleri hayatları sürekli erteleyen bu iki erkek kaderin kendileri için çizmiş olduğu yolda yaşamaya başladıkları enteresan gelişmeler yüzünden önce kader birliği ve bir dostluk dayanışması ardından belki büyük bir çıkmazın en önemli unsurları olarak karşımıza çıkacaklardır
STAR TV' NİN YENİ YAYIN DÖNEMİNDE BAŞLAYACAK OLAN YENİ DİZİSİ "LEYLAN" NIN ÇEKİMLERİNE KARS'TA BAŞLANDI...
Yapımını Base Production'ın üstlendiği, sezonun yeni dizisi 'Leylan'ın çekimleri Kars'ta başladı. Yeni sezondan itibaren ekrana gelecek 'Leylan'ın hem senaryosu hem de yapımını daha önce 'Aynalı Tahir', 'Kaybolan Yıllar', 'Duvar' gibi ses getiren dizilere imza atan Sergin Akyaz'a ait. 'LEYLAN'ın başrollerini Sinem Öztufan, Saydam Yeniay, Sermin Hürmeriç, Fulya Özcan Ündüz, Barış Kılıç, Kaan Çakır, Adalet Çimen, Nesrin Akdağ ve Ece Naz Kızıltan paylaşıyorlar.
"LEYLAN" dizisi; Türkiye'de bugün hâlâ sekiz kızdan birinin okula gidememesi gerçeğinden yola çıkarak, herkesin eğitim alması ve her alanda cinsiyet ayrımının önüne geçilmesi gibi sosyal konulara dikkat çekmek istiyor. Bugün hâlâ maddi sebepler ya da gelenekler nedeniyle okula gönderilmeyen ve erken yaşta evlendirilen, çocuklukları yaşatılmayan genç kızları sesi "LEYLAN" ile çok geniş kitlelere ulaşacak.
"LEYLAN"da Sinem Öztufan; kızını okutabilmek için Kars'ın küçücük köyünden yola çıkan gencecik bir anne karakteri ile ekrana geliyor. Sessiz ve durgun görüntüsünün altında birçok kadından daha güçlü, daha gözü kara; köklerine ve yavrusuna sımsıkı bağlı ve kendininkinden daha iyi bir hayatı olsun diye savaşan bir kadın Leylan...
Yonca ise yaşından erken büyümek zorunda kalmış, çok zeki, annesinin güzelliğini almış bir kızdır. Hayran olduğu, inandığı tek kişi annesidir. Yonca rolünde ise "Gönül Yarası" filmindeki başarılı performansıyla alkış alan Ece Naz Kızıltan, ağır bir rolün altından başarı ile kalkıyor.
Kars'tan kalkıp İstanbul'a gelen ana-kıza iş veren ünlü işadamı Ayhan rolünde ise İstanbul Devlet Tiyatrosu'nun başarılı oyuncularından Saydam Yeniay'ı tiyatro sahnelerinin dışında televizyon ekranlarından da izleyebileceğiz. Ayhan'ın ilk eşi ve iki yetişkin çocuğunun annesi Şiraz hanımı ise yılların deneyimli oyuncusu Sermin Hürmeriç canlandıracak. Şiraz ve Ayhan'ın oğlu rolünde Barış Kılıç, kızı rolünde ise Nesrin Akdağ, damadı Güven rolünde ise Kaan Çakır dizinin kadrosunda yer alıyor. Şiraz hanımın yıllardır dert ortağı olan evin hizmetlisini ise Fulya Özcan Ündüz canlandırıyor.
Bu hikaye; kızını okutabilmek için doğduğu toprakları; Kars'ı bırakıp da İstanbul'a göçen genç bir anne (LEYLAN) ile, okumayı çok isteyen küçük kızının (YONCA) hikayesidir...."Benim adım Yonca... Bu çiçek kadar kadar şanslı olayım diye adımı Yonca koymuş annem... Ve ondan daha iyi bir hayatım olsun istemiş; işte bu yüzden savaşmış ninemle, bütün aile ile...''
Kars'tan İstanbul'a uzanan yaşam mücadelesinde Leylan'ın ve Yonca'nın hayatı nasıl olacaktır?
Annesininkinden farklı bir hayat mı beklemektedir onu?
Ayda(Asuman Dabak)'nın babası ölmüştür ve babası vasiyetinde, yaşadığı evi Ayda'ya bırakmıştır. Temizlikçilik yaparak geçimini sağlayan ve yıllar önce kocası tarafından iki çocuğuyla birlikte terk edilen Ayda için bu inanılmaz bir fırsat olmuş ve hemen çocukluğunun geçtiği eve yerleşmiştir. Ancak evde bir sorun vardır! Ayda'nın annesi!!! (Ayla Algan) Ayda bu evde annesiyle yaşamak zorundadır. Annesi ise ne Ayda'yı ne de iki torununu istemektedir. Böylece komedi başlar! Ayda'nın aklı bir karış havada kızı, mahalle esnafının illallah dediği küçük oğlu, hiçbir işte dikiş tutturamayan erkek kardeşi Nuri(Ufuk Özkan), onları evde istemeyen ve göndermek için her türlü numarayı yapan annesi arasında geçen eğlenceli günler başlar! Bu arada mahallesine dönen Ayda; tam bir iddia adamı ve iflah olmaz bir kumarbaz olan cafe sahibi Macit(Settar Tanrıöğen), mahallenin bakkalı Pertev(Engin Alkan) ile komşusu ve çocukluk arkadaşı Nilüfer (Aysun Metiner )'le yeniden bir araya gelmiştir
Nazlı Denizhan çocuk yaşta ailesini kaybedince büyük bir mirasın sahibi olur. Halasının yanına İstanbul'a taşınan Nazlı, burada İstanbul sosyetesinin içerisinde köyünden ve geleneklerinden uzak, lüks bir hayat sürer. Ta ki amcasının onu oğlu Ayhan'la evlendirmek istediğini öğrenene kadar.
Nazlı bu fikre karşı çıkınca amcası tüm servetini elinden alır. Beş parasız ortada kalan Nazlı, Trabzon'daki anneannesinden kalma eski konağı satmak için memleketine döner. Fakat işler sandığı kadar kolay gelişmeyecektir.
Zeliha, doğaüstü güçleri olan bir kadının trajik öyküsü..İki çocuğundan birinin kaçırılıp cinayete kurban gitme tehlikesinin ardından çocukluğunda sık sık gördüğü kabusların benzerlerini görür. Zeliha'nın kabuslarının başkalarınınkinden bir farkı vardır: O gerçekleri görmektedir.
Karısını yıllar önce kaybeden baş komiser Rehan kıvrak zekası ve cesaretiyle emniyet teşkilatının en parlak elemanıdır..
Oğlu Deniz'i emekli komiser babası Selim'le bırakacak kadar yoğun ve zor bir görev yapmaktadır; Asayiş Şubesi, cinayet bürosu...
Zeliha'yla da böyle tanışacaktır ve bu gizemli kadından çok etkilenecek ve ilgi duyacaktır...
"Devrem" dediği Başkomiser İnci ise olay yeri inceleme'nin katı, soğukkanlı, başarılı bir o kadar da güzel baş komiseri, gizli de olsa Rehan'a aşıktır..
Zeliha'yı küçük görmektedir, ancak bunu, kendisi bilimsel düşünen bir kadın olduğu için mi yoksa kıskandığı için mi yapmakta olduğunu anlaşılmaz..
Rehan, Zeliha'nın manevi dünyası, rüyaları, soyut veriler ile İnci'nin maddi dünyası, kanıtlar ve somut veriler arasında doğruyu arayacaktır.
Rehan'ın ele avuca sığmaz yardımcısı, dizimizin en aydınlık hatta ışıltılı karakteri Selçuk komiser, ve
Asayiş Şube Müdürü Alpaslan da olayların çözülmesinde Rehan'ın en büyük destekçileri olacaktır.
Orhan ve Elif;
İkisi de İstanbul'un varoş semtlerinde yaşayan gençler.. İşsiz, aç, çaresiz ve umutsuz ailelerinin, komşularının içinde, onlar umutlarını kaybetmemişler henüz.. Çünkü yolun çok başındalar ikisi de.. Ve en büyük arzuları kendilerini ve ailelerini bu yoksulluktan kurtarmak.. İnsanca bir yaşam sürdürebilmek.. Her ikisi de kendilerince buldukları yöntemlerle bu amaçlarına ulaşmanın peşindeler.
Küçük bir çocukken, anne ve babası bir gece gözleri önünde öldürülen İsmail, yıllar sonra genç bir polis olarak karşımıza çıkar. Gittikçe artan suç örgütlerinin tasfiyesi amacıyla, emniyetin yeni kurulmasına karar verdiği gizli bir birimin aday polislerinden biri de o dur. Hayatını, anne ve babasının katillerini bulmaya ve onları cezalandırmaya adayan İsmail için, bu birimde görev almak çok önemlidir. Birim sorumlusu Başkomiser İskender ve yardımcısı Selen, emniyetin oldukça önem verdiği bu birimin personelini seçebilmek için, en ince ayrıntılarla bile ilgilenmektedir. Uzun araştırmalar sonucu belirledikleri aday polislerin arasından, en iyi 10 kişiyi seçmek o kadar da kolay olmayacaktır. Sonunda 10 kişiye inen ekipte İsmail de son anda yerini alır. Bu, Müdür İskenderin sayesinde olur. Zaten İskender ile İsmail arasında, uzun yıllara dayanan büyük bir bağ vardır. Ve bu bağ, İsmailin cevabını aradığı bir çok sorunun da cevabını içermektedir. Birimin kurulması ve seçilen genç polislerin göreve başlaması ile birlikte, çok zorlu mücadeleleri de hemen başlar. Savaşmaları gereken bir çok suçlu ve örgüt vardır. Ve bu pek de kolay olmayacaktır...
Hayal ile Gerçek, Gerçekin annesi Badire hanımla, kız kardeşi Firuzenin tüm muhalefetine rağmen evlenirler.. Ancak Hayalin kıskançlıkları ve Badire Hanımın tipik kaynana cadalozlukları yüzünden evlilikleri pek de mutlu sürmez. Ve kader ağlarını örer Hayal genç yaşında öteki tarafa intikal eder Gerçek, eşini erken kaybetmenin şoku içindedir Bu zor günlerinde ona biricik kankası Muzaffer destek olur Badire hanım ise oğluna gelin arayışına girişmiştir bile Gerçekin gelin adaylarını reddetmesi karşısında asla pes etmeden mürüvvetini görmeye kararlı olan Badire Hanım, bu girişimlerinde kızı Firuzenin de yardımını görmektedir. Çünkü aile geleneklerine göre büyük bekarken küçük evlenemez Bu arada Hayal, bir takım yeteneklerle donanmış şekilde bir hayalet olarak dünyaya gelip sadece kocası Gerçeke görünebilmekte ve sağlıklarında yaşayamadıkları aşkı yaşamaktadırlar. Hayal, Badire hanımın bulduğu gelin adaylarını korkutarak, sihir yaparak kaçırmaktadır Aşkın, üç kağıdın ve öbür tarafa yağmurla gidip gelen bir hayaletin aşk dolu hikayesi yer yer duygulanarak ama çoğunlukla da kahkahalarla izlenecek! Hayal ve Gerçek Temmuz ayında atvde başlıyor!
Özpolat Holdingin tek varisi Ömer (26-27), sorumluluk almak istemeyen, aklı da gözü de oynaşta tam bir sevimli hergeledir. Her devirde karşılığı olan Ömer, zamanımızda tiki diye nitelendirilebilir.
Özpolat Holding bir arazi sorununu çözmek için Kaz Dağlarına gitmek üzere babası Haşmet Bey (ki Haşmet Bey her an oğlunu adam etmek için planlar yapmaktadır) tarafından görevlendirildiğinde, en yakın arkadaşlarını da yanına alarak güzel bir tatil yapma planı ile yola çıkar. Bir gülümsemesi, bir tatlı sözü ya da bir göz süzmesiyle genç kızların başını döndüren Ömer, tatil amaçlı bu iş gezisinde tam bir sert kayaya çarpar: Ayşe!
Babası yıllar önce onları terk ettiği için Ayşe ve annesi Sevim, dimdik ayakta durmayı öğrenmiş, erkeklerin yaptığı işlerin üstesinden gelmeyi becermiş, haliyle de gönül kapılarını karşı cinse kolay açmayacak kadınlardır. Ama bu tavır Ömeri çıldırtır. Hırsından Ayşenin bir gülümsemesi bir tatlı sözü için dağları delecek hale gelir. Arkadaşları da abi bu kız sana bakmaz, boşuna uğraşma dedikçe iş-tatili uzar da uzar.. Arkadaşlarıyla da büyük bir iddiaya girer: Bu kızı tavlayamazsa Porschesi onların olacaktır, ama tavlarsa onlarda serserilikten vazgeçip Ömerin holdingte çektiği çileye ortak olacaklardır, iki yıl onunla çalışacaklardır;
Kumar keyiflidir, adrenalin yükseltir, kumara masasında gerçek hayattan soyutlanır insan Ömer gerçeği masadan kalktığında değil de, bu iddiayı kazanmak uğruna Kazdağlarının Adatepe köy meydanında nikah masasına oturduğu anda görür. Tamam Ayşe güzel kızdır, tatlı kızdır ama o masaya nasıl sürüklenmiştir. Arkasına bakmadan kaçmak ister. Kaçma planını uygulamaya koyuncaya dek de iş işten geçer, Ömer ve Ayşe artık evlidir. Ama bu beladan kurtulmak için gerdeğe girmeden, kimseyi daha fazla incitmeden tüymesi ve izini kaybettirmesi gerekmektedir. Ömerin sevimli hergeleliğinin inandırıcı bir yanı da vardır. Arkasında gözyaşı döktürmeden tüymeyi başarır.. İstanbula kaçışı kurtuluşu olabilecek midir?