kanarya adalarinda,yükseltisi 2,300 metre,ana ayna çapı 2,59 metre olan ve ingiltere'ye ait olan teleskop.
ingiliz fizikçi, matematikçi, gökbilimci. evrensel çekim yasasını keşfetti.
ağırlık dediğimiz şeyle gökcisimleri arasındaki çekimin aynı şey olduğunu anladı.
mekaniğin özünü oluşturan çalışmalar ve ışık üzerine deneyler yaptı.
leibniz''le aynı zamanda diferansiyel hesabın temellerini attı.
mühendislik bölümlerinin hepsine illaki bir yerden bulaşan, yıllardır her derste gördüğümüz f = m.a formülü ile dünyayı meteordan kurtarabilecek olduğuna inandığım insan.
"ayzek nivtın" diye okunan elmasıyla ünlü şahıs
isaac newton, 25 aralık 1642'de woolsthrope'de doğdu. babası daha o doğmadan önce ölmüştü. annesi, newton henüz ikisine bastığında tekrar evlendi. çocukken çeşitli ağat modeller yaparak el becerisini gösterdi. çocukluğunun büyük bir kısmını büyükannesinin yanında geçirdi. grantham'da okula başladı. eğitimini 1661'den itibaren cambridge'de sürdürdü. ama bu arada pek hevesli olmadığı çiftlik işleriyle uğraştı. newton, cambridge'de çok başarılıydı. 1667'de trinity college'de öğretin üyesi oldu. 1668'de asil öğretim üyesi oldu. 1669 yılında henüz yirmi altısındayken lucasian matematik kürsüsü'ne seçildi. üniversite 1665'deki büyük veba salgını nedeniyle kapatılınca newton annesinin woolsthrope'deki evine çekildi. böylelikle hastalıktan kaçmayı başarabildi. bir sonraki yıl yaşamının en verimli dönemi oldu. günümüzde mekanik biliminin dayanağını oluşturan hareketle ilgili üç yasa, önemli, buluşlarının ilkidir. ılk yasa, dışardan bir kuvvet etki etmedikçe hareketsiz bir cismin hareketsiz kalacağını ve düzgün doğrusal hareketli bir cismin de düzgün doğrusal hareketinin sürdüreceğini söyler. ıkinci yasa da kuvvetin csimlerde ivmeye neden olması kavramını açıklar. üçüncü yasa da, her etkinin ters yönde eşit bir tepki doğuracağı yer alır. bu yasaları ortaya koymasından kısa bir süre sonra sıradan bir olay newton'un en büyük buluşlarından birini yapmasına yol açtı. meyve bahçesinde otururken ağaçtan düşen bir elma dikkatini çekti ve elmanın neden düştüğünü düşünmeye başladı. acaba o güne kadar varlığı bilinmeyen bir kuvvet tarafından mı dünyaya çekilmişti. eğer varsa, böyle bir kuvvetin bütün cisimleri, hatta gezegenleri bile etkileyebileceğini düşündü. bu düşüncelerini kullanarak ve yeni bulduğu hareket yasalarını uygulayarak evrendeki tüm cesimlerin aralarındaki uzaklıkla ters orantılı bir kuvvetle birbirini çektikleri kuramını geliştirdi. bu yeni kuvvete çekim adını verdi. yeryüzündeki olayları biçimlendiren yasaların gökyüzündeki cisimler için de geçerli olduğu düşüncesini yerleştirdi. newton'un 1665'teki buluşları mekanikle sınırlı kalmamıştır. optikle ilgili çalışmaları sonunda beyaz ışığın cam bir prizmadan geçince yeniden birleşerek beyaz ışığa dönüştüğünü buldu. renk tayfı üzerindeki çalışmaları zamanında kulanılan kırılmalı ueleskop türü araştırmalarına yol açtı. o zamanlar da teleskoplarda kullanılan merceklerin oluşturduğu görüntüler camdaki kusurlar yüzünden, renkli çizgilerle gölgeleniyordu. newton, mercek yerine ayna kullanmaya karar verdi, çeşitli deneylerden sonra, uzaktaki cisimlerin büyütülmüş görüntülerini oluşturan bir içbükey aynalar sistemini geliştirdi. newton'un ilk yansıtmalı teleskopu bulması, astronomlara kırılmalı tesekopun yerine koydukları çok değerli bir alet sağladı. newton, woolstherpe'dayken çalışmalarıyla ilgili pek az açıklama yapmıştır. hareket yaşatan ve genel çekim kuramı ilk olarak 1687'de yayınlanan "doğa biliminin matematik ılkeleri" adlı kitabında, ışıkla ilgisini sürdüren newton, 1704 yılında "optik" adlı ikinci büyük eserini yayınladı. kitapta, prizmalarla yaptığı deney görülmüştür. bu kitap şimdiye kadar yazılmış bilimsel kitapların en büyüklerinden sayılır. kuramların ve kanıtların matematiksel gösterimleri, newton'un çekimle ilgili düşüncelerini açıklıkla belirtebilmesi için yeni bir matematik tekniğine ihtiyaç olduğunu gösterir. bulduğu bu yeni teknik bugün diferansiyel ve integral hesaplar diye bilinir. newton 1688'de avam kamarası cambridge üyesi olarak seçildi. bu olay onun ilgi alanının değişmesine yol açtı. bu tarihten sonra bilimsel araştırmayı bırakmış, bir üst düzey yönetici olmaktan, halk tarafından tanınan bir kişi olmaktan hoşlanmaya başlamıştı. kraliyet darphanesi'nin başına geçti. söylendiğine göre örnek başarıyla görevini yürüttü. yaşamı boyunca ilahiyat konularına yoğun ilgi duydu. yaşlılığında bile tevrat'ta geçen olayların zaman diziniyle ilgili sorunları çözmeye çabaladı. 1727'de öldüğünde hiçbir bilim adamının sahip olmadığı bir üne sahipti.*
ya da kisaca: yercekimini kafasina dusen bir elma sayesinde bulan akilli zat.
ingiltere'de yapılan bir araştırmaya katılanların çoğunluğu, 17. yüzyılın ingiliz fizikçisi isaac newton'ın insanlık ve bilim için, alman albert einstein'dan daha önemli olduğu görüşünü ileri sürdü.
bilim adamlarının tamamı, 1642-1727 yıllarında yaşayan yerçekimi yasasının mucidi isaac newton'ın insanlığı boş inanç ve batıl itikatlardan kurtardığını, ayrıca dogmalardan modern bilime geçmesini sağladığını savundular.
yahudi kökenli alman albert einstein'ı savunanlar ise 1879-1955 yıllarında yaşayan bilim adamının görelilik teorisinin, evrenin oluşumu, karadelikler ve paralel evrenler konusundaki teorilere yol açtığını belirttiler. einstein, matematik planda, atomların varlığını ve ışığın foton adı verilen partiküllerden oluştuğunu ispatlayarak, nükleer ve güneş enerjisinden faydalanmaya ve geliştirmeye olanak sağlamıştı.
20 yuzyil başlarina kadar sürmüş paradigmanin yaraticisi büyük bilim adami.book of genius dahiler siralamasinda 7 sıradadir.
newtonun 3 kanunu makro boyuttaki olaylari açiklamak için son derece yeterlidir.bu kanunlar
1.)herhangi bir cismin üzerine uygulanan net kuvvet 0 ise o cisim ya duruyordur.ya da düzgün doğrusal şekilde (ivmesiz) hareket ediyordur.
2.)bir cisme bir kuvvet uygulanirsa;kuvvet cisme kutlesi le ters orantili bir ivme kazandirir.f=m.a şeklinde formulize edilebilir
3.)herhangi bir cisme bir kuvvet etki ederse cisim ayni büyüklükte fakat zit yönlü bir tekpki gösterir.(etki tepki)
son derece geçimsiz ve huysuz olan degerli bilim adamı (tarih böyle diyor)
türevi ilk hesaplayan adam. biri daha var ve ilk kez bilimsel bir makale de bastıran da o ama newtonın ona mektuplar yazıp bu konudaki düsüncelerini paylastıgı da söyleniyor.*** dünya üzerinde gelmiş geçmiş en zeki en mükemmel adam oldugunu düsünen, ukala ötesi bir bilimadamı.
kafasına elma düşünce ''hıım gidip pazardan bi kilo elma alayım da yiyeyim'' demeyip yer çekimini farkeden dahi.
aydınlanma'nın fuel'i.
bu kişinin kafasına elma dusmustur ,arkadasları bununla ''ahahaha,elma dustu ,bahtsız bedevi seni '' diye dalga gecince ,''gülmeyin lan yer cekıyor'' diye bir yalan atmıstır ,daha sonra arkadasları dur deneyelım cekecek mı dıye ''en bahtsız newton bızım newton'' nidalarıyla bunu atıp tutmuslardır ,sonucta hem yer cekımı ,hem askere gidenleri havaya atma geleneği hem de ''atem tutem ben seni'' sarkısı bulunmustur..
başına düşen bir elma ile fiziğin anasını ağlatan ünlü bilimadamı.*
araştırmacılara göre sion tarikatının üyelerinden olduğu söylenen bilim adamı.
1642 - 1727 yılları arasında yaşamış tarihin gelmiş geçmiş en büyük bilimadamlarındandır.
çalışmalarından dolayı sir ünvanını alarak sir isaac newton olarak anılmaya başlandı.
yaptığı çalışmaların son 300 yıldaki bilimsel ilerlemeye etkisi kısaca şöyle açıklanabilir.
ışığın yapısı ile ilgili çalışmaları; beyaz ışığın gerçekte 7 (yedi) rengin bileşimi olduğunu bulması * * ve ışığın günümüzde bilinen tanımını yapması,
mekanik biliminin dayanağı yasalardan ilki; dışardan bir kuvvet etki etmedikçe hareketsiz bir cismin hareketsiz kalacağını ve düzgün doğrusal hareketli bir cismin de düzgün doğrusal hareketini sürdüreceği kavramı,
ikincisi; kuvvetin cisimlerde ivmeye neden olması kavramı,
üçüncüsü; her etkinin ters yönde ve eşit bir tepki doğuracağı kavramı. *
herkes tarafından bilinen * yerçekimi kanunu,
matematikte kulanılan diferansiyel denklemleri ve integral' i bulmuş olması newton' un büyüklüğü ne kadar da hakettiğinin göstergeleridir. **
newton; bilime ve yaşamına bakışını gösteren ve tarihe geçen sözünde şöyle der;
"dünya beni nasıl görecek bilemem, fakat ben kendimi kocaman ve keşfedilmemiş bir gerçekler okyanusu önümde dururken; kıyıda kendini oyalayan ve kah daha yumuşak bir taş, kah daha güzel bir deniz kabuğu bulan bir çocuk gibi görüyorum