Alman Schering İlaç'ın Türk kadınlarının menopoz konusundaki bilgilerini ortaya koymak amacıyla 1007 kadın üzerinde yaptığı araştırma, Türk kadınının menopoz ve menopozun tedavi yöntemleri hakkında bilgisiz olduğunu ortaya koyuyor
Türk kadınlarının menopoza bakışı ve menopoz tedavi yöntemlerine yaklaşımlarını anlamak amacıyla 19 ilde 1007 kadın üzerinde gerçekleştirilen Türk Kadınları ve Menopoz Araştırması" nın sonuçları belirlendi. Alman Schering İlaç'ın yaptığı araştırma, 43- 58 yaş grubu menopoz dönemindeki kadınların sağlıklarına gereken özeni göstermediklerini ve bilinçli hareket etmediklerini ortaya koydu. AC Nielsen tarafından Ağustos- Eylül 2004 tarihleri arasında menopoza girmiş kadınlar arasında yapılan araştırma, Türkiye'de 43-58 yaş arası kadınların yüzde 72'sinin menopozda olduğunu ortaya koydu. Sonuçlar, ortalama menopoza girme yaşının ise 45.8 olduğunu gösteriyor.
EGE ERKEN GİRİYOR
Bölgelere göre menopoza girme yaşlarının dağılımı şöyle: Menopoza erken yaşta girenler (43-47) daha çok İç Anadolu, Ege Bölgesi ve kentsel kesimden kadınlardan oluşuyor. 48-52 yaş arası menopoza giren kadınlar ise Akdeniz ve Karadeniz Bölgesi ve kırsal kesimden. 53-58 yaşında menopoza giren kadınlar ise Karadeniz Bölgesi'nden. Araştırma sonuçlarına göre kadınların büyük çoğunluğu menopozu doğru tanımlayamıyor. Menopozun nedeni sorulduğunda, kadınların yüzde 61.8'i 'bilmiyorum', yüzde 9.4'ü yaşlılık, yüzde 8.1'i üremenin sona ermesi, yüzde 7.4'ü adetin bitmesi, yüzde 3.7'si stres, yüzde 3.3'ü doğal bir süreç, yüzde 2.4'ü ise hormonal dengenin bozulması olarak tanımlıyor.
MARMARA ŞİKAYETSİZ
Menopoz döneminde yaşanan şikâyetler 43-47 yaş arasında stres, uykusuzluk ve kilo alımı problemleri, 53-58 yaş arasında ise gerginlik, kolay sinirlenme, kemik ağrıları ve kemik erimesi olarak öne çıkıyor. Menopoz şikâyetlerinin en az yaşandığı bölge Marmara, en çok yaşandığı bölge ise Doğu Anadolu Bölgesi olarak ortaya çıkıyor. Araştırma sonuçlarına göre menopoz dönemindeki Türk kadınlarının yüzde 61'i ortalama yılda 1.3 kez düzenli kontrol amacıyla jinekologa gidiyor. Jinekologa gitme sıklığı 43-47 yaş grubu kadınlarda daha yüksek. 53-58 yaş grubu kadınların yüzde 39'u ise hiç doktora gitmiyor. Kadınların yüzde 35'i yılda ortalama 0,8 kez mamografi çektiriyor, yüzde 38,8'i yılda ortalama 0.8 kez kemik yoğunluğu ölçümü yaptırıyor.
TEDAVİ GÖRMÜYORLAR
Araştırma kapsamında kadınlara "hormon destek tedavisini biliyor musunuz?" sorusu yöneltildiğinde kadınların yüzde 79'u bilmediği, yüzde 11'i bildiği, yüzde 10'u ise duyduğu cevabını veriyor. İlaç kullanımı sorulduğunda ise yüzde 15,3'ü menopoz için bir ilaç kullandığını belirtiyor. Ancak, kullanılan bu ilaçların büyük bir kısmı menopozun birincil tedavisi olarak kabul edilmiyor. Tüm dünyada birincil tedavi yöntemi olarak kullanılan hormon ilaçlarının kullanım oranı ise sadece yüzde 5. Menopoz döneminde kadınlarda en sık görülen sağlık problemi yüzde 21.5 ile yüksek tansiyon. Bunu yüzde 20.6 ile romatizmal hastalıklar, yüzde 11.4 ile şeker, yüzde 8.8 ile yüksek kolesterol ve yüzde 6.2 ile böbrek sorunları izliyor.
Beslenme Uzmanı Taylan Kümeli, çok zayıf olmanın da hastalık sebebi olduğunu söylüyor. Vücut yağının kadınlarda 8 kilonun, erkeklerde ise 7 kilonun altına düşmesi, artık zayıflığın tehlikeli duruma geldiğinin bir göstergesi. Peki, ne yapmalı da sağlıklı bir şekilde kilo almalı?
Podyumlarda, televizyonlarda adeta kemikleri sayılan mankenleri gördükçe, hepimizi bir telaştır aldı. İster formda olsun, isterse şişman, herkes incelmenin peşinde. Ancak, öyle bir grup var ki, onlar bir dirhem etin peşinde. Çünkü onlar ne yaparlarsa yapsınlar, kilo alamıyor, giydiğini yakıştıramamaktan, çabuk yorulmaktan, çabuk hastalanmaktan şikâyet ediyor. Beslenme Uzmanı Taylan Kümeli, zayıflamak kadar şişmanlamaya çalışmanın da kuralları olduğunu açıklıyor...
* Tıp dünyası kimleri 'çok zayıf' kabul ediyor? Kg/boykare olarak hesaplanan vücut kitle endeksinde 18,5- 25 arası normal olarak kabul ediliyor. Tıp dünyasının zayıf kabul ettiği kişiler ise, vücut kitle endeksi yüzde 18,5'in altında olan kişiler. Bir de vücuttaki yağ oranı çok önemli. Kadınlarda vücut yağının sekiz kilonun, erkeklerde ise yedi kilonun altına düşmesi, artık zayıflığın tehlikeli duruma geldiğinin bir göstergesidir.
YORGUNLUK SEBEBİ
* Aşırı zayıflığın riskleri neler? Vücudumuzdaki yağ dokusu bizi dış etkenlere, çarpmalara karşı korur. Çok zayıf olunduğunda, vücut dış dünyaya karşı savunmasını kaybediyor. Hastalıklara yakalanma riski artıyor. Kadınlarda adet düzensizlikleri oluşabiliyor. Kalp kasında ve buna benzer bazı kaslarda, yağ oranı düştüğü için yine zayıflamalar oluşuyor, ani ataklar, krizler görülebiliyor. En önemlisi, küçük bir rahatsızlıkta bile vücudun savunma sistemi olmadığından, hayatta kalma riski azalıyor. Ayrıca, bunların dışında kansızlık, saç dökülmesi ve yorgunluk gibi şikâyetler de görülebiliyor.
* Kilo alamamanın sorumlusu neler olabilir? Birincisi, hormonlara bağlı nedenler olabilir. İkincisi, vücutta parazit olabilir. Üçüncüsü, şeker hastalığı veya aşırı tiroit çalışması gibi nedenler olabilir. Dördüncüsü, genetik faktörlerle çocukluğunuzdan beri size yansıyan bazal metabolizma hızı ile ilgili olabilir. Bir de, bazı vitamin ve minerallerin vücutta az emilmesine bağlı olarak, yağ metabolizmasında sorunlar olabilir. Bağırsak paraziti, mide ülseri, ince bağırsak ülseri ve kanser kilo almayı engelleyen hastalıklardır.
* Kilo alamamaktan yakınan kişi hangi testleri yaptırmalı? Kişi kilo alamama probleminden yakınıyorsa, öncelikle vücudunda parazit olup olmadığını anlamak için gaita testi, tiroit testleri, açlık kan şekeri, HbA1C, şeker problemi olup olmadığını anlamak için insülin testi ve hormon tahlilleri yaptırmalıdır. Mide rahatsızlığı olup olmadığını anlamak için ise, endoskopi çektirmelidir.
* Bu kişiler nasıl beslenmeli? Öncelikle kişinin nasıl beslendiğini iyi algılamamız gerekir. Bu nedenle, ondan bir beslenme çizelgesi isteriz ki, bize gelene kadar nasıl beslendiğini iyi bir şekilde anlayabilelim. Sonrasında, vücut genel analizi için tahliller isteriz. Beslenme hikâyesi ile vücut bulgularını karşılaştırarak, aralarında bir paralellik olup olmadığına bakarız. Eğer kişi her şeyi yediği halde kilo alamıyorsa ve vücut bulgularında bir bağırsak paraziti çıktıysa, zaten sorunun cevabı çıkmış olur. Oysa, nasıl beslendiğini gördüğümüzde bulgularda en ufak bir problem yoksa, bu kez yavaş yavaş tüm besin gruplarından aldıklarını artırmaya başlarız. Bu arada kilo alımının hemen olmayacağını, uzun bir süreç olduğunu da sürekli vurgulamak gerekir.