Bugüne dek dikkatini 'sulu gezegenlere' veren uzmanlar, artık başka kimyasallarla yaşayabilen, DNA'sı bile olmayan canlıların peşinde. NASA bu komuta ışık yakıyor
Bir grup Amerikalı bilim adamını bir araya getiren bir komite, evrende temel yapıtaşı su olmayan ve yeryüzündeki bilinen canlı organizmaların dışında da tuhaf canlılar olabileceğini savundu.
Komitenin Ulusal Araştırma Konseyi'ne gönderdiği raporda, Amerikan Uzay ve Havacılık Dairesi'nin (NASA) dünya dışı canlı varlık arayışında şimdiye kadar dikkatini su barındırdığı tahmin edilen gezegenlere yoğunlaştırdığı hatırlatılarak, metan ve amonyak gibi öteki kimyasal maddelerin de hayatı destekleyebileceğine vurgu yapıldı.
Bilim adamları, insanlara tuhaf gelecek böyle canlıların DNA'ya sahip olmayabileceğini de belirttiler. Yeryüzündeki canlılar DNA'larında fosfor kullanıyor, ancak arsenikle de benzer türde yapı oluşturulması mümkün. Satürn gezegeninin uydularından Titan'da böylesi bir canlıya rastlanması yüksek ihtimal. Okyanus tabanları da bu türden canlılara ev sahipliği yapabilir. Bilim adamları, "Komitenin araştırmaları canlı organizmaların dünyadaki hallerinden başka bir formda da ortaya çıkabilir" diyor.
Flavonlar kansere karşı etkili olduğu kanıtlanan bitkisel koruyucular. Yaklaşık 4 bine yakın meyve, sebze ve bitki türünde bulunuyor. En bol bulundukları bitki türü ise meyve ise kara üzüm.
Çağımızın vebasından korunmak ve onunla savaşmak için en etkin yol doğal besinler. Birçok bitki meyve sebze türünün içlerinde barındırdıkları flavonların en bol bulunduğu meyve türü ise kara üzüm.
Günde bir salkım kara üzüm yemenin kanserden korunma konusunda yardımcı olduğu, bu hastalığa yakalananların tedavilerinde de son derece etkin rol oynadığı söyleniyor. Kara üzümde bulunan flavon miktarı 150 cıvarında Beyaz üzümde ise 30
DOMATES: Domatesin içinde bulunan likopen ve selenyum özellikle prostat, meme, kolon ve mide kanserinde koruyucu olarak büyük rol oynuyor. Bunun dışındaki bir çok kanser türü için de aynı etkiyi gösteriyor. Hastalığa yakalananların ya da risk taşıyanların özellikle günde 4-5 domates yemeleri büyük fayda sağlıyor.
HAVUÇ: Domates kadar etkili bir başka sebze ise havuç. İçerdiği betakarontenlerle havuç DNA hasarını önleyici etkiye sahip. Bu bektakarotenler, genellikle kırmızı sebze ve meyvelerde, örneğin havuçta bolca bulunuyor. Betakarotenlerin en önemli özelliği DNA hasarına mani olmaları ve vücudun direncini artırarak bağışıklık sistemini uyarmalarıdır.
FLAVONLAR: Kanserin tedavi ve korunmasında son derece etkili olduğu bilinen bir başka bitkisel madde ise flavonlar. Yaklaşık 4 bin civarında flavon deposu bitki tesbit edilmiş. Bu tür meyve sebze ve bitkileri tüketmek kansere karşı insan vücudunda doğal bir bir kalkan oluşturarak çağın vebasına karşı koruyucu etki oluşturuyor. Bunların aralarında en etkin olanları ise asmalı bitkiler.
SELENYUM: Minerallerden selenyum, prostat kanseri başta olmak üzere bir çok kanser türünden korunmada etkili rol oynuyor. Yapılan araştırmalar yüzde 40 oranında prostat kanserini azalttığını ortaya çıkardı. Bunun dışında rahim, mide, ağız içi kanser türlerinde de etkin olduğu tesbit edildi. Selenyum en az 200 ünite alındığında etkinliği artan bir mineraldir.
C VİTAMİNİ: Meyve ve sebzelerde bolca bulunan C vitamini hem kanserden korunmada, hem de yüksek dozlarda kullanılarak hastalığın tedavisinde barışla kullanılıyor.
OMEGA 3: Özellik Kuzey Denizi balıklarında bol olarak bulunan Omega 3 kanserden koruyucu özelliği saptanmış maddelerin başında geliyor. Başta meme kanseri, prostat kanseri ve kalın bağırsak kanseri olmak üzere koruyucu bir etki sağlıyor. Yeterli Omega 3 tüketilebilmesi içinde haftada en az üç kez balık yemek gerekiyor.
ya bari LOGO firması önce kendi firmalarının yaptığı programlarının sorunlarını gidersin sonra böyle birşey söylesin hergün onun firmanın programlarının hatasını düzeltmekten kafayı yiyecegim hatasız programı yok en az hatası olan programın fiyatı da 10 bin dolardan aşağı değil
Avrupa ülkeleri arasında en fazla internet kullanan ülke 50 milyon 471 bin 212 kişi ile Almanya. Türkiye ise 16 milyon internet kullanıcısı ile 7. sırada yer alıyor.
<DIV id=news_detail_content>Reklam
Dünya İnternet İstatistikleri Sitesi verilerine göre, toplam nüfusu 809 milyon 624 bin 686 olan Avrupa ülkelerinde, 314 milyon 792 bin 225 kişi internet kullanıyor.
1- Almanya 50 milyon 471 bin 212 kişi
2- İngiltere 37 milyon 600 bin kişi
3- Fransa 30 milyon 837 bin 595 kişi
4- İtalya 30 milyon 763 bin 940 kişi
5- Rusya 28 milyon kişi
6- İspanya 19 milyon 765 bin 32 kişi
7- Türkiye 16 milyon kişi
8- Hollanda 12 milyon 60 bin kişi
9- Polonya 11 milyon 400 bin kişi
İNTERNET KULLANIMI ARTIŞI EN FAZLA TÜRKİYE'DE
2000-2007 (31 Mart 2007) döneminde Avrupa'da internet kullanıcıları yüzde 199.5 artarken, bu oran Almanya'da yüzde 110.3, İngiltere'de yüzde 144.2, Fransa'da yüzde 262.8, İtalya'da yüzde 133.1, Rusya'da yüzde 664.5, İspanya'da yüzde 266.8, Türkiye'de yüzde 700, Hollanda'da yüzde 209.2, Polonya'da ise yüzde 307.1 oldu.
Türkiye en fazla internet kullanan 9 Avrupa ülkesi arasında, söz konusu dönemde internet kullanıcısının en fazla arttığı ülke oldu.
İNTERNETTE LİDER DİL İNGİLİZCE
İnternette kullanılan en yaygın dil İngilizce iken, İngilizceyi Çince ve İspanyolca izliyor. İnternette İngilizce yüzde 28.9 oranında, Çince yüzde 14.7, İspanyolca yüzde 8.9 oranında kullanılıyor.
İnternet kullanıcılarının yüzde 7.6'sı Japoncayı, yüzde 5.2'si Almancayı, yüzde 5'i Fransızcayı, yüzde 3.6'sı Portekizceyi, yüzde 3'ü Kore dilini, yüzde 2,7'si İtalyancayı, yüzde 2.5'i Arapçayı kullanıyor.
Kalbinizin kıpır kıpır olması, birini görünce ya da düşününce "küt küt" diye atması iyi bir şeydir ama iş tekrarlayan çarpıntılara gelince değişir. O zaman işi hafife almayın.
Çarpıntı bazen masum bazen tehlikeli bir belirtidir
Kalbinizin kıpır kıpır olması, birini görünce ya da düşününce "küt küt" diye atması iyi bir şeydir ama iş tekrarlayan çarpıntılara gelince değişir.
Sık tekrarlayan çarpıntılar can sıkıcı ve korkutucu olabilir. Çarpıntılarınızın sebebi zamansız ve yersiz kalp atışları veya kalbinizin gereğinden hızlı çalışması olabilir. Eğer çarpıntınız çok sık tekrarlıyorsa, beraberinde baş dönmesi, baygınlık hissi, yorgunluk, göğüs ağrısı de yaşıyorsanız kaynağının kalbinizdeki bir sorun olması ihtimali fazladır. Böyle bir durumda doktorunuzu aramakta geç kalmayın.
KALBİNİZİ NELER HEYECANLANDIRIYOR
Çarpıntı korkutucu bir sorundur ama her zaman ciddi bir kalp hastalığına işaret etmez. Bir stres reaksiyonu, korku ve endişe nedeniyle de ortaya çıkabilir. Bazı insanlarda nikotin duyarlılığı sigara içer içmez ortaya çıkan çarpıntılara yol açar. Kahve ve çayda bulunan kafein de önemli bir çarpıntı nedenidir.
Ayrıca aşırı çalışma ve yorgunluk nedeniyle oluşan çarpıntı da vardır. Aceleci insanlarda eviyle, işiyle ciddi sorunlar yaşayanlarda ya da farkına varmadığı bir sorun nedeniyle bunalıp sıkılanlarda da çarpıntı ortaya çıkabilir. Eğer sizi rahatsız edecek bir çarpıntı ile karşı karşıyaysanız, ilk önce fazla miktarda kahve, çay, alkol tüketimi ya da ruhsal bir problemden mi kaynaklandığını araştırın. Paniğe kapılmayın. Kilo fazlalığı sorununuz varsa zayıflayın. Eğer nöbetler halinde gelen çarpıntılardan yakınıyorsanız nöbet anında aşağıdaki manevralardan yararlanmaya çalışın. Daha sonrası için doktorunuzdan bir randevu almayı da unutmayın. İşte çarpıntı atağını savuşturmada kullanılabilecek başlıca yöntemler:
- Derin ve güçlü bir şekilde öksürün.
- Ikınma manevrası yapın.
- 20-30 saniye kulağınızı ve burnunuzu kapatarak üflemeye çalışın.
- Soğuk ve buzlu bir içecek için veya ellerinizi çok soğuk suyu ile doldurulmuş bir kaba daldırın.
ALTTA YATAN SORUNLARA DİKKAT
Kalp çarpıntıları sık tekrarlıyorsa bir tıbbı yardım gerekiyor demektir. Çünkü özellikle yaşlı insanlarda çarpıntılar "atriyal fibrilasyon" gibi ciddi bir sağlık sorunundan kaynaklanabilir, bir ilaç yan etkisi olarak ortaya çıkabilir, "kan basıncında yükselmeye işaret edebilir", "gizli kalmış bir kalp hastalığının" belirtisi de olabilir. Uzun süren kalp çarpıntılarının, "tiroit bezinin aşırı çalışmasından" da kaynaklanabileceği biliniyor.
"Şeker hastalarında" da çarpıntı sık görülüyor. "İdrar söktürücü ilaçlar" gibi bazı ilaçlar da çarpıntıya yol açabiliyor. Çarpıntı problemi çoğu kez önemli bir sağlık sorununa işaret etmez ama tekrarlayan, sıklaşan ve yoğunlaşan bir şikáyet altına geldiğinde dikkat etmekte fayda var.
ya ben farklı bir faidesini biliyordum bir kabın içine kola boşaltın içine bir parça çiğ et atın bir gün öyle kalsın daha sonra bakın et nasıl param parça olmuş olacaktır
Ya gerçi hiç bağımlısı değilim yıllarca içmesem aklıma gelmez içenler düşünsün