Gül_yarasi

Gül_yarasi

Üye
05.07.2009
Yüzbaşı
25.413
Hakkında

  • Ssk İstirahat Parası - Ssk Rapor Parası Alımıyla İlgili İşlemler Nelerdir -Ssk İstirahat Parası İçin Hangi Belgeler Gerekir



    Ssk Rapor Parası Alımıyla İlgili İşlemler:

    * Hastane tarafından rapor alan işçilerin işlemlerinin bir an önce yapılabilmesi için söz konusu raporlar üç iş günü içinde posta yoluyla sigortalının tabi olduğu sigorta müdürlüğüne gönderilir. (İşlem yoğunluğuna göre bu süre uzayabiliyor.)

    * Aldığınız raporun bir nüshasını işyerinize, gerekli işlem ve kayıtların tutulması için vermelisiniz,

    * İstirahatın başlangıç tarihinden itibaren geriye doğru 120 gün prim ödeme gün sayısı ve prim ödeme halinin devam edip etmediğini gösterir, işveren veya yetkili personel tarafından eksiksiz düzenlenmiş damgalı, imzalı vizite kağıdı (ek olarak gönderilmek üzere hastanenize teslim etmeniz gerekmektedir.)

    * İşyeri beyanı (sigortalının hangi tarihte çalışmadığını ve hangi tarihte işbaşı yaptığını gösterir internet kaydı, işyeri tarafından işlenecektir.)

    * Tüm belgeler tamam olduğunda sigorta müdürlükleri bu belgelere istinaden sigortalıya en yakın olan PTT şubelerine istirahat parasını gönderir.

    * Sigortalı İstirahat parasını PTT şubesinden alır. İstirahat Parasını İnternet üzerinden sorgulayıp öğrenebilirsiniz: İstirahat Parası Sorgulaması Yapmak İçin: saglik.ssk.gov.tr Konu ile ilgili Sosyal Güvenlik Kurumu Alo 170 Kayıtdışı İstihdam ve Sosyal Güvenlik Bilgi Hattına danışabilirsiniz.
#08.08.2010 22:06 0 0 0
  • Cenaze Ödeneği Nereden Alınır - Cenaze Ödeneği Nasıl Alınır - Cenaze Ödeneği Hangi Belgeler Gerekir



    Cenaze Ödeneği İçin Nereye Başvurulur:

    Aşağıda bahsedilen şekilde ve belgelerle birlikte bağlı bulunduğunuz SGK İl/Merkez Müdürlüklerine müracaat edilmesi gerekmektedir.

    Cenaze Ödeneği Hangi Hallerde Alınır:

    * İş kazası veya meslek hastalığı sonucu ölen,

    * Sürekli iş göremezlik geliri, malullük veya yaşlılık aylığı almakta iken ölen,

    * Kendisi için en az 360 gün malullük, yaşlılık ve ölüm sigortası primi bildirilmiş iken ölen, sigortalıların ailesine verilmektedir.

    En az 360 gün prim bildirilmiş iken ölen sigortalıya verilecek cenaze ödeneğinde vefat tarihinde sigortalı olma şartı aranmaz.

    Cenaze Ödeneği Kimlere Verilir: Cenaze ödeneği sigortalının eşine, eşi yoksa çocuklarına, o da yoksa ana veya babasına, o da yoksa kardeşlerine verilir. Cenaze bu kişiler dışında farklı gerçek veya tüzel kişiler tarafından kaldırılmışsa, belgelenmesi durumunda masraflar bu gerçek veya tüzel kişilere ödenir.

    Cenaze Ödeneği İçin Başvuru Nasıl Yapılır: Cenaze ödeneği için ölüm tarihini belirten bir dilekçe ile kuruma başvurulması gerekmektedir. Sigortalının ölüm tarihi nüfus kütüğüne kaydedilmemişse, dilekçeyle birlikte sigortalının ilgili makamlarca usulüne uygun ölüm tarihini gösterir belgenin kuruma verilmesi gerekmektedir.

    Cenaze Ödeneği Alabilmek İçin İstenen Gerekli Belgeler:

    * Hak sahiplerince ölüm tarihini belirten bir dilekçe,

    * Ölüm tarihini belirten ilgili makamlarca usulüne göre düzenlenen defin ruhsatı, ölüm tutanağı vb belge.
#08.08.2010 22:01 0 0 0
  • İsilik Nedir - İsilik Neden Oluşur - İsilik Tedavisis - İsilik Hakkında



    İsilik nedir?

    İsilik ya da sıcak döküntüleri bir ya da iki aylık bebeklerde sıkça rastlanan bir sorundur. İsilik, derideki küçük ter bezi kanalları olan gözeneklerin tıkanması sonucu ortaya çıkan deri döküntüleridir. Bu döküntüler sıcak havada ya da bebeğin aşırı sıcak ortamda bulunması halinde daha da artabilir. Çeşitli şekillerde olabilir. Daha hafif olan isilik küçük ve kolayca patlayıp ince pullar oluşturan su kabarcıkları halinde görülür. Daha ağır vakalarda, kaşıntılı ve su toplayan kırmızı döküntüler oluşabilir. Bu döküntüler sıcakta karıncalanma veya kaşınma hissi yaratabilir. Döküntü birkaç gün sonra kaybolur, ancak

    yineleyebilir.



    Nerelerde oluşur?

    İsilik en yaygın olarak alın, yanaklar, gözkapakları ve bazen de burunda oluşur. Ayrıca, bel lastikleri gibi giysi malzemelerinin ter bezlerini tıkadığı yerlerde de görülebilir.



    Nedeni nedir?
    Yaşamın ilk birkaç ayında bebeklerin ter bezi kanalları çeşitli şekillerdeki isilik ya da sıcak döküntülerine neden olacak biçimde kolaylıkla tıkanabilir. Aşırı nemlendirici kullanma ve dar giysiler gözenekleri tıkayabilir. Sabun ve deterjanlar sorunu daha da artırabilir. Bazı isilikler mantar enfeksiyonundan kaynaklanabilir.
#08.08.2010 21:54 0 0 0
  • Çoçuklarda Kıl Kurdu - Kıl Kurdu Nasıl Bulaşır - Kıl Kurdu Nasıl Tedavi Edilir


    Bulaşma kaynağı: Genellikle kirli sulardan, iyi yıkanmamış sebzelerden, parazit bulaşmış musluklardan, parazit yumurtalarının döküldüğü çarşaf ve çamaşırlardan bulaşır.Sık görülen belirtileri: Burunda, makatta kaşıntı, karın ağrıları, geçici ishaller, her zamankinden daha kokulu, daha yumuşak veya keçi pisliği gibi dışkılama, şiddetli gaz dönemleri,iştahsızlık veya aşırı eme(ama

    kilo alamama), sabah bulantıları, diş gıcırdatma, ağız kokusu, vücutta kaşıntılı döküntüler, ağız çevresinde soluk bölgeler. Bu belirtilerden 2 veya daha fazlası bulunan kişiler gaitada parazit tahlilini yaptırmalı,çıkmasa da üstüste tekrar baktırmalıdır. (Bu parazitte bant yöntemiyle yapılan tahlilden daha çok sonuç alınmaktadır.)Doktorun verdiği tedaviyi aynı evde oturanlarda aynı zamanda uygularsa tedavi daha başarılı olur.Aksi halde sürekli birbirinlerine bulaştırarak tedavileri

    imkansızlaşır. İlacın alındığı gün mümkünse; çarşaf çamaşır kaynatılırsa (makinanın 90 derecesi yeterli değil,100 derece gerekiyor), iç çamaşırlar kızgın ütüyle ütülenirse tedavi başarısı artar.

    Tırnaklar kısa tutulmalı, dışkıya el sürülmeden temizlik yapılmalı, umumi musluklarla fazla temastan kaçınılmalı,mümkünse sıvı sabun kullanılmalıdır.Musluk sularını içmekten kaçınmalı,temiz ya da kaynatılmış sular içilmelidir.Lokantalarda verilen iyi yıkandığı şüpheli yeşillikler,meyvalar yenmemelidir.Parazit şikayetleri geçmiyor, sık sık tekrarlıyorsa tedavide ya da önlemlerde bir

    aksama olmuştur. Tedaviyi sık sık tekrarlamak gerekebilir.Bu nedenle şikayetler sürüyorsa 3 haftadan sık olmamak şartıyla doktora tekrar başvurmak gerekir.
#08.08.2010 21:49 0 0 0
  • Kıl Kurdu - Kıl Kurdu Hastalıgı Belirtileri - Kıl Kurdu Hastalıgı Hakkında - Kıl Kurdu Hastalıgı Tedavisi



    Belirtiler*
    - Geceleri makatta şiddetli kaşıntı;
    - Uykusuzluk, huzursuzluk, tedirginlik;
    - Mide ve bağırsakta hafif belirtiler.

    Bu kurtların tek konağı insandır. Bağırsakların alt kısmında yaşarlar. Geceleri dişi kurt makattan dışarı çıkar, çok sayıda yumurta bırakır ve ölür. Birkaç saat sonra bu yumurtalar diğer kimselere yayılır veya aynı kimseye eller, yiyecekler, içecekler yoluyla tekrar ağızdan girer. Yutulan yumurtalar bağırsaklarda çatlar ve aşağı doğru ilerler. Tüm çark 3-4 hafta sürer. Yumurtalar 2-3 hafta yaşar. Bu kurt yetişkinlerden daha çok çocuklarda görülür.

    *Teşhis
    En önemli bulgu.özellikle geceleri makatta şiddetli kaşıntıdır. Ancak bazı hastalarda herhangi bir şikayet olmayabilir. Kıl kurdu.makat bölgesinde yumurtalarının bulunmasıyla teşhis edilir. En güvenilir yöntem, kaşınan makat bölgesine bir parça bant yapıştırılması ve ardından bu bantin mikroskopta incelenmesidir.Bu yöntem, hastalar henüz dışkılamadan ya da yıkanmadan, sabahlan uygulanmalıdır.

    *Kıl Kurdu Enfestasyonu Ne Kadar Ciddidir? Bu enfeksiyon oldukça rahatsız edicidir, ancak ciddi değildir ve kolayca tedavi edilebilir.Buna rağmen sık sık nükseder.

    *Tedavi* Şikayetleri olan kişiler.aile fertleriyle birlikte tedavi edilmelidir. Ayrıca makatlarını kaşımamalı ve her dişkilama sonrası ellerini ve hastalığı yaymamak ve nüksetmesini önlemek üzere çarşaflarını yıkamalıdırlar.

    *İlaç Tedavisi* Mebendazol gibi uygun bir ilaçla tedavi, oldukça etkilidir.
#08.08.2010 21:40 0 0 0
  • noimage



    Ey şâir; hazırla yârelerini Acıların uçurum kenarı, ulaş Sevgili'ye Yarasız

    gidemedim Yâr'e Dalga sesleriyle kıyılarımı çarptım...
#08.08.2010 17:00 0 0 0
  • Ey dilsizliğimin dile gelen sevda cümlesi şiiri - Ey Dilsizliğimin Dile Gelen Sevda Cümlesi



    Senden başka hangi yürek
    Kadavra hükmündeki bedenimi tazelerdi ki;
    Hangi göz,
    Bir kez bile dokunmadığı kirpiklerim için
    İsmailin boğazına sürülen bıçağa canını sürerdi ki ;




    Ey dilsizliğimin dile gelen sevda cümlesi

    Sonda söyleyeceklerimi en başta söylüyorum. Bu satırları okurken ne olur ağlama birtanem. Ağlama diyorum çünkü bu yazıları yazarken kirpiklerim yağmurlara sırtını dayayıp yeterince kızardı. Sende biliyorsun ki, sonsuzluğun arifesindeyim. Her ne kadar içimde umut ellerini Elif'e uzatıp dua' ya saf tutmuş olsalar da korkuyorum.. Korkularımı en iyi anlarsın. Ölmekten değil, seni bensiz bırakmaktandır korkularımın öznesi. Sen ki bensiz yaşayamazsın..Sen ki bensizliğin içinde kanar, dilsizliğin içinde bana / karatoprağıma koşarsın. Adım gibi eminim, şimdi bu satırları okurken kızacaksın bana. Kızmakta haklısın da..Ama ne olur beni de anla..Sonbahar üşümelerini bilirsin sen. Üşürüyorum be can, üşüyorum. Dizlerimin feri, sözlerimin rengi yok adeta. Ve yine adım gibi eminim ki bu içimdeki ürpertileri kendine mal edeceksin. Bu üşümelerin tek müsebbibi olarak kendini tarif edeceksin..Oysa dilsizliğimin, yoksa renksizliğimin sebebini sen benden daha iyi biliyorsun. biletim elimde. Dönüşü var mı bilmiyorum uzun bir yolculuk velhasıl..Ellerinin içinde gezinen yüreğimin sana kavuşması var mıdır ki. Sana koşmak elimde rengarenk balonlarla. Senin ellerinde ise mavi bilyeler. Off..Ağırlığımca hüzün basıyor teler. Onca derdin arasında bir de bu dönüşü bilinmeyen yolculuk..Umutsuzluk mu içimdeki sayıklamalar..Yoksa sonsuzluğa yaklaşmanın ağır yükü müdür sırtımdaki cümleler ? Bilemediklerimin arasından ayıkladığım bildiklerim var; bende adın kadar umut, yüreğin kadar hayat var..Sonsuzluğumsun sen benim..

    Ey cüzzamlı hayatımın en değerli hediyesi..

    Durma ağla.. Ama ben kadar değil..En çok benim gözlerime yakışır yağmur. Şimdi ağlamayı bırak sarıl bana. (D)üşüyorum. Dağılıyorum tesbihin taneleri gibi. Topla sende beni. Bana vaat edilen bıçakları sustur yüreğinle. Vazgeç ; varlığım yetmiyor İsmail ; cümlelerini. Bir dilim nefesinden ver bana / yetinmesini bilirim.Ve bu hayatta bulunduğum yeri biliyorum Çünkü ben ki bu hayatta senin adın genişliğinde büyüyorum. Vazgeç sorgulardan. Kendinle savaşmayı bırak. Faili meçhul cinayetleri üstlenmen yetmedi mi daha ? Kaç canın var ki kendine ölümlerden ölüm beğenmekle meşgulsün ? Kaç düş''ün kaldı daha kendi sapanınla vurmadığın ? Kaç gülüşün kaldı kendi acınla öldürmeye kalkıştığın ? Bana gözlerindeki huzur yeter sevgili. Bırak dudaklarında ateş yarım kalsın. Bana bir dirhem umut sun. Senden gayrisi teferruat bana..Şunu unutma ki sevgili; kendini öldürmekle itham ediyorum seni. Her ne kadar gizlesen de kendini ; kendinle ; öldürmeye yelteniyorsun.. Devam et kendini hayattan soğutmaya. Devam et kendini acımasızca vurmaya. Bil ki; sen kendi mezarını kazıyorum bilirken ne yazık ki beni gömüyorsun ellerinle..Kendini öldürmüyorsun, beni tüketiyorsun. Ne çabuk unuttun be can, benim senden ibaret olduğumu. Madem ölmek istiyorsun, iki kişilik kaz mezarlarını. Ya hiçliğe beni de kat ya da senle yaşamanın huzurunu kendine ispat et. Çünkü başlangıcı hüzün olan yüreğimin sonu senin gibi yüreğe nasip olsun..Hani ; hayırlı ölüm nasip et Allahım ; diye dualar edilir ya; beni duana kat ya da kendinle beraber beni de öldür..Sonum olsun ellerin


    Biz. İkimiz. Senle biz. Hayat denilen toprağın umuda bakan filiziyiz. Bize / sevdamıza nice insan masal diyecek. Kimisi de düşlere bizi çizecek. Lakin anlattıkları hiçbir cümle bizden alıntı yapamayacak. Çünkü hayatın hiçbir karesinde masaldan alıntı yapılamaz. Hayat sadece yaşanır. Yazılmaz Bilirim ki, bu sevda için kurban istenirse bıçak dayanacağı yeri bilir. Bilirsin ki bıçak en çok İsmailin boğazına yakışır. Ölmekse bu uğurda bırak arkaya kalmayayım. Ben ki bir gülü Elif tazeliğinde umuda ; büyütmekle vazifeliyim. Sonuna kadar savaşacağım. Bana biçilmiş kefenleri harf harf yırtıp sevdana bağdaş kuracağım. Sonra dua dua Elif diyarında ; Nun a divan duracağım.işin dönüşü sanadır sevgi Susmayı değil, ben sende yaşamayı koşacağım..Hadi sen şimdiden şehrinin otogarında beni bekleyeceğin yeri belirle..Bu gidli. Ezberindeki tüm nakaratları doya doya dinleyeceğim senden. Bilmediğim / gezmediğim Cenneti gözlerinde tahayyül ettir. Çünkü sen benim üç kelime sığdırdığım mutluluğumsun

    Hadi durma. Yüreğinin çekmecesinde saklı duran kelimelerini çıkar yerinden. Düş dört yol ağzı cümlelere. Adını devir cümlelerimin bir özne boşluğuna..Yak tüm gemileri. Tutuştur tüm hüzünleri. Varsın yansın tüm replikler. Hadi gamzelerinde biriktirdiğin sıcak gülüşlerini sun musalla soğuğu ellerime. Avuç içlerime doldur saçlarının düşen yanlarını. Sonbahar yanını bana bırakmayı unutma sakın. Ya biz hayata ikimiz olarak geçmeliyiz ya da biz seninle yan yana ölmeliyiz. Susacak mıyız yoksa yaşayacak mıyız bilmiyorum ama gözlerindeki hayatı seviyorum ben. Susarsak da dilimizdeki istiflediğimiz tüm kelimeleri sonsuzluğa bırakır, ölümsüzlüğe koşarız.
#08.08.2010 16:27 0 0 0
#07.08.2010 21:04 0 0 0
#07.08.2010 20:24 0 0 0
#07.08.2010 20:21 0 0 0
#07.08.2010 20:17 0 0 0
#07.08.2010 20:09 0 0 0
#07.08.2010 20:05 0 0 0
  • Bakara Suresinin Anlamı Hakkında - Bakara Suresinin Tefsiri - Bakara Suresinin Meali



    Yüceler Yücesi Rabbim kur'an da bizlere verdiği örneklerle hayatımıza güneş gibi ışık tutmakta ve yol göstermektedir, yeter ki onu anlayarak okuyalım ve aklımızı birazcık kullanalım yeter. Bugün sizlere iki ayeti Kurandan hatırlatmak istiyor ve üzerinde birlikte düşünmeye davet ediyorum. Yaratan Kur'anda verdiğim her örnekte bir hikmet ve dersler olduğunu hiçbirisinin boşuna söylenmiş sözler olmadığını anlatır. Her devirde insanların başına gelen olayları örnek verir ve bizlerinde bu olaylardan kendi yaşadığımız dönemler için dersler çıkarmamızı ister. Şimdi sizlerle paylaşmak istediğim şu iki ayeti lütfen çok iyi okuyun ve günümüz İslam âleminin içinde bulunduğu durum ile karşılaştırınız.

    Bakara 78. Onlardan bir kısmı ümmidir. Kitabı bilmezler; (bildikleri) bir sürü asılsız şeylerden başkası değildir ve yalnızca zannederler.

    Bakara 79 Yazıklar olsun o kişilere ki, Kitap'ı kendi elleriyle yazarlar da sonra onunla basit bir karşılık satın alsınlar diye, "İşte bu, Allah katındandır!" derler. Vay haline onların, ellerinin yazdıkları yüzünden! Vay haline onların, kazanıp durdukları yüzünden.

    Yukarıdaki ayetleri okuduğunuzda sanırım çok şeyler geldi aklınıza. Hemen ilk ayete bakalım acaba ne demek istiyor. Bir kısım insan vardır kurandan habersiz bu gurubun nasıl iman ettiğini Rabbim kızarak anlatıyor adeta. Gönderilen kutsal kitaplara danışmadan onlardan uzak, ona müracaat etmeden başkalarından öğrendiği yalan yanlış bilgilerdir onlar diyor ve rivayetlere yani kulaktan dolma şeylere inanırlar diyerek, yanlış yolda olduklarını anlatıyor bizlere. Bakın ayetin sonunda, onlar sadece zannederler yani sanıya iman ederler diyor, Allah bizleri böyle durumlardan korusun. Bugün belki elimizde kur'an var, ama onda her şey yoktur o özet bilgidir, sizler kur'anı anlayamazsınız onu veli insanlar anlar dediklerinde, kur'ana müracaat etmeyip beşerin asılsız, delilsiz kitaplarına uyarak aynı şeyi yapmıyor muyuz?

    Peki, bizler günümüzde bu ayetlere gözlerimizi kapadığımızın farkında mıyız? Kur'anı anlayarak okumayan toplumların sonunu ayet o kadar güzel anlatıyor ki, söyleyecek bir şey bulamıyorum. Bizlere İslam ı öğrettiğini söyleyenler neler söylüyorlar hatırlayınız? Hangi kitaplara yönlendirdiler bizleri kur'ana mı? Kur'anda her şey yoktur o özet bilgidir, Kur'anı her kez anlayamaz onu veli kişiler anlar diyerek, birde sakın Arapça dışında kendi dilinden okuma günaha girersiniz, sevap kazanmak istiyorsanız anlamasanız da Arapçasından okuyun, Allah size sevap yazar demediler mi? Tüm bunları söyleyenler ve İslam ı Allahın dini olmaktan çıkaranlar, huzuru mahşerde hesap vereceklerdir.

    Şimdide bakara 79. ayeti hatırlayalım, acaba Rabbin burada bizlerin ibret almasını istediği konu ne olabilir. Ayetten can alıcı noktayı alıntı yapalım. (Kitap'ı kendi elleriyle yazarlar da sonra onunla basit bir karşılık satın alsınlar diye, "İşte bu, Allah katındandır!" derler.) Sanırım bu tür olaylar yüzyıllardır devam ediyor, çünkü bu sözler günümüzdeki bugün yaşadığımız ve bizlere dayattıkları İslam'ın ta kendisini anlatıyor. Yüce Rabbim bizlerin yöneleceği ve sarılacağı kitabın kur'an olduğunu söyler birçok ayetinde. Hiçbir velinin ardına düşmeyin sizin iman adına güvenilecek tek veliniz benim der. Ama birileri yazmış elleriyle, yazmaz olasıcalar, Rabbin sözleri ne tamamen ters, hiç bahsetmediği konularda hükümler bile vermişler hiç korkmadan. Peygamberimize iftira da atmışlar peygamber sözüdür diye. Birde söylüyorlar tıpkı ayetteki ikazda olduğu gibi, Rabbin olmayan sözlerini KURANDANDIR DİYE. Korku yok taşlaşmış kalplerde, duymuyor kulaklar mühürlü, gözler perdeli. Kuran ışığından, rehberliğinden nasipsiz bir toplum olmuşuz, birde biz Müslümanlarız diyoruz. Rabbin verdiği bu ayeti ve onlarca ayeti görmezden geliyor, uyarsan bile, beşerin sözleri kuran ayetlerinin üstüne çıkmış, siz sünnet inkârcısı mısın diyorlar uyaranlara. Anlatması çok zor kapatmışlar gözlerini, tıkamışlar kulaklarını bunu söyleyenlerin, kuran inkârcısı olduğunu anlatamıyoruz ne yazık ki kendilerine. Hâlbuki peygamberimiz asla kur'an dışına çıkmamış, ona iftira attıklarının bile farkında değiller. Söyledikleri sözler bir rivayete göre diye başladığının farkında olmadan, kuran ile eş tutar olmuşlar. Hâlbuki Rabbim nasıl uyarmıştı bizleri? (bütün bildikleri birtakım kuruntular, kulaktan dolma şeyler dir, onlar sadece zannediyorlar.) Rabbim Kuranı ben koruyorum diyor, sormuyorlar mı emin olmayan, bir rivayete göre diye başlayan sözleri kimler koruyor ve Rabbim adına garanti verebiliyor? Elbette kimse veremez, ama ah bunu bir görebilselerdi. Elbette kur'an dışından da her doğru bilgiye sahip çıkmalı ve yararlanmalıyız, ama dikkat edip kur'ana uyan sözleri alıp hurafeleri aradan çıkarmalıyız. Bu yolu bizlere peygamberimiz öneriyor hatırlayınız.

    Dileğim Rabbimden kuran gerçeklerini artık görebilelim. Bizlere rehber olsun diye gönderdim dediği kitaba yaptığımız saygısızlıktan artık vazgeçirsin bizleri inşallah. Allah sorumlu olacağımızı söylediği kitaba karşı, orada her şey yoktur, o özet bilgidir, İslam ı öğrenmek için fıkıh kitaplarına ihtiyaç vardır, bizler kur'anı anlayamayız, veli insanlar anlar demekten artık inşallah vazgeçeriz. Rabbim velilerin ardına düşmeyin dediği halde gözlerimizi kapatıp kafamızı kuma gömmeye devam mı edeceğiz? Aklımızı birilerine teslim etmekten artık vazgeçelim. Rabbin söylediği gibi kendimiz düşünelim, yoksa kiraya verdiğimiz aklı bir daha yerinde bulamayabiliriz onu da bilelim. Rabbim yardımcımız olsun. SAYGILARIMLA Haluk GÜMÜŞTABAK.
#07.08.2010 17:38 0 0 0
  • Dinimizde Yasaklı Olan İsimler - İslamiyette Yasaklı Olan İsimler - Kuranda Yasaklı Olan İsimler


    Peygamberimiz s.a.v'in yasakladığı isimler

    SANEM (senem)
    Put,cok guzel kadin.Peygamberimiz in yasaklamis oldugu isimlerdendir.

    SAMED :ALLAH'in isimlerini tek basina isim olarak kullanilmasini yasaklamistir.
    Samed yerine Abdussamed seklinde kullanilabilir yalnizca(Abdulkerim,Abdulkadir,Abdurrahim vs)

    ALLAHu Tealanin en sevdigi ve Peygamberimizin tavsiye ettigi isimler (Abdullah ve Abdurrahman'dir)

    SUVEYDA: Kalbin ortasinda var kabul edilen siyah nokta.Tohumun ortasinda bulunan tanecik
    Kalpteki gizli günah.Isim olarak kullanilmasi uygun degildir.

    Peygamberimiz(s.a.v) anlami guzel olmayan,cehennemi cagristiran isimleri de yasaklamistir.

    ASIYE:Asi olan karsi gelen ,itaatsiz

    ALEV:Cehennemi cagristiran bu ve benzeri isimleri de yasaklamistir.örneğin; ates,kirmizi,sari ,alev

    Ayrica ;dikkat ceken kirmizi ,sari ve bunlara benzer renkte kiyafet giyilmesini de yasaklamistir.

    ABDULESED:Arslanin kulu .Peygamberimizin yasakladigi bir isimdir.

    KEZBAN: Yalanci

    Bir hadis-i Serifte :

    Sizler kiyâmet günü kendinizin ve babalarinizin adlari ile cagirilirsiniz. Öyle ise cocuklariniza güzel isimler veriniz."buyurmuslardir. (Hadîs-i serîf-Ibn-i mace)
#07.08.2010 17:28 0 0 0
#07.08.2010 12:14 0 0 0
  • Vajinal Mantarın Oluşma Sebepleri - Islak Mayo Giymenin Zararları - Denize Girmenin Zararları Nelerdir



    Serinlemenin en güzel yolu bol bol suya girmek. Ancak uzmanlar uzun süre ıslak mayo ile kalmanın erkeklerde prostata, kadınlarda ise sistite neden olduğu konusunda uyarıyor


    Sıcaklar bastırdıkça pek çok kişi soluğu denizde alıyor. Ancak deniz keyfinden sonra ıslak mayoyla dolaşmak hastalıkları da beraberinde getiriyor. Alman Hastanesi'nden Üroloji Uzmanı Op. Dr. Arman Çekmen, deniz suyunun soğuk olması ve ıslak mayoyla dolaşma süresinin uzun olmasının özellikle 45 yaş üzerindeki erkeklerde prostat büyümesi riski oluşturduğunu söylüyor. Islak mayo ile dolaşmanın genital bölgede mantar enfeksiyonlarına da yol açabileceğini belirten Dr. Çekmen, mayoların hava almayan kumaşlardan yapılmış olmasının da bu enfeksiyonlarda önemli rol oynadığını vurguluyor. İç çamaşırlarının da hava alan cinsten, özellikle pamuklu kumaştan olanlarının tercih edilmesinin sağlık açısından önemine değinen Dr. Çekmen, testisleri yukarıda toplayarak sarkmayı önleyeceğinden, erkeklere slip tarzı iç çamaşırı giymelerini öneriyor. Islak mayo kadınlarda da sistite, yani idrar torbası ve idrar yolları enfeksiyonuna zemin hazırlıyor. Dr. Çekmen, sudan çıktıktan sonra acilen ıslak mayonun kurusuyla değiştirilmesi gerektiğini vurguluyor.



    HEMEN MAYOYU DEĞİŞTİRİN

    Denizden ya da havuzdan çıktıktan sonra rüzgarın da etkisiyle genital organda ödem oluştuğuna dikkat çeken Dr. Çekmen, "Kadınlarda anatomik yapı nedeniyle idrar torbasından sonra dışarıya idrar çıkış kanalı oldukça kısadır. Erkeklerde bu çok daha uzundur ve enfeksiyon kapma riski de bu nedenle azalır. Kadınlarda üşütme de havuzdan çıktıktan sonra ıslaklığa dikkat edilmemesi durumunda çok görülür" diyor. Vücut dirençleri düşük olan çocukların da kesinlikle ıslak mayo ile dolaştırılmaması konusunda aileleri uyarıyor.



    VAJİNAL MANTAR OLUŞABİLİR

    Havuzun vajinal mantar problemine yol açtığını belirten Dr. Çekmen, bunun sanılanın aksine havuzdan bulaşma yoluyla değil, havuz suyundaki klorun vajen florasındaki yararlı bakterileri öldürmesi sonucu var olan mantar sporlarının aktif hale gelmesiyle oluştuğunu açıklıyor. Bu nedenle havuzdan çıktıktan sonra mutlaka duş alınmasını öneriyor. Dr. Çekmen, deniz suyunun enfeksiyona yakalanmak açısından havuzdan daha az zararlı olduğuna da değiniyor.
#07.08.2010 12:01 0 0 0
  • Ağır kanamalarda Yapılması Gerekenler Nelerdir - Kanamalarda Yapılan İlkyardım Hakkında



    Ağır kanamalar

    Bilhassa kol ve bacaklarda meydana gelen ağır yaralanmalarda atardamarlarda büyük delikler açılır. Bu deliklerden fışkıran kanı basit usulleI'le durdurmak mümkün değildir. Müdahale edilmediği yani kan akışı durdurulmadığı takdirde hasta kan kaybından dolayı önce şoka sonra da komaya girerek hayatını kaybeder.

    Dikkat: Burada tarif edeceğimiz kan durdurma usulü, kazazedeyi doktora yetiştil'ineeye kadar meydana gelecek olan kan kaybını önlerneyi hedef almaktadır. Kan durdurucu bandajı veya turnikeyi uzun zaman yerinde tutmak çok tehlikelidir. Yarım saati geçen durumlarda kan alamayan bölgedeki dokuların ölmesi ve kangren olması ihtimali vardır. Bu sebeble kazazedenin doktora yetiştirilmesi geciktiği takdirde her yarım saatte bir bandajın açılarak bir iki dakika müddetle yaralı organa kan akışı sağlanmalıdır. Sonra bandaj tekrar sıkılarak fazla kan kaybı önlenmelidir.

    Nasıl Yapılacak?
    - Kol ve bacaklarda kan durdurucu bandaj tek kemik olan yere uygulanmalıdır. Kollarda dirsek ile omuz arası; bacaklarda diz ile kasık arası tek kemik olan yerlerdir.
    - Buna göre bandajı yaranın üzerine değil; yarasız olan yukarı kısmına uygulamış oluyoruz.
    - Bandaj olarak bir lastik hortum veya elastiki bir kablo parçası kullanabiliriz. Her ikisinin de çapı bir santim civarında olmalıdır. Daha kalın ve daha incesi kanamayı durdurmakla beraber dokulara zarar verecektir.
    - Bunların bulunmadığı durumlarda bel kayışı, rulo haline getirilmiş bir mendil veya gaz bezi de aynı işi görebilir.
    - Bandaj kullanmayı bilmeyenler yani bu işte tecrübesi olmayanlar ya korku ile gevşek tutacak veya garanti olsun diye gereğinden fazla sıkabileceklerdir.
    - Eğer bandaj olarak kullanacağınız malzeme el altında değilse yani bulunması zaman alacak ise; bir kişi bandaj temin etmeye çalışırken bir diğeri iki elini halka şeklinde tek kemikli yerin üzerine geçirip sıkmalıdır.
    - Bandaj malzemesi temin edilince, malzeme tek kemikli bölge üzerine bir defa dolanıp tek düğüm atıldıktan sonra yavaş yavaş sıkılır. Kan akışının durduğu yerde sıkmaya son verilerek ikinci düğüm atılır. Eğer kan akışı tekrar başlarsa; ikinci düğüm atılırken farkında olmadan bandaj gevşetilmiş demektir. İkinci düğüm açılmalı ve kan akışı duracak kadar sıkıldıktan sonra (gevşemesine izin vermeden) tekrar düğüm atılmalıdır.


    TURNIKE USULÜ:
    Ağır atardamar kanarnalarını durdurmanın bir diğer yolu, turnike uygulamaktır. Bunun için genişce (8-10 santim) ve organı iki defa dolandıktan sonra bağlanabilecek uzunlukta bir sargı bezi kullanılmaktadır. Buna "kravat sargı" adı verilmektedir.

    Nasıl Yapılacak ?
    - Kanayan yara üzerine birkaç defa katlanmış bir gaz bezi veya iki-üç defa katlanmış temiz bir mendil koyunuz.
    - Kravat sargıyı gaz bezinin üzerinde iki defa doladıktan sonra zıt istikametinde bir düğüm atınız.
    - Düğümün üzerine oklava veya benzeri bir sopanın ucunu koyup sıkıca düğümleyiniz.
    - Sopanın boşta kalan ucundan tutup çeviriniz. Kanama duruncaya kadar çevirmeye devam ediniz. Gereğinden fazla çevirmeyiniz.
    - Bundan sonra sopanın serbest ucunu (sopa organa paralel duracak şekilde) herhangi bir sargı ile organın üzerine tutturunuz.

    DİKKAT: Turnike de bandaj usulünde olduğu gibi uzun zaman bekletilmemelidir. Her 20 dakikada bir, yara üzerindeki gaz bezine elle bastırarak, turnike açılmalı ve yaralı organa kan deveranı sağlanmalı; eğer kanama devam ediyorsa aynı şekilde tekrar bağlanmalıdır. Kanama durmuş ise, turnike çıkarılmamalı fakat gevşek bir şekilde sarılmalıdır. Eğer gevşek sargı altında kanama tekrar başlarsa, sopayı kanama duruncaya kadar çevirip yerini tesbit etmelidir.

    NOT: Turnike ve bandaj uyguladığınız saati kaydedip bunu doktora söyleyiniz

    DİĞER KANAMALAR:
    Kol ve bacakların dışındaki organlarımızda meydana gelebilecek kanarnaları durdurmak için, kanama şiddetli olmadığı takdirde, yaranın üzerine steril bir gaz bezi konarak fazla sıkmadan sarılır. Sargı usulü ile kanama durdurulamaz ise, bu sefer kanamayı besleyen damar üzerine parmakla bastırmak gerekecektir. Kanama duruncaya kadar bastırma işine devam edilmelidir.



    BASTIRMA NOKTALARI:
    1- Alında, göz hizasının üzerinde, olan kanarnalarda parmakla bastırılacak nokta kulağın ön kısmıdır.
    2- Eğer kanama göz hizasının altında yani yanakta ise, alt çene kemiğinin köşesinden 2-3 cm ileriye parmakla bastırılmalıdır.
    3- Boyun ve gırtlak civarındaki kanarnalarda, baş parmak enseye, geri kalan dört parmak da boyun önündeki şah damara basacak şekilde tazyik uygulanmalıdır.
    4- Omuz, koltuk altı ve kolun omuza yakın yerinde meydana gelebilecek kanarnaları durdurmak için, baş parmak arkadan destek verecek şekilde, diğer dört parmakla köprücük kemiğinin çukur kısmına (boyuna yakın yerine) bastırılmalıdır.
    5- Kalça kanarnalarında, el ayası kazazedenin kasığına sıkıca bastırıldığı takdirde kanamayı durdurmak mümkün olacaktır.
#07.08.2010 11:55 0 0 0