Şiddetli gribin ardından Kleine Levin sendromuna yakalanan İngiliz Louisa Ball'ın hayatı uykuda geçiyor. Bazen bir kaç gün bazen de bir kaç hafta aralıksız uyuyan genç kızın ailesi açlıktan ölmemesi için genç kızı zorla uyandırıyor.
15 yaşındaki güzel kız , çevresinde gerçek 'uyuyan prenses' olarak anılıyor. 15 yaşındaki yaşıtları gibi her yönden çok normal olan tahilsiz kızın kabusu ise uyanmadan günlerce uyku halinde kalması.
Tıp dilinde Kleine Levin sendromu olarak bilinen hastalık halk dilinde ise uyuyan güzel hastalığı olarak anılıyor.
En uzun 13 gün boyunca süren uykusundan bir türlü uyanamayan Louisa'nın hastalığı karşısında doktorlar da bir çözüm üretemiyor.
Gerard Pique Bernabeu, (d. 2 Şubat 1987, Barcelona, İspanya) FC Barcelona takımında oynayan İspanyol futbolcu. Profesyonel futbol hayatına 2004 yılında Manchester United takımında başladı. Sir Alex Ferguson'ın keşiflerindendir. Manchester United takımında 12 maçta 2 gol attıktan sonra yedek kalması sebebiyle 2006 yılında Real Zaragoza takımına kiralanmıştır.2006-2007 sezonunu Real Zaragoza'da geçiren Pique, 2007 yılında Manchester United'a geri döndü ancak kadroda yer bulamadığından dolayı İspanya'ya dönmek istediğini belirtti ve 2008 yılında 10 Milyon € bonservis bedeli karşılığında Barcelona'ya transfer oldu.
Carles Puyol (d. 13 Nisan 1978) İspanyol savunma oyuncusu. Şu anda Barcelona FC takımının formasını giymektedir.Aynı zamanda İspanya Millî Futbol Takımı formasını da giymektedir.
Futbola Barcelona altyapısında başlayan Puyol, 1999 yılında A takıma çıktı. Burdaki başarılı performansıyla Puyol 2000'den itibaren hem FC Barcelona'nın hem de İspanya Millî Futbol Takımı'nın değişmez oyuncusu olmuştur.Ayrıca 2007 yılında dünyanın en iyi defansı seçilmiştir.Şu anda da FC Barcelona'nın kaptanıdır.Puyol Barcelona'nın en sadık oyuncularındandır.Barcelonanın başarısında büyük rol oynamıştır.
Paul Scholes İngiliz milli futbolcu. (d. 16 Kasım 1974, Salford-İngiltere). 1993 den beri Manchester United'de oynamaktadır, mevkisi ofansif orta sahadır. 29 yaşında milli takımı bıraktığı açıklamıştır. Manchester United ile 500'ün üzerinde maça çıkmıştır, en yakın takım arkadaşı bilindiği gibi Ryan Giggs'tir. Ayrica Paul Scholes 29 Nisan 2008 Tarihinde Şampiyonlar ligi yarı finalinde Barcelona karşısında şampiyonlar liginde 100.maçına çıkarak Şampiyonlar Ligi'nde 100'ün üzerinde maçta görev alan 8.futbolcu unvanını almıştır. 101.Maçı olan Şampiyonlar Ligi yarı final maçında ise Barcelona'ya harika bir gol atarak takımının finale çıkmasını sağlamıştır
John Terry (d. 7 Aralık 1980, Londra, İngiltere) profesyonel futbolcudur. Defans pozisyonunda oynayan John Terry, Premier League'in önde gelen takımlarından Chelsea ve İngiltere Milli Futbol Takımı'nın kaptanıdır.
İngiltere Milli Futbol Takımı formasını da giyen Terry şu ana kadar oynadığı 66 maçta 7 gol attı. 1998'den beri Chelsea F.C. ile sözleşmeli olan oyuncu, sadece 2000 yılının sonundan 2 ay için Nottingham Forest'a kiralık gitmiştir. Dönemin en başarılı savunma oyuncularından biri olarak kabul edilen Terry, sürpriz golleri ile tanınmaktadır.Chelsea 2005 yılında 50 yıl sonra Premier League'de şampiyon olduğunda şampiyonluk kupasını kaptan olarak kaldıran isimdir. Ayrıca David Beckham'ın İngiltere milli takımının kaptanlığını bırakmasının ardından kaptanlığa getirilmiştir.
John Terry, 2007-2008 UEFA Şampiyonlar Ligi finalinde ayağı kayarak son penaltıyı direğe nişanladı ve takımını kupadan etti,gözyaşlalarına boğulan Terryì takımın teknik direktörü Avram Grant teselli etti, Kariyeri boyunca Alessandro Nesta'dan sonra en iyi savunma oyuncusu seçilmiştir
Frank Lampard West Ham United'dan Chelsea'ye transfer olduktan sonra, West Ham taraftarları tribünlerde Fat Frank diye bağırdılar ya da onun sadece Paul Ince'in şişman versiyonundan ibaret olduğunu iddia ettiler, "Şişman" Frank Chelsea'deki ikinci sezonunda İngiltere milli takımının değişmez ismi oldu, geride bıraktıgımız Eylül ayında üst üste 114. lig maçına çıkarak rekor kırdı.
Futbolcu bir aileden yetişen Frank Lampard'ın kendisiyle aynı ismi taşıyan babası Frank Lampard da 70'li yıllarda West Ham United'da forma giymiş ve bu formayla iki FA cup kazanmıştır. Eniştesi Harry Redknapp ise futbolculuk kariyerinden sonra halen Premier Lig'de Southampton'ın teknik direktörlüğünü yapmakta.
Frank Lampard da futbola West Ham United ile başladı ve 1995'de 17 yaşını doldurmadan bu klüple profesyonel sözleşme imzaladı. Kiralik olarak 18 yaşında Swensea'da forma giydikten sonra tekrar West Ham'a döndü ve takımın değişmez oyuncusu oldu. 1999 yılında Kevin Keegan tarafından Macaristan maçında görev almak üzere milli takım kadrosuna dahil edilse de forma şansı bulamadı ancak 6 ay sonra Sunderland'de oynanan Belçika maçında ilk kez şans buldu. Bu erken başlangıca rağmen Lampard 2000 yılında İngiltere A mili takımı ile Belçika'da olmak yerine ümit milli takım kaptanlığını yapıyordu.
Lampard, 2001 yılında 11 milyon pound karşılığında Chelsea'ye transfer oldu ve o yıl normal sezonda sadece bir maç kaçırdı. 2001/2002 sezonunda Chelsea adına 5 gol kaydeden Lampard, 2002/2003 sezonunda ise kariyerinde ikinci kez hiç bir maçı kaçırmıyor ve Chelsea'nin ligi 4. bitirerek şampiyonlar liginde yer almasına 6 gol atarak katkı sağlıyordu. 2003/2004 sezonu Frank Lampard için harika bir yıl oldu. Abramovic'in kulübü satın almasıyla birlikte bir çok yıldız oyuncunun transfer edildiği bu sezonda, daha az forma şansı bulacağı şeklinde yapılan yorumların aksine Lampard harika bir sezon geçirip, Chelsea'nin Premier Lig'i Arsenal'in ardından ikinci bitirmesinde ve Şampiyonlar Liginde yarı final oynamasında büyük pay sahibi oluyordu.
O sezon görev başında olan Ranieri onun için "Mükemmel, komple bir oyuncu, şimdiden 10 gol attı. Ben Sven Goran değilim ama bence oynamayı hak ediyor" diyordu. Ericsson da Lampard'ın yükselişine kayıtsız kalmadı ve Lampard Lions'ların da değişmezi oldu. Chelsea, sezon sona ermeden, Lampard'la 2009 sezonun sonunda sona erecek ve Frank'a haftada 65.000 pound kazandıracak yeni bir sözleşme imzaladı.
Portekiz'de oynanan Avrupa Şampiyonasında grup elemelerinde 2-1 yenildikleri Fransa karşısındaki rövanş diye tabir edilen maçta ve Hırvatistan karşısında birer gol kaydetti. Çeyrek
finalde de Portekiz maçında normal sürede bir gol atıp, penaltı atışlarında da takımı adına bir gol kaydettiyse de İngiltere'nin kupadan elenmesini engelleyemedi. Buna rağmen turnuva süresinceki futboluyla büyük övgü aldı. Kendisi de bu turnuvanın kariyerindeki en yüksek nokta olduğunu ve turnuva boyunca geçen sürenin kariyerinin ve hayatının en güzel, zevkli anları olduğunu belirtti.
2003/2004 sezonunun ardından FA web sitesinde yapılan oylamada taraftarlar tarafından verilen oyların %40'ını alarak, Wayne Rooney, Steven Gerrard ve Ashley Cole'ün önünde İngiltere'de yılın futbolcusu seçildi.