hmask

hmask

Üye
05.05.2005
Uzman Onbaşı
4.384
Hakkında

  • Desulfitobacteria tipi bakteriler en sorunlu çevre kirleticiler olan kimyasal atıkları dahi yiyebiliyor. Bakterilerin farklı çeşitleri farklı kimyasal atıklarla besleniyor. Bu şekilde farklı bakteriler farklı atıkların imhasında, özellikle de atık suların arıtılmasında kullanılabilecek. Bakteriler yüksek ısı, radyasyon ve susuz ortamlara dayanabiliyor. Bu sayesinde ise bakterinin gelecekte endüstriyel koşullara uyum sağlayabileceği belirtiliyor.

    Çalışma ile ilgili tebliğ American Society for Microbiology yıllık toplantısında verildi.

    tam ben açacaktım sen açmıssın geri kalan bilgileride attım teşekkürler.
#10.06.2005 01:32 0 0 0
#09.06.2005 14:15 0 0 0
  • yüreğine ellerine sağlık teşekkürler nisanx
#09.06.2005 14:13 0 0 0
  • noimage


    Mısır'da şimdiye kadar çıkarılan 'en güzel' mumya bulundu. Çok iyi korunmuş mumya için arkeologlar, '100 yıldır böylesi çıkmadı' dedi.

    Mısır'da 'mükemmel korunmuş' bir mumya gün ışığına çıkarıldı. Bilim dünyasında yankı uyandıran kazıyı gerçekleştiren Japon kazı ekibi, mumyanın Mısır'da şimdiye kadar çıkarılmış en 'güzel' mumya olabileceğini söylüyor.

    Tahta mezara oturtulmuş

    Kuzey Mısır'ın Dahshur bölgesinde, Saccara'da piramitlerin bulunduğu bir alanda ortaya çıkarılan mumyanın 2 bin 300 yıllık olduğu sanılıyor. Bu dönem firavun Tutankamon'dan da önce, 380 ve MS 343 tarihleri arasında ülkeyi yöneden 30'uncu hanedanlık dönemine rastlıyor. Mavi ve kırmızı renklerde bir maske giydirilmiş olan mumya, tahta bir mezara oturtulmuş şekilde bulundu.

    Yönetici olabilir

    Japon Waseda Üniversitesi uzmanları, sarıya boyalı ve üzerinde açık mavi hiyeroglifler bulunan mumyanın önemli bir yönetici olma ihtimalinin yüksek olduğunu söylüyor. Mezarın üzerindeki renkli süslemelerin firavun mezarlarındakilere benzediği belirtildi. 100 yıldır böyle bir mumya çıkarmadıklarını söyleyen arkeologlar, mumyanın soyunu öğrenmek için tarama sonuçlarını bekleyecek.

    Bir de 'sahte' kapı

    İki hafta önce ortaya çıkarılan mumyanın bulunduğu alanda çok sayıda seramik muskalar ve bir 'sahte kapı' bulundu. Taş üstüne oyularak kapı görüntüsü verilen kapılar eski Mısır inancına göre iki dünyayı birbirine bağlıyor.
#09.06.2005 11:28 1 0 0
  • Konu: Tuvalet
    oturulmaz bu tuvalete
#09.06.2005 11:23 0 0 0
  • ]Dünyanın en eski deniz feneri, tüm yapıtaşlarıyla birlikte Antalya'nın Patara sahillerinde bulundu.

    Akdeniz Üniversitesi'nde geçen hafta düzenlenen 27. Uluslararası Kazı, Araştırma ve Arkeometri Sempozyumu'nun en çarpıcı bildirilerinden birini Prof. Dr. Havva İşkan Işık sundu. Işık, İspanya'nın Lacarunya kentindeki deniz fenerinden 60 yıl daha eski olan Patara deniz fenerinin tüm yapıtaşlarıyla birlikte bulunduğunu açıkladı.

    Antalya Kalkan'a bağlı Patara sahilindeki kumların, fener harabelerinin yok olmasını engellendiği de belirtildi. Fener, İstanbul Deniz Ticaret Odası ve Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'nın desteğiyle bu yıl ayağa kaldırılacak. Tahminen 16-20 metre yüksekliğinde olacak. M.S. 60'lı yıllarda yapılan fener, bugün denizden 60 metre içeride. 10 metre enkazı olan feneri ortaya çıkarmak için 3 bin kamyon kum taşıdıklarını belirten Prof. Dr. Işık, şunları söyledi:

    Bronz bir de yazıt var

    "Fenerin üzerinde 25-30 santim genişliğinde, yapıyı çevreleyen bir bronz yazıtın olduğunu, buluntu taşlardan anlıyoruz. Taşlar arasında İmparator Cladius'un ismini 2 kez tamamlayabiliyoruz. Diğer bir yazıtta Patara'ya deniz feneri yaptırdığı için imparatora teşekkür ediliyor. Deniz feneri anlamına gelen 'pharos' kelimesi kullanılıyor. Bu yapı kesinlikle bir deniz feneri."
#09.06.2005 11:10 1 0 0
  • LeMans yarışlarında XK 120C ile zafere ulaşan Jaguar mühendislerini zirvede tutacak otomobil belirlenmişti: D-Type!

    Jaguar, XK 120 S serisinin LeMans'ta kazandığı başarılarla üstünlüğünü kanıtlamasının ardından bu çıtayı daha da yükseltmek adına çalışmalara başladı. Ortaya çıkarılan ürünün ismi XK 120C olarak belirlenmişti. Araç daha ilk müsabakasında (1951 yılı 24 saat Le Mans yarışları) birincilik elde etti. Ardından otomobile, Grand Turismo yarışları açısından bir ilk olan 'disk fren'ler entegre edildi. Bu son haliyle XK 120C, 1953 yılındaki yarışlarda da birinciliği kimseye kaptırmadı.

    Bunca başarıya rağmen Jaguar'ın Ferrari, Alfa Romeo, Aston Martin ve Maserati gibi markalarla baş edebilmesi için daha gelişkin ve yeni bir otomobile ihtiyaç duyduğu ortadaydı. Firmanın kurucusu olan Sir Williams Lyons, yeni D-Type serisinin geliştirmesi için Malcom Sayer önderliğinde bir geliştirme ekibi kurdu ve ekip çalışmalarına başladı...

    18 ay süren geliştirme sürecinin sonunda ortaya dünyamn ilk tek parçalı şasisini (monokök) taşıyan otomobili çıktı. Tasarıma yönelik fikirlerin geliştirilmesi esnasında DType'ın selefinden daha alçak ve kısa olması gerektiği belirlendi. Bu yeni tasarım ile aracın daha yüksek maksimum hıza ve virajlarda mutlak bir üstünlüğe sahip olması amaçlanmıştı. Malcolm Sayer aracın tasarım özelliklerini içeren bir çok ayrıntıyı tamamen matematiksel hesaplar doğrultusunda belirledi. "Şasi 401" diye adlandırılan boyasız prototip üzerinde yapılan ilk testlerde C-Type'a 49 km/s'lik bir fark atılarak 287 km/s gibi bir maksimum hız elde edildi.

    D-Type'ın temelini yenilikçi bir şasi yapısı oluşturuyordu. Alüminyum panellerden üretilen kaporta şasiye perçinlenerek oldukça rijit bir yapı elde edildi. Bu tasarım anlayışıyla D-Type, şasisi tek parçadan oluşan ilk araç ünvanını kazandı. C-Type'da da olduğu gibi otomobilin ön ve arka panelleri çok stabildi ve bakım onarım ihtiyacı duyulduğunda kolayıkla sökülüp takılabiliyordu.

    D-Type'ın şasi, kafes ve amortisörlerinde magnezyum bazlı bir alaşım kullanıldı. Bu durum otomobilin ağırlığını azaltmasına rağmen oldukça yüklü üretim ve onarım masraflarını da beraberinde getirdi. Bu sebeple bir sonraki yıl içerisinde bu parçalar alüminyum ve çelik olanlarıyla değiştirildi.

    D-Type'a hayat veren XK temelli motor otomobilin rekor hızlara imza atmasındaki en önemli etkenlerden birisiydi. Kuru yağlama sistemine sahip olan bu ünite seleflerine nazaran oldukça güçlüydü. Yenilenen motor bloğu, genişletilen valiler ve üç boğazlı Webber karbüratör ile motor tamı tamına 245 HP'lik bir güç sunuyordu.

    D-Type'ın dört tekerleği de Dunlop disk frenleriyle desteklendi. Süspansiyonları ise ön kısımda çift lades kemiği formunda tasarlanmıştı. Arka kısımda bulunan dingille bu yapı, dönemin Jaguar modellerinin gerçek bir temsilcisiydi.

    D-Type, 1953 yılında gerçekleştirilen Le Mans yarışlarından önce yaratılmasına rağmen kendisini ancak '54 yarışlarında gösterebildi. Araç, geliştirilen prototipin üzerine tasarlanan 402, 403 ve 404 kodlu üç şasi ile yarışlara katıldı. Otomobillerden ikisi şanzıman ve frenaj sistemindeki problemler yüzünden yarış dışı kalırken, Duncan Hamilton ve Tony Rold'in kullandığı araç 4.9 litrelik motoruyla pistte fırtına estiren bir Ferrari'den sadece iki dakika sonra çizgiyi geçti. Bu sonuç Jaguar için bir hayal kırıklığı olmakla beraber o zamana kadarki en iyi derecelerden birisiydi...

    D-Type, Jaguar'in ürettiği nadide otomobillerden sadece birisi... Prömiyeriyle birlikte yüksek başarılara imza atamamış olsa da, gelecek sezonlar için firmaya müthiş bir motivasyon gücü ve yeni fikirler verdi. Akıcı hatları, üst düzey aerodinamiği, disk frenleri ve yekpare şasisiyle D-Type hala bir efsane...
#09.06.2005 11:02 0 0 0
  • ABD'de, çocuk sahibi olmasının imkansız olduğu söylenen 25 yaşındaki bir kadın, yumurtalık dokusu nakli sayesinde sağlıklı bir bebek dünyaya getirdi.

    Alabama eyaletinde yaşayan kadın, ikiz kızkardeşinden alınan yumurtalık dokusunun nakledilmesinden 15 ay sonra doğum yaptı. Anne Stephanie Yarber, başka bir insandan alınan yumurtalık dokusu sayesinde bebek sahibi olan ilk kadın oldu.

    Şimdilik kesin çözüm değil

    Bununla birlikte doktorlar, bu yöntemin, kısırlık tedavisinde en azından şimdilik kesin çözüm gibi algılanamayacağını belirttiler. Yarber ve kardeşinin tek yumurta ikizi oldukları için doku naklinde problem yaşanmadığını ifade eden doktorlar, herhangi iki kadın arasında gerçekleşecek bir nakilde bünyenin yeni dokuyu reddetmemesi için ilaç kullanmak gerektiğine işaret ettiler.

    Bir gün sorunun üstesinden gelinecek

    Kadının doktorlarından Roger G. Gosden, "Bir gün hiç şüphesiz alıcının yeni dokuyu reddetme sorununun üstesinden gelinecek. O zaman bu yöntem geniş kapsamlı bir şekilde uygulanabilecek" dedi.

    Kısır kalan kadınlara umut ışığı

    Dr. Sherman J. Silber de, yumurtalık dokusu naklinin, kemoterapi almak zorunda kalarak yumurtalıkları zarar gören ve kısır kalan kanser hastası kadınlar için bir umut ışığı olabileceğini ifade etti. Nakilden sonra doğal şekilde hamile kalan ve sağlıklı bir kız çocuk dünyaya getiren Stephanie Yarber'in bu yöntemle tekrar anne olabileceği ifade edildi.
#09.06.2005 10:57 1 0 0
#08.06.2005 15:20 0 0 0
#08.06.2005 02:30 0 0 0
  • Spor giyimin tanınmış markalarından "adidas", geliştirdiği teknolojileri ve yenilikleri giyim koleksiyonlarında kullanıyor. İnsan vücut haritası üzerinde çalışılarak geliştirilen ClimaCool teknolojisi, spor esnasında en çok ısınan bölgeleri tespit ederek, spor esnasında sporcuların kuru kalmasına ve performanslarını artırmalarını sağlıyor.

    Yüksek performansta havalandırma ve nem yönetimi sunan ClimaCool teknolojisiyle üretilen ayakkabılar, özel saya, iç ve dış taban yapısı ile ayakkabı içinde hava akımını gerçekleştiriyor. Isıyı kontrol altına alarak ayakkabı içerisinde nemi dengeleyen dinamik havalandırma sistemi ile ayaklar kuru ve rahat kalıyor.

    Fonksiyonel ve nefes alabilir kumaş yapısı ile hazırlanan tekstil koleksiyonu ise nemi vücuttan alarak kumaşın dış yüzeyine atıyor. Böylelikle, özel olarak tasarlanmış havalandırma kanalları ve üç boyutlu kumaş, sürekli iç ve dış hava akışını sağlayarak vücudu kuru ve serin tutuyor. Spor yapmayı daha rahat ve zevkli kılan Climacool teknolojisiyle üretilen adidas ürünlerini Laila Ali, Justine Henine-Hardine, Mardy Fish ve Doug Howlett gibi dünyaca ünlü sporcular da kullanıyor.
#08.06.2005 02:18 0 0 0
#08.06.2005 02:12 0 0 0
  • Konu: Beklemek..
    süper ellerine sağlık teşekkürler.
#08.06.2005 02:09 0 0 0
#08.06.2005 02:05 0 0 0
#08.06.2005 02:03 0 0 0
  • Premier Ligde sezonu kupasız tamamlayan ve kalecileri Roy Carroll ile Ricardoyu gönderen Mancahster United, Hollandalı file bekçisi Edwin Van Der Sarla anlaştı.

    Tim Howardla forma savaşına girecek olan Hollandalı kalecinin, 1 Temmuzda 2 yıllık sözleşme imzalaması bekleniyor.

    Man. United, önce İtalya Milli Takımı kalecisi Gianluigi Buffon ile ilgilenmiş ancak İtalyan kalecinin teklife sıcak bakmaması üzerine Van Der Sarı gündemine almıştı.

    GÜNDEM DAVİD VİLLA

    Manchester Unitedın, Valencianın da talip olduğu ve İspanyada son dönemin en yetenekli futbolcuları arasında gösterilen David Villayla ilgilendiği belirtildi.

    Valencia, ekonomik sıkıntı çeken Real Zaragozaya 9 milyon Euro teklif ederken, İspanyol kulübü ise golcü futbolcu için 12 milyon Euro istiyor.
#07.06.2005 20:19 0 0 0
  • Beşiktaş'ın en önemli oyuncusu El Amin, ikinci yarının başında sakatlanarak kenarıya geldi. Daha sonra kısa bir süre daha mücadele eden ABD'li oyuncu, sakatlığı izin vermeyince oyuna devam edemedi.

    TBL play-off final serisinin 4. maçında Beşiktaşı 78-68 yenen Efes Pilsen, 2004-05 sezonunun şampiyonu oldu.

    Efes Pilsen, Abdi İpekçide oynanan maçta elde ettiği galibiyetle, 39. sezonu tamamlanan ligde 12. şampiyonluğunu kazandı.
#07.06.2005 20:06 0 0 0
#07.06.2005 19:07 0 0 0
  • Deprem araştırmalarında çalışmalarını arzın merkezine çeviren bilim adamları, 'Japonya' isimli dev bir burgu geliştirdi.

    Depremle yaşamaya alışık olan Japonlar, sarsıntıları önceden tespit etmek için kolları sıvadı. Çalışmalarını arzın merkezine çeviren bilim adamları 'Japonya' isimli dev bir burgu geliştirdi. Dünyanın kabuğunu delerek 7,5 kilometre derinliğindeki 'manto' tabakasına ulaşmayı planlayan Japonların, icat ettiği 52 bin ton ağırlığındaki sondaj cihazı, neredeyse Titanic ile boy ölçüşecek boyutlarda. Daha çok petrol endüstrisinde kullanılan bu tür cihazları geliştiren Japonlar, ilk kez bu kadar derinliğe inerek depremi önceden tespit için çalışacak.

    Sistem nasıl çalışacak?

    Bu çalışmayla birlikte dünyanın büyük bir kısmını oluşturan manto tabakası ilk kez incelenecek. Manto tabakasının, yerkabuğuyla birleştiği bölge 'deprem yuvası' olarak adlandırılıyor. 7,5 kilometrelik seyahatle pek çok sismik bilgiye kolaylıkla ulaşılacak. Bilim adamları, şimdiye kadar dünyanın geçmişine bakarak kayaç tabakalarının hareketini ve depremlerin ne kadar sık tekrar ettiğini ölçebiliyorlardı. Ancak olası depremin zamanlaması tam olarak bilinmiyordu.

    Gerilimi ölçecek

    Manto tabakasına yakın yerleştirilecek elektronik duyargalar, hareket halindeki kayaçlardaki gerilimi ölçebilecek. Tabakalar kırılmadan önce bilim adamlarını uyarabilecek. Böylece önceden deprem tahmini yapılacak. Daha önce ABD'li bilim adamları, dünyanın merkezine doğru açılan bir delikten yerkabuğunun en alt tabakasına ulaşmayı başarmıştı. Ruslar, Almanlar, Azeriler de petrol aramak için arzın merkezine inen sondajlar yapmıştı.
#07.06.2005 19:04 0 0 0