Allah'ın yeryüzünde yarattığı, sergilediği eserler içinde fiziksel görünüm olarak en kusursuzu kadındır.
Kadın hem ruhuyla hem de bedeniyle bir sanat şaheseridir.
Allah'ın tüm insanlara merhametini; kadın, yavrusuna olan şefkat, merhamet ve acıma duygularıyla sembolleştirir.
Ve bu duygular onun ruhunun yoğrulduğu hammaddedir.
Bir tasarım harikası olan kadın insan ve hayvanın farklı projeler oluşunu ifade eden ana çizgidir.
Duygusal tasarımı bir yana kadının fiziksel heykeli fevkaladedir. Onun estetik tasarımına "Bu şöyle olsaydı, daha iyi olurdu" denecek tek bir rötuş teklifi dahi mümkün değildir. Ve bugüne kadar dile getirilmemiştir.
O, fiziksel olarak şöyle de olabilirdi:
Tüylü bir yaratık olabilirdi.
Şu anki fiziğinin tersine, ineğe benzer bir göğüs yapısını ona benzer bir alt konumda bulundurabilirdi.
Ama Allah onu her türlü pürüzden, mimari kusurdan beri, erişilmez ve değiştirilemez bir tasarımla yaratmıştır.
Simanın saçla taçlandırılması veya bu güzelliğin saçsızlıkla boşlukta kalışı...
Ne müthiş bir tercihtir.
Şu organ şöyle değil de böyle olsaydı, saçı farklı bir yer ve konumda olsaydı, göğsü böyle değil de şöyle veya şurada olsaydı, 2 değil de 4 veya 3 olsaydı denebilecek hiçbir mimari alternatif ve dizayn önerisi kadın tasarımı için söylenemez.
Kadın mimari bir dengenin estetiki bir sunumudur.
Erkek güç ve kuvveti sembolize ederken, kadında erkeğin ruhunu teshir ve teskin eden, tamamlayan bir dinginlik görürüz.
Erkeğin kendini kaptıracağı, gözü kapalı peşinden koşacağı bir cazibeyle yaratılmıştır kadın.
Erkek kimi zaman öylesine bu cazibeye kapılır ki Allah'a ait güzelliklere birer gölge olan kadını ilahe edinir.
Allah'a ait güzelliklerden habersiz, 'marifetullah'a kapalı bir insan içinse kadına aşık olma ama onu aşıp Allah aşkına ulaşamadığı için onda boğulup mecazi bir tapınmaya dönüşüm kaçınılmazdır.